Arkama döndüğümde Sedat'ı gördüm. Sedat benim üniversiteden arkadaşımdı aynı sınıfta Hukuk okumuştuk. Üniversiteden mezun olduktan sonra neredeyse hiç konuşmamıştık."Sedat?"dedim Barına bakarak çatık kaşlarla neredeyse gözlerini kırpmadan Sedata bakıyordu " Ne işin var burda?"
"Hiç burdan geçiyordum görünce selam vereyim dedim" dedi sahaya girerek.
"Verdin selamını git şimdi" dedi Barın yanıma gelmiş hatta biraz önümde duruyordu. Sedatdan hoşlanmadığı belliydi, hoşlanmadığı kişilere aşırı sert ve soğuk davranırdı.
"Sakin ol şampiyon" dedi Barının tam karşısında durarak
"sen kimsin hem?"Boğazımı temizleyerek ikisinin arasına geçtim "Bu Barın çocukluktan beri arkadaşım" dedim Barına dönerek "Buda Sedat üniversiteden arkadaşım"
"Demek arkadaşın" dedi küçümseyici şekilde sırıtırken. Sedat benden hoşlanıyordu,aşkını bana bir kaç kere itiraf etmişti. Ama Sedat pek benim tipim değildi, Zengin bir aileden geliyordu,Babasının parasına güveniyordu ve istediği her şeyi yapar sonrada babası sayesinde rahatca sıyırırdı. Kampüsdeki her kes ondan tırsardı.
Barın "Demek üniversite arkadaşın, diğerlerini tanıyorum ama bundan bahsetmemiştin önemsiz biri herhalde" dedi kocaman gülümseneyle,Sedatın gülümsemesi kaybolmuş sinirlenmişti.
Ara girmezssem birazdan bir birlerine dalacaklardı. Sedatın karşısına geçerek "Sedatcığım" dedim yapmacık şekilde gülümseyerek suyuna gitmeye çalışıyordum.
Çünki sinirlenirse düşünmeden Barının üzerine atlardı Barın ondan kat kat daha güçlüydü ve Barın ağzını burnunu kırardı. Ve Barının ona saldırmayacağını biliyordum bunu hep yapardı. Kavga sırasında karşısındakine ilk dayağı atmazdı onu laflarıyla sinirlendirir karşı taraf atakta bulunduğu anda o kişiyi yamulturdu. Ve şu anda ne kavgayla nede polisle uğraşmak istemiyordum.
Sedatın yüzü değişti siniri aniden soğudu ve bana bakarak gülümsedi. Barın gökyüzüne bakarak "cığım" dedi ardınan güldü kaşlarını kaldırdı"cığım, evet" dedi. Beni
kıskanmışmıydı? işte bu hoşuma gitmişti. Sedata dönüp "Basketbol oynuyoruz oynamak istermisin?"dedim. "Olur" dedi heyecanla."Tamam o zaman iki takım oynayalım" Sedat ağzını açtığı anda Barın beni kolumdan tutarak kendine çekti kolunu omzuma atarak "Defneyle ben sen tek" dedi. Sedat her ne kadar sinirlensede sesini çıkarmadı.
Oynamaya başladık bir süre sonra maç 2-2 di atan kazanıcaktı. Topu alarak Sedatın kalesine koştum Sedat üzerime koşup topu almak istediğinde hemen etrafımda dönerek topu Barına attım. Barında topu potaya attı biz kazanmıştık. Barın çantasından suyunu almak için çantasının yanına gitti.
Sedat nefes nefese yanıma geldi "Tebrik ederim Defne" dedi elini uzatarak, bir süre eline baktıktan sonra kendimi zorlayarak elini kısa sürekiğine sıktım. Gülümsedi ardından göğüs kafesime baktığını gördüm neye bu kadar baktığını anlamayarak kafamı eğip baktığımda tokayla bağladığım bol atletin açıldığını gördüm göğüs dekoltem gözüküyordu. Büyük ihtimalle az önce topu Sedatdan kaçırmak için yaptığım hareket yüzünden olmuştu.
O an hiç beklemediğim anda Sedat bana sormadan elini uzatarak atletimi yukarı çekti, eli vücuduma temas ettiği anda gözlerimi irice açarak olduğum yerde kaldım. Bir kaç saniye sonra Barın beni arkasına alarak Sedatın suratına bir yumruk geçirdi Sedat yere düştüğünde "Orospu çocuğu sana ona dokunma hakkını kim verdi!" dedi bağırarak. Sedat acıyla inledi ardından burnunu tutarak bir şey demeden kalkıp gitti.
Bense olduğum yerde kalmıştım Barın bana dönmüş eğilerek "Defne,Defne iyimisin. Defne bir şey söyle!"dedi.
