2

184 8 12
                                    

SOPHİE

   Sabah uyumuş olduğum koltukta doğrulup hızlıca ayağa kalktım. Saat daha erken olduğu için Peter'a bir not koydum. Üstümü değiştirip, yanıma da biraz para alıp dışarı çıktım. Nereye diye sormayın. Hadi ama bu evde tek bir tane kıyafetim var oda üstümdekiler! Gördüğüm ilk giyim mağazasına girdim. Gezerek bir kaç şey beğendim. Deneme odasının hepsi doluydu. Bende beklemeye başladım. Bunlar neden benim alış veriş yapacağım günü buldular? 


    Yaklaşık 25 dakikanın sonunda bir yer boşalmıştı. Hemen oraya girdim. Önce beğendiğim beyaz, omzu açık ve sade bir elbise denedim. Aynada ki görüntüm güzel mi emin değildim. Sanki bol gelmişti. Elbisenin bir küçük modeli olup olmadığını sormak için perdeyi araladım. '' Pardon bunun bir küçük modeli var mı? Üstümdeki medıum beden.''. Herkes bana baktı. Beni baştan aşağıya süzdüler. Perdeyi kapatıp bir daha hiç çıkmamayı istedim. Ama yapmalıydım, başa çıkmalıydım. 

        Bir kaç dakika sonra kadın aynı kıyafetin bir başka bedenini getirdi ''Buyurun Hanımefendi''. Elbiseyi elime alır almaz direkt kabine girdim. Aynada ki yansımama baktım. Elimdeki elbisenin bedenine baktım XS . Gözlerimi kapattım ve üstümü değiştirip kendi kıyafetlerimi giydim. Elime seçtiğim kıyafetleri alıp çıktım. Kasaya gidip ödeme yaptım. 

   Ardından bir başka mağazaya girdim ve orda da aynısını yapıp çıktım. Sadece beğeniyor ve alıyordum. İşim bittiğinde eve doğru yürüdüm. Bu zordu. Cidden zordu. Sadece susmalıydım. Çünkü bu yeterli değil. Eve vardığımda gözlerimin karardığını fark ettim. Kapıyı çalıp açılmasını bekledim. Açılır açılmaz direkt içeri girip mutfağa adımlar attım. Yaklaşık beş bardak su içtim. Peter bana şaşırmış halde bakıyordu. ''Ne hava çok sıcak!''. Yine bir yalan. Yalanlar gündelik hayatımın önemli bir noktası oldu. İçeriye geçtim. Eşyaları aldım ve kaldırdım...

  Üstüme rahat bir şeyler giyip salona geçip oturalı 1 saat oluyor. Ama televizyonu değil yeri izliyorum. Çünkü aklımda bir sürü değişik düşünce var. Peter gerçekleri bilmiyor ve bu beni geriyor. Fakat onu bu çukurdan çekip çıkarmalıydım. Ayağa kalktım ve evin içinde yürümeye başladım. Odadan odaya yürüyorum çünkü stres atmazsam çok kötü şeyler olabilir. Ateşle oynamak tehlikelidir değil mi? 

           En sonunda tek penceresi olan karanlık bir odaya geçip büyün perdeleri kapattım. Kapıyı kapatıp odanın ortasına oturdum ve bağdaş kurup ellerimi birleştirdim. Gözlerimi kapatıp hissetmeye odaklandım. Bugün olan her şeyi gözümün önüne getiriyorum ki daha da güçlensin. Elimde bir kaç his belirdi. Bunun üzerine ellerimi yavaşça araladım. İşte oradaydı küçük bir kaç minik kıvılcım. Daha sonra ben elimi açtıkça bu minik kıvılcımlar büyüdü, büyüdü , büyüdü... Tam daha da büyüteceğimde kapı çalındı. Siktir  Gücümü açığa çıkartmayı biliyor ama nasıl söndüreceğimi bilmiyorum. Hadi ama sönsene. Peter arkadan bağırdı ''İyi misin?''. Korku ve endişe içerisinde cevap verdim ''E-evet''. Kapı daha da zorlandığında iki elimi de sıktım ve güzel anılar düşündüm. İşe yaramıyordu. Hadi bir mucize olsun. Aklıma kontrolü kaybedebileceğim geldiğinde Peter'ı düşündüm.


        Bu işe yaramıştı elimde ki şeyden kurtulduktan sonra perdeyi açıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtım ''Meditasyonu mu bozdun!''. ''Hadi ama acıktım yemek yiyelim!'' Bu çocuğun hep acıkmasının sebebi ne? ''Banane yemek yemek istiyorsan yap ve ye umurumda mı sence acıkman? Umurumda bile değilsin!''. Peter bana şaşkın gözlerle baktığında anladım bunları söylememeliydim. Onu kırdım. Hafif bir gülümseme verip kapının önünden gitti.

SPİDERMAN:NEW HOMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin