EP.04

320 29 73
                                    



İyi okumalar:):=)🙀🙀

_*_*_*_*_*_*_*_*_


Theeranya'ya vardıklarında vakit neredeyse gecenin bir yarısıydı. Kral Korn ilk önce arabadan inerek etrafını saran hizmetkar ve askerlerle birlikte saraya doğru ilerlemeye başladığında, King omuzunda uyuyakalan Uea'yı kucağına almak için hareketlendi. Genç omega uzun yolculuğun ve karnında taşıdığı yavrunun ağırlığıyla bir hayli yorgun olmalıydı. Ancak Vegas ondan daha çabuk davranarak kardeşini kendine çekti. Bütün yolculuk süresince bir an olsun kaybetmediği soğuk ve karanlık bakışlarını genç alfanın üzerinden ayırmadan kardeşini sanki hafif bir eşya kaldırır gibi kucağına aldı.


Bu tavrı King'in yüzüne somurtkan bir ifade yerleştirerek, dudaklarını sıkıca birbirine bastırmasına sebep olduğunda Pete dudaklarında oluşan gülümsemeye karşı koyamadı. Ona yalnızca birkaç gün sonra artık eşi olacak Uea'ya istediği her şeyi yapabileceği kadar özgür olacakları evlerine döneceklerini söyleyerek teselli etmek istedi. Ancak bununla birlikte aklına dolan bir başka düşünce kendinin de yüzündeki gülümsemeyi koparıp götürürken usulca başını öne eğdi. Uea ve King için özgürlüğün başlayacağı gün, kendisi için yeni bir esaret demekti. Ayrıca bu kez kurtuluş için yalvardığı tanrının da onayıyla oluyordu ve bundan sonra kime sığınması gerektiğini bilemeyecekti.


'Beni ateşe atandan, onu söndürmesini isteyeceğim.'


'Ne ironi ama!'


Veliaht prens, onları sarayın geniş bahçesinde yalnız bırakmadan önce, "Owen." diye birine seslendi. "Onlara odalarına kadar eşlik et."


Pete, Vegas'a hızla selam verip "Emredersiniz, majesteleri!" diyen askerin onu kiliseye götürmek için Sakornya'da karşılaştığı, mektubu taşıyan asker olduğunu fark ettiğinde bakışlarındaki soğuk ifadeye rağmen gülümseyerek tepki verdi. Muhtemelen prensin yakın askerlerinden biriydi. Hatta onlarla başka bir ülkenin topraklarına ayak basmaya cüret ettiğine bakılırsa, çokça da güvendiği biriydi.


Yaklaşık bir dakika sonra Vegas, beraberinde birkaç hizmetkar ve asker sarayın geniş bahçesinde gözden kaybolarak onları yalnız bıraktığında, Pete geldiklerinden bu yana ilk defa etrafına bakındı. Her adım başına konulan direklerin üzerine yerleştirilmiş ışıklar bahçedeki her detayı görmesine yardımcı oluyordu ve gözüne çarpan ilk şeyse, her birkaç metrede iki iç askerin grup halinde nöbet tuttuğuydu. Genç prens içinde bulunduğu dünyayı, bu yoğun güvenliğin savaş tehlikesi için olduğunu bilecek kadar tanıyordu. Ve bir an için müstakbel eşiyle (!) yaptıkları ve yapacakları her şey doğru hissettirdi. Kendisi için bir son olsa bile bu, insanlara kanı değil aşkı sunan bir anlaşmaydı.


'Kardeşimin hayatını kurtaran bir anlaşma.'


Bahçe, Sakornya'daki sarayının neredeyse iki katı büyüklükteydi ve üçte ikisi rengarenk çiçeklerle süslenmişti. Sarayın arka tarafına giden taşlı yolun kenarı boyunca uzanan bir gölet görünüyordu ve etrafını saran devasa kayalıklar vardı. Pete, gecenin hafif esintisi üzerindeki kabanın açıkta bıraktığı çıplak boynunu yaladığında gözlerini kapatıp derin bir nefes alırken, dudaklarına yerleşen gülümsemeye engel olamadı. Burası bu güne dek yaşadığı yerden çok farklı görünüyordu; çok daha canlıydı.


Sakornya'daki sarayın aksine daha modern bir yapı olan Theeranya sarayının gecenin bu vaktinde bile neredeyse bütün ışıkları yanıyordu ve Pete, kısa bir an burayı masal dünyasına benzetti. Karanlığın hakim olamadığı her yeri kendisi için cennet olarak kabul eden yaralı ruhu, burayı yalnızca birkaç göz atışıyla benimsedi. İçinde onun için cehennemi hatırlatacak bir canavarla yaşayacak olsa bile bu aydınlık ve canlı karşılamayı mutlulukla kabul etti.


KINGDOM || VegasPeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin