Simdi özür dilerim uzun zamandır yazmiyom nys başlayalım
Sarı saçlı Sabah kalktığı gibi aklına gelen olaylar ile yeniden kapatmak istemişti gözlerini. ama biliyordu uyandı mı birdaha uyuyamayacağını. Yavaşça yatağından doğrulup pastel tonların hakim olduğu odadan çıktı, koridorun sonundaki lavaboya girip işlerini halletti. Aynada kenisini süzerken ne kadar kötü durumda olduğunu bir kere daha anlamıştı. Gözleri kan çanağı gibi, göz altları ise daha önce hiç ışık görmemiş gibi simsiyahtı. Banyoyu terk edip tekrardan odasına dönmüştü saate baktığında çoktan öğlen olmuştu bile. Uflaya puflaya dolabına yönelmiş ve giymek için birşeyler aramaya başlamıştı. Bu gün doktor randevusu vardı, aslında erteleyebilirdi ancak kızgınlık günleri yaklasıyordu ve ruh eşini bulduktan sonra ilk defa kızgınlık geçirecekti, aslına bakarsak tam olarak 1 haftaya yakın bir zaman öncesi girmesi olan kızgınlığa ilaçlar sayesinde bu hafta girecekti. Pantolonunu giyip abisi gibi gördüğü adamın odasına gitti. Chan salonda olmalıydı. O da Felix gibi bir süre okuldan izin almıştı. Sarı saçlı Chan'ın dolabına yaklaşıp rastgele siyah bir sweatshirt almıştı. Onun kıyafetlerinden giyme sebebi alfa feromonlarının kıyafetlern üstüne sinmesiydi bu sebeple insanlar ona yaklaşmayacağını düşünüyordu. Giyindikten sonra yavaş adımlar ile aşağıya indi koltukta oturan bedeni fark edince kendince küçük bir tebessüm edip yanına gitti.
Chan
"Oh good morning my sunshine"Felix
"Your Sunshine is not shine anymore"Chan
"Hey! Öyle deme hala mükemmelsin"Sarı saçlı, anlık duraklamış ve derin bir iç çekmişti.
Felix
"Boşver Chan... Artık gidelim mi?"Büyük, küçük olanın ne demek istediğini anlamış ve kafasını sallamıştı. Sonrasında aklına gelen ani bir şey ile sorusunu yöneltmişti.
Chan
"Bir dakika... Yemeğini yemedin ki?"Sarı saçlı küçük, gelen soru ile düşünmüştü. Yemek yiyesi gercekten yoktu. Bir nevi iştahı kaçmıştı.
Felix
"Ama canım istemiyor kiii"Küçük, sırf büyüğünü ikna edebilmek için aegyo yapmaya çalışmış ancak bu büyüğün üstünde pek bir etki etmemişti.
Chan
"Ama mama yok lix en azından iki üç kaşık yemelisin."Küçük oflayip kaşlarını çata çata buz dolabına yöneldi ve içinden hazır sandiviçlerden birini alıp daha hızı yemek için yanaklarını doldura doldura yemeye başladı. Büyük olan bu tatlı görüntüye karşın kıkırdayıp küçük için sürahiden su doldurdu ve küçüğe uzattı. Küçük küçük ellerine bardağı alıp hızlıca içti ve tezgaha bıraktı.
İkili işlerini bitirip evden çıkmıştı. İkisininde aklında aynı konu dönüp duruyordu. Chan dün eve gelmiş ve olacakları kısaca Felix'e anlatmıştı. 3 gün sonra kurul toplantısı olacaktı alınan karara göre Felix mahkemeye çıkacaktı sistemde Felix 18 yaşında göründüğü için rahatça işlemleri halledebileceklerdi. Araba durduğunda Felix geldiklerini anladı. İkiside arabadan inip hastane binasına doğru gittiler. Chan felix'i bekleyeceğini söyleyip boş bir bekleme koltuğuna oturdu. Sarı saçlı derin bir nefes alıp odanın kapısını tıklattı ve "gir" komutu ile kapıyı açtı ve içeri girdi. Artık alışmış olduğu odada gözünü gezdirip masanın önündeki koltuklardan birine oturdu.
?
"Hoş geldin Felix işler nasıl?"Felix
"Hoş buldum Lisa. Eh işte gibi gibi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destiny / hyunlix (ARA VERİLDİ)
Fanfictionbu bir hyunlix omegaverse kitabıdır. Gamma Felix ve Delta Hyunjin birbirlerini yanlışlıkla bulmuş iki ruh eşiydi. İlk başta acılı geçen bu ilişki zamanla yerine oturacak ve kendini güzelliklere adayacaktır. Seme; Hyunjin Uke;Felix Ara shipler vardı...