21'

14.1K 1.7K 1.3K
                                    

Haiii, ben geldiiim. SFM taekookuma bayılıyorum ya, çok severek yazıyorum, çok özeller çok güzeller <33

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Oku-okula rezil oldum." dediğimde hızla bileklerimdeki halat ipleri çözerek kollarımı serbest bıraktığında kirpiklerimi titreştirerek gözlerimi araladım.

"Umrumda değil." diye karşılık verdiğinde titreyen dudaklarımı sımsıkı birbirine bastırdım.

"Kokuyorum... Uzak dur ben-benden." dediğimde başını iki yana salladı ve uzandığı gibi asla beklemediğim bir hamlede bulunup beni kucağına alırken derin sesi kulaklarımı doldurdu. "Bu da umrumda değil."

Taehyung, beni kucağında taşırken, bizi izleyen insanların bakışlarından kaçmak ister gibi, Taehyung'un omzuna saklanırcasına yüzümü boynuna gömdüm.

Taehyung dışında hiç kimse bana yardım etmeye çalışmamış, aksine benimle dalga geçercesine küçük düşürüldüğüm halime gülmüşlerdi.

O an, koridorda, yemekhane yakınlarında bir öğretmenin olmaması da çok kötü denk gelmişti. Dongki kesinlikle bunu ayarlamış olmalıydı. Kahretsin...

-

Taehyung, doğruca havuz salonunun olduğu kata yönelmiş, soyunma odasına kadar beni kucağında taşımıştı.

Ayağıyla iterek araladığı duş alma bölümüne girdiği gibi eğilerek beni kucağından yavaşça indirdi.

Ensesinden tutunarak ayak tabanlarımı zeminle buluştururken burnumu çektim. Görüş alanım ağladığım için hâlâ bulanık haldeydi.

"Güzelce duş al, soyunma odasındaki dolabında kıyafetinin olma ihtimali var mı? Yoksa sınıftan üstüne giymen için ceketimi getireyim mi?"

Dudaklarım titrerken, Taehyung uzanıp parmak boğumlarıyla yanaklarıma sızan gözyaşlarımın yolunu kesti. "Ağlama, badem gözlü çocuk."

Bu sözler, yaşadığım o rezillikten sıyrılıp tamamen ona odaklanmamı sağlayacak şekilde kalbimi hızlandıran, sihirli kelimeler olduğunda kirpiklerimi titreştirerek başımı olumlu anlamda salladım.

Ama gözyaşlarım o kadar inatçıydı ki, kirpik diplerimden kontrolüm dışında süzülmeye devam ettiklerinde, "Ağlamayacağım." diye mırıldandım. İçimi çekerek onun gözlerine bakıp, "123 numaralı dolap benim, şifrem de dolap numaramla aynı. Tişörtüm ve eşofmanım olması lazımdı, eve götürmediysem..." diyerek saçlarımı sıvazladım. "Hatırlamıyorum."

"Bakarım ben şimdi. Ama tişört varsa yalnızca tişörtle olmaz, üşütürsün. Ben ceketimi getiririm sınıftan, sen duşunu al güzelce." dedi ve gerileyeceği sırada duraksadı.

"Ha, geri geldiğimde hâlâ ağlıyor olursan kaçıracağın bir şey var." diye eklediğinde kaşlarım karmaşayla çatıldı.

Burnumu çekerek hızla söze atıldım. "Neyi kaçıracağım ki?"

"Gülümsememi." diyerek bana göz kırptı. "Eğer geldiğimde ağlamayı kesmiş olursan senin için gülümseyeceğim." derken işaret parmağıyla hafifçe çenemin altını dürtüp arkasını döndüğü gibi ilerlemeye başladığında ağzım bir karış aralandı.

Elimle kalbimi tutup sırtımı arkama yaslarken derin bir soluk çektim içime. "Ağlayamam. Ağlamaya son vermem lazım, derhal son vermem lazım." diye kendi kendime homurdandım.

-

Taehyung, ben duş alırken geri dönmüştü. Hem kıyafetlerimi hem de ceketini yandaki kabine bıraktığını ve hiç kimse olmadığını, kendisinin de çıkıp soyunma odasının dışında, kapıda bekleyeceğini söyleyerek gitmişti.

SMILE FOR ME • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin