3.Bölüm/HATIRLAMAK

6 0 0
                                    


Hilalden

Evdeki bağırışmalarla uyandım. Başım çok ağrıyordu. O kadar içecek ne vardı ki? "Hilal kalk artık senin yüzünden güneşin altında yüzecez!" Beril bağırarak odaya girdi. Elindeki çantayı yatağın ucuna bıraktı ve içinden bikinimi çıkarıp bana fırlattı. "10 dakikaya hazır ol!" Üstüme fırlatılmış bikinimle bakışırken içeri Lalin daldı. "Kızım sen hala giyinmedin mi? Beril iyice çıldıracak çabuk giy şunu" Üstümdeki örtüyü çekti ve katlamaya başladı. Çoktan hazırlanmıştı. Her zamanki Lalindi işte. Bikinisini giymiş altına da bir şort geçirmişti. Saçlarını açık bırakmış bir kaç tutamını örmüştü ve yine kafasına o devasa gözlüğünü takmıştı. Yattığım yerden doğruldum ve bikinimi alıp ayağa kalktım. Çantanın içinden tarak ve tokaları alıp hızlıca banyoya gittim. Banyo tezgahı Lalinin bakım ve makyaj ürünleriyle dolmuş taşmıştı. Bikinimi hızlıca giyip saçlarımı taramaya başladım. Saçlarımı dağınık bir topuz yapıp önlerinden bir tutam bıraktım. Lalinin parfümlerinden birini sıktım ve banyodan çıktım. Çantadan bir şort ve beyaz bir gömlek çıkarıp hızlıca giydim. Çantaya telefonumu da ekledikten sonra odadan çıktım ve alt kata indim. Devin kapının önünde oturmuş bizi bekliyordu. Geldiğimi fark edince bana baktı. "Birileri ortalığı yakıyor" güldüm. Lalin yanımıza gelip "Evden bir an önce çıkmazsak Berilde bizi yakacak" kapıyı hızlıca açıp dışarı çıktı. Beril kapının önünde kollarını birbirine bağlamış bizi bekliyordu. "Sonunda be" Devin kapıyı kilitleyip  yanımıza gelince yürümeye başladık. Lalinin telefonundan gelen tuş sesiyle ona baktım. Tuş sesi hoşuna gittiği için sesi açık bırakıyordu. "Kiminle konuşuyorsun sen" "Ilgazla" yüzünde büyük bir gülümsemeyle telefona bakıyordu. "Kesin aşık" Lalin kocaman gözlerle bana döndü. "N-ne alaka ya!" Yanakları kızarmıştı. Beril araya girip "Hahaha şu surata bak kesin aşıksın kızım sen " Lalin terliğini çıkarıp Berile doğru fırlattı. Beril gülerek koşmaya başlayınca Lalinde terliği alıp onun peşinden koştu "Kızım gelsene buraya!" "Ya ben mi başlattım Hilale neden saldırmıyorsun ?"diye bağırdı. Lalin birden durup elindeki terliği bana doğru fırlattı. Gülerek terlikten kaçtım. Kaçmamla terliğin Devinin suratına gelmesi bir oldu. Devin yere düşen terliği yerden aldıktan sonra bize döndü ve "Siz şimdi bittiniz!" üstümüze koşmaya başladı.
"Devin vallaha benim bur suçum yok!"

