jungkook
Zile basıp beklemeye başladım. Saat 10'u geçiyordu. İçeriden bir küfür sesi duyuyordum sanki. Lisa'yı ilk defa sinirli görecektim. Onunla tanıştığımızdan beri yaşadıklarımız saçmalık boyutunu aşmaya başlamıştı. Tesadüflerin ve yakınlaşmaların ardı arkası kesilmiyordu. Hoşuma gitmiyor değildi fakat babasının ya da babamın duyarsa bir sorun çıkaracağını düşünmeden edemiyordum.
Gece hayatı yoğun -en son birkaç hafta önce tabii- olan biriydim. Babamın bundan haberi yoktu, aylar önce takıldığım bir kız vardı. Şirketimizde çalışıyordu. Odama sık sık gelirdi. Bir ara fazla yakınlaşmıştık ve babam tarafından basılmıştık. Sanırım her ne kadar seks yapmayı sevsemde bunun ailem tarafından görülmesi hayatımda yaşadığım en büyük utançlardan biriydi. Ardından kız şirketten atıldı, birkaç hafta benim gelmem yasaklandı. Babam adımın böyle duyulmasından endişe ediyordu belli ki. Hak vermiyor değildim. Lisa ile ne olur bilmiyorum, beni ona çeken bir şey vardı ve kestiremiyordum. Dün bana gelmesini istemiyordum aslında. Jennie gelmişti, tam o sırada Lisa geldiği için iptal olmuştu. Bugün gelme sebebim ise Lisa ile vakit geçirmek nasıl olur onu tartmaktı. Cinsel çekimimizde sıkıntı yoktu. Normalini merak ediyordum.
Kapı sonunda açıldığında elimle saçlarımı düzelterek onu süzdüm. Beni delirtmek için mi böyle giyinmişti bu kadın.. Siyah bir kilot ve üzerine de beyaz bir tişört. Tişörtü uzun değildi. Sanırım sütyen giymemişti. Saçlarını salık topuz yapmış, kahküllerini aralamıştı. Makyajsızdı. Bu görüntü fazlasıyla nefes kesiciydi benim için.
"Hoşgeldin falan. Gel içeri." diyerek bana yol verdi.
"Hoşbuldum Lisa.."
Huysuz görünüyordu. Gülmemek için kendimi zor tutarak içeriye adımladım. Beyaz gömlek ve siyah pantolon giymiştim. Uyumsuzluk abidesiydik. Ben içeri geçince kapının kapanma sesini duydum. Çıplak ayaklarının sesi olduğum yere gelirken etrafı inceliyordum. Modern bir evi vardı. Sadeydi. Krem ve beyaz renklerden oluşuyordu. "Mutfağa gidelim."
Merakla kaşlarını kaldırdı. "Neden?"
"Açım ben, yemek yiyelim." dedim hâlâ bakışlarım onun vücudundayken. Yüzüne zar zor bakıyordum.
"Ben tokum ama.." diyerek önden mutfağa doğru ilerlemeye başladı. Ellerini iki yana açarak bıkkın bakışlarla gülümsedi. "Mükemmel mutfağıma hoşgeldin!"
Güldüm haline. Yanına yaklaştım. Görünüşü muazzamdı. Aramızda bir adım kalmıştı. Omzuma gelen boyu, eve geldiğimden beri buram buram kokan kokusuyla mest olmuştum. Titrek bir nefes aldı, bakışları bende değildi. Onu izliyordum. Yüzü pürüzsüzdü. Dolgun dudakları yumuşak görünüyordu. Önüne gelen saçlarını geriye taradım parmaklarımla. İrkildi, bir adım geriye gitmeye çalıştı. Omuzlarından tutarak durmasını sağladım. "Yaramaz.."
"Öyleyimdir." dedi hazırcevaplılıkla.
Bakışları gözlerime kilitlendi. Göz göze geldiğimizde içimde bir yerlerde bir şeylerin nefesimi kestiğini hissettim. Çok farklı bir aurası vardı. Küçük yüzüne karşın gözleri büyük kalıyordu. Uzun kirpikleri, yüzüne orantılı burnu ve dolgun dudakları. Oyuncak bebek gibiydi. İlk defa bu kadar dikkatli inceliyordum. Saatlerce gözlerimi ayırmasam sıkılmazdım.
Bu görüntü karşısında bakışlarımı çektim aniden. Kuruyan dudaklarımın üzerinde dilimi gezdirdim. Bakışları dudaklarıma odaklandığında tam şu an onu duvara yaslayıp öpüşme fikri canlandı gözümde. Birkaç
saniye daha böyle kalırsak olacağı o'ydu zaten. "Bana yardım edeceksin." Zoraki sesim çıkmıştı."Ne yapacağız?"
"Makarna." Aklıma gelen ilk fikir buydu. Ondan uzaklaşarak dolaplara yöneldim. "Makarnalar nerede Lisa? Gel yanıma."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
dirty, liskook
Roman pour Adolescentsjungkook: gelmem için can atıyorsun fakat aklımdan geçenleri bilseydin, inan bu kadar istekli olmazdın. texting, düzyazı. +18! küfür ve cinsellik barındırır.