Ama ben gittikce onu duymuyordum yeniden hatırlamıştım. O günü hayatımın sonuna kadar kabuslarıma giren o günü yeniden hatırlamıştım.12 sene önce
O gün İstanbulda çok soğuk bir gündü. Ben 9 yaşındaydım ve Annemle bir akrabasının düğününe gitmiştik,her kes oynuyor gülüyor eğleniyordu. Annem saçlarımı iki yandan topuz yapmış bana pembe en sevdiğim prenses eteğimi giydirmişti. Yüksek sesten hoşlanmamıştım ve anneme oyun oynayacağımı söyleyerek dışarı çıkmıştım. Barınıda kendimle sürükleyerek dışarı çıkarmış oyun oynayacağımızı söylemiştim.
Barın o zaman 12 yaşındaydı siyah takım elbisesiyle çok yakışıklı duruyordu. Oyun oynamak istemediğini söylemiş mızmızlanmıştı ama ben bir türlü oynamaya ikna etmiştim.
Saklanbaç oynuyorduk ve o ebeydi bir ağaca yaslanmış 40 a kadar sayıyordu. Bende saklanmaya yer arıyordum yakınlarda beni çabuk bulacağını düşünerek uxaklaşmaya karar vermiştim,hayatımı karartacak bir karar olduğundan habersiz...
Bir az uzaklaştıktan sonra kaybolmuştum. Ara sokaklardan birine girmiş geri dönmek için çabalıyordum. Tam o anda sokakta orta yaşlarda siyah bir şapka takan adam olduğunh gördüm. Annem yabancılar hakkında beni uyarmış ne kadar tehlikeli olabileceklerini anlatmıştı.
Bu yüzden adama bakmadan bir an önce sokağı geçmek istiyordum. Tam geçip gidecekken beni durdurdu, yanıma eğilerek neden ağladığımı sordu. Çekinerek kaybolduğumu söyledim, bana nereden geldiğimi sordu. Düğün salonunun ismini söyledim. "Hmm baya uzakmış, desene burada seni bulamazlar" ne dediğinin farkına vardığımda hemen koşmaya başladım beni hemen yakalayarak yere yatırdı.
Durmadan ağlıyor bağırıyordum. Vücudumun her noktasına dokunmaya başladı "Ne güzel eteğin varmış,
kızlar etekleri sever değilmi?"diye sordu. Sadece ağlıyor ve çırpınıyordum "Ama sen sevemeyeceksin çünki her etek giydiğinde beni hatırkayacaksın... Çocuklar rüyalarıda sever, ama sen sevemeyeceksin her uykuya daldığında beni hatırlayacaksın... Ben seni unutacağım minik kız, ama sen beni unutamayacaksın..." dedi ve zorla beni öpmeye çalıştı her ne keadar çırpınsamda, faydasızdı o kocamsndı ve benim minik bedenim onun altına kuş gibi eziliyordu. Dudaklarımı öptü ardından, kollarımı... bacaklarımı... özel bölgemi... her yerimi öptü. Ardından iğrenç sesiyle güldü "Ve şimdi en zevkli an" diyerek eli kemerine gitti artık ağlamaktan gözümde yaş kalmamıştı bağırmayada gücüm yoktu...Ardından fermuarını indirdi ve pantolonunu yavaş yavaş sıyırmaya başladı. Tam o anda bir ses duydum tanıdık bir ses "DEFNE NEREDESİN!" diye bağırıyordu Barın.
"Hassiktir" diye söylendi o adam ve hemen pantolonunu çekererk ayağa kalktı. Koşarak uzaklaştı bense ardında çırılçıpkak yerde yatar halde kaldım...
Barın koşarak yanıma geldi ve beni görünce şoka uğrayarak olduğu yerde donup kaldı. "Barın..." dedim son kalan gücümle, kısa süre sonra kendini toparladı ve yanıma koştu, hiç birşey sormadı anlamıştı tacize uğradığımı... Hemen siyah ceketini çıkardı ve beni cekete sararak kucağına aldı. Annemin yanına götürdü annem beni görünce hıçkırklarla ağladı ve benden yüzlerce kez özür diledi. Onun suçu değildi ama benden yıllarca özür diledi.
Sonraki bir sene kendime gelemedim dışarıya adımımı atmıyor korkuyordum, dış dünyayla bağımı koparmıştım ardınan Barının Annemin ve Sıla teyzenin yardımlarıyla yavaş yavaş kendime gelmeye başladım psikolojik tedavi gördüm. Okula devam ettim eskisi hayatıma döndüm. Ama hâlâ birisi bana temas edince titriyor ve donup kalıyordum. Sadece Barın Annem ve Sıla teyzenin temasları beni korktumuyordu. Doktor onların bana zarar vermeyeceğini bildiğim için içsel olarak onlara güvendiğimj ve bu yüzden onlardan korkmadığımı söylemişti.
***********************************
Asklarımm❤️5 bölümde bittiiii🥺Bölümü nasıl buldunuz? Kendimi geliştirmeye çalışıyorum o yüzden bir sorun varsa lütfen kusura bakmayın💋
Bu bölüm biraz ağır oldu sanki🥲
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın Lütfen❤️✨️