10 dakika sonra

Lalin en önden koşarken ben en sonda kalmıştım. Beril ise ara sokağa sapmış ve ortalıktan kaybolmuştu. Koşarken önümüze bir araba çıktı ve son anda durduk. Lalin sinirli bir şekilde arabanın camına vurdu ve "Ehliyetini nerden aldın ulan hayvan herif?" diye seslendi. Arabanın camı yavaşça açıldı ve Lalin olduğu yerde dona kaldı. Arabanın camın baktığımda Lalinin şaşırma sebebini anladım. Eski sevgilisi Cem camdan Laline bir şeyler söylüyordu. Lalin ellerini sıkmış bir şekilde ona bakıyordu. Hızlıca yanına gittiğimde Cemin o uyuz sesini duydum.
"Ne oldu prenses beni mi özledin?"
Lalin boş gözlerle ona baktı. "Hadi ama naz yapma canımm" Lalin derince bir nefes verdi ve gülmeye başladı. Cemin sırıtışı yavaş yavaş siliniyordu. Bir anda Lalin Cemin suratına tükürdü. "Ayy çok pardonn" alaylı bir tınıyla güldü. Cem yüzünü silerken "Kızım sana bu cesaret nerden geliyor hm?" diye sordu ve kemerini açmak için hamle yaptı. Lalin yavaşça geriledi. Lalini kolundan tutup çektim. "Sakin ol" Cem rezil sesiyle büyük bir kahkaha patlattı. "Korkma kızım yemem seni" dedi ve arabanın kapısını araladı. Lalinin gergince bir nefes verdi. Cemin aralamaya çalıştığı kapı büyük bir gürültüyle kapandı. "Vay kardeşim araban ne güzelmiş ya" Ilgaz tam karşımızda bir duvar gibi duruyordu. "Sen kimsin lan?" Cem sinirli bir şekilde Ilgaza bağırdı. Ilgaz Ceme doğru eğilip "Ilgaz ben" dedi samimiyetsiz bir gülümsemeyle. "Şimdi canım kardeşim arabanı da al defol buradan yoksa bu güzel araba kapısı senin başka bir yerinin  kapısı olur" diyerek göz kırptı. Cem Laline dönerek "Bu burada kalmayacak" dedi ve arabayı çalıştırıp gitti . Ilgaz bize döndü ve "Ee kızlar keyifler nasıl?" diye sordu. Az önceki tavrından eser kalmamıştı. Hatta Laline bakarken gözlerinin içi parlıyordu. "Hilal hanım Lalini ödünç alsam olur mu?" diye bana sordu. Gülerek "Tabii ki Ilgaz bey" Ilgaz sevinçle gülümseyerek Lalini kendine doğru çekti ve bir elini omzuna attı. Lalin ise sessiz bir şekilde ona ayak uydurdu. Devin nefes nefese bir şekilde yanıma geldi. Bir bana bir de Lalinlere baktı. "Ne çabuk büyüyorlar " diyerek olmayan göz yaşlarını sildi. Güldüm "Biz ne zaman büyüyeceğiz be?" diye sordum. "Tabii senin dün gece olanlardan haberin yok" Ona döndüm "Dün gece mi?" "Dün gece ne oldu ki" Devin gülmeye başladı "Ne olmadı ki kızım" Lalinlerin peşinden yürürken sokağı Devinin gülme sesi dolduruyordu. Anlam veremeyerek yolda yürümeye devam ettim.


Batından

Kızlar bir anda koşarak önümüzden geçince Ilgaz Lalinle konuşabilmek için peşlerinden koştu. Karan " Bu çocuk ilk defa birine bu kadar bağlandı yoksa dünyanın sonu mu geliyor?"  "Evet büyük ihtimalle " diyerek ona hak verdim.  "Sen sanki çok farklı haldesin Bato" Kaşlarımı çatarak Arene döndüm " Senide görücez  beyefendi" "Çok beklersin" dedi.  Karanın biriyle çıkmasının üstünden 5 yıl geçmişti.  "Ne oluyor lan orada?" Karanın baktığı yere dönmemle Ilgazın önündeki arabanın kapısına tekmeyi geçirmesi bir olmuştu. Arkasında Lalin ve Hilal vardı.  Biraz gerilerinde ise Devin duruyordu. Karan elindekileri yere atıp o tarafa koştu. "Lan nereye" Aren Karanın arkasından bağırıyordu. Karan ilerleyen arabanın arkasına doğru koştu. "Deli misin oğlum buraya gel!" Aren Karanın arkasından yırtınırken önümüzdeki Ilgaz kızı koluna atmış keyiflice yürüyordu. "Lan noluyonuz amına koyayım!" Yan taraftan gelen bağırma sesiyle o tarafa döndük. "Beril?" adını duyan kız hızlıca bize döndü. "Ilgaz ne halt ediyor orada?" sinirli bir şekilde bize bakıyordu. "Kusura bakma Ilgaz Lalini biraz kaptı gibi" dedim. "Ya oğlum bir ben sap kaldım ağlayacağım! " diye sitem ederek Hilallerin peşine koştu. Önümde yürüyen kıza gözüm takıldı. Saçlarını yukardan toplamıştı. Açık saç ona daha çok yakışıyordu. "Acaba Hilal dün olanları hatırlıyor mudur?" Aren kocaman bir kahkaha patlattı. "İnşallah hatırlamıyordur" dedi. Arenin gülüşü üzerine Hilal arkasına baktı. Beni görünce kafasını hızlıca önüne çevirdi. "Hatırlıyor galiba" Arenin dedikleri üzerine sırıttım. Eğer cidden hatırlıyorsa onunla biraz uğraşabilirdim.

...

bu nasıl bölümdü ya

hiiç hoşuma gitmedi ama birinden dayak yemek istemiyorum o yüzden bölüm atmam gerekiyordu

inş beğenirsiniz

pls oy + yorum


Ay IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin