16. bölüm

58 16 0
                                    





Hayat çok tuhaf değil mi? Bence öyle. Okula en son geçen hafta gelmiştim ve o zaman da Jungkook'a platonik olduğumu düşünüyordum, çok tuhaf. Şimdi ise yaşanılan iyi kötü olaylardan sonra tekrar okula gelmiştik. Dersin bittiğini bildiren zilin sesiyle daldığım
düşüncelerden çıkarken yerimden kalkıp masada duran kitaplarımı topladım.

"Hadi civciv, çıkalım artık sevgilimi özledim" Taehyung'un mızmız tavırlarına gülüp acele etmeye başladım, doğruyu söylemek gerekirse bende sevgilimi özlemiştim. Çok uzun değil, iki saat önce yan yanaydık ama yine de özlemiştim onu.

Sabah beraber okula geldiğimizde kapıda durmuş ne yapmam gerektiğini düşünmüştüm ama sevgilimin yanağıma bıraktığı öpücükle düşüncelerimden uzaklaşıp ona tebessüm etmiştim. Ne düşündüğümü sorduğunda ise okula bu şekilde gelmenin tuhaf olduğunu, isterse ilişkimizi bir süreliğine saklamamızın sorun olmayacağını söylemiştim.

Sözlerime göz devirip elimden tutarak peşinden çekiştirmişti beni. Gülümseyerek onu takip etmiş, heyecan ve sevimliliğine karşı kıkırdamıştım. O ise okulun bahçesinde olduğumuzu yada etraftaki insanları umursamadan durmuş ve dudaklarıma kapanmıştı.

Kısa bir öpücükten son ayrılmış alnıma da öpücük kondurup eşsiz gülümsemesiyle yüzüme bakmıştı. "Gülüşün" demişti bana iç çekerek "gülüşün kadar güzel ve eşsiz birşey daha bilmiyor, görmüyorum. Seni kendime saklamak istemem çok mu bencilce?" Diye sormuştu. Herkesi unutup bu defa ben dudaklarından öpmüştüm onu.

"Değil sevgilim, çünkü bende senin için aynı şeyi düşünüyorum" demiştim. Sonra aynı anda ortada buluşup gülüşlerimizden öpmüştük. Daha sonra el ele okula girip derslerimizin olduğu sınıflara girmek için zorlukla ayrılmıştık.

Şimdi bana saatler gibi gelen bir sürenin sonunda özgürlüğüme, sevgilime kavuşacaktım. Çantamı alıp kapıda sabırsız bir şekilde bekleyen Taehyung'a doğru gülümseyerek yürümüştüm. "Hadi çıkalım artık şu sınıftan" ayaklarını yere vurup isyan edişine göz devirip koluna girdim. "Hadi gidelim" sözümle sınıftan çıktık.

********

Jimin ve Taehyung, okulun kafeteryasına doğru giriş yaparken arka masalardan birinde oturmuş sohbet eden Yoongi ve Jungkook'u gördü. İkili kendilerine kahve alıp, sevinçle onları bekleyen sevgililerinin yanına doğru yürüdü.

"Hoş geldin güzelim" Jungkook yanındaki sandalyeyi çekip Jimin'in oturmasını sağlarken yanağına öpücük kondurmuştu. Taehyung ise Yoongi'ye göz devirerek çektiği sandalyeye oturdu. "Yunki'm sen biraz öküz müsün?" Diye konuştu kollarını göğsünde bağlarken, Yoongi anlamsızca baktı ona. "Ben ne yaptım şimdi?" Diye sorunca Taehyung ona ters bir bakış atıp Jungkook'a döndü.

"Nasılsın hyung?" Diye sordu erkek arkadaşını göz ardı ederek Jungkook, ise Jimin'de olan bakışlarını ona çevirip karşılık verdi. "İyiyim Taehyung, sen nasılsın?" Taehyung ise "iyiyim" diyerek tebessüm ederken Yoongi onu omzundan tutup göğsüne çekti. "Aşkım, neden bana trip atıyorsun?" Diye soran Yoongi'yle Taehyung, kollarını göğsünde bağlayıp trip atmaya devam etti.

"Güzelim, çok özledim seni" dedi Jungkook, sarıldığı miniğinin yanağına öpücük kondururken. Jimin, kıkırdamış, karşılık vereceği sırada bir başkası tarafından susmak zorunda kalmıştı. "O kimler varmış burada, selam" Luhan sırıtarak masaya yaklaşıp konuşmuştu.

"Ne istiyorsun lan" Jungkook sinirle burnundan solurken konuşmuştu, bu çocuğu hiç sevmiyordu. "Ne isteyebilirim ki, tebrikler. Sonunda istediğine ulaştın" dedi Luhan ellerini cebine sokup Jimin'i işaret ederek. Jungkook, daha çok sinirlendiğini hissederken ayağa kalktı. "Oğlum bak belanı arama" diye çıkışınca Ravi, Luhan'ın arkasından belirip, kulağına eğilerek konuşmuştu.

CELESTE-JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin