Yağmurdan sonra hava çamurlu kafur yaprağı gibi kokuyordu.
Turuncu kedi yatağın üstüne zıplayarak Yue Zhishi'nin üstüne bastı. Yue Zhishi şaşkınlıkla gözlerini açtı ve çok fazla uyuduğunu farketti.
Bu yılda sadece birkaç kere olurdu ve bu da okulun ilk gününde olmuştu. Ne kadar şanssızdı. Rong Halanın merdivenlerin aşağısından ona seslendiğini duydu ve hızlıca birkaç yanıt verdi. Kedi karnının üstünde tekrar zıpladı ve hafifçe yataktan atladı. Yue Zhishi hızlıca yıkandı ve kıyafetlerini değiştirdi, okul çantasını aldı ve odadan çıktı.
''Alarm çalmadı mı?'' diye sordu Lin Rong yavaşça bardağa süt dökerken. ''Kahvaltını yap. Dünden kalma kızarmış sığır etli pirinç noodle var. Lezzetli.''
Yue Zhishi çoktan girişe doğru koşmuştu. Kahvaltı etmek için zamanı yoktu.
''Açılış töreninden önce bireysel çalışmam olmadığı için yeni bir alarm kurmayı unuttum. Rong Hala, Song Yu Gege nerede?''
Not: Gege, aralarında kan bağı olmadan samimi bir şekilde ABİ demek.
Evdeki küçük Pomeranian onu arkasından takip etti ve Yue Zhishi'nin ayakkabılarını değiştirmesini izlemek için itaatkarca yere oturdu.
''Gege'n erkenden ayrıldı. Açılış seronomisi bugün değil miydi? Törende görevli olduğunu söyledi. 3.sınıf lise öğrencileri nöbetçi olmak zorundalar mı?'' Lin Rong bardağı bıraktı, ellerini yıkadı ve arkasına döndü. ''Ortaokulluların açılış töreni liselilerinkisiyle beraber yapılmalı.''
Lin Rong arkasını döndüğünde Yue Zhishi çoktan kapıyı açmıştı. Pomeranian şiddetle Yue Zhishi'nin ayağını çizdi ve gitmesine izin vermedi.
Lin Rong endişeyle bağırdı, ''Le Le! Kahvaltı etmemezlik yapamazsın.''
Yue Zhishi çömeldi, köpeğin başını sevdi, öptü ve aceleyle çıktı. ''Pirinç noodle alacağım. Görüşürüz. Rong Hala.''
''Bir şey yeme!''
Evden çıktığında, Yue Zhishi bisikletini mahallenin dışındaki kahvaltı mağazasına doğru sürdü. Önceden pirinç noodle satan büyükannesi mağazasını bugün açmamıştı. Yue Zhishi onun belini incittiğini söylediğini hatırladı. Büyükannesinin birkaç gün dinlenmek zorunda olacağını düşündü. Onu birdahaki görüşünde daha fazla şey almalıydı. Yanındaki çorba noodle satan mağazanın kokusu burnuna doldu. Haşlanmış sakatat dana kokusunu biraz uzaktan bile alabiliyordu.
''Yue çok erken değil mi? Gel ve biraz ye.'' Sığır etli noodle mağazasının sahibi büyük çorba tenceresinden pirinç noodle ile dolu bir kepçe çıkardı. Kepçenin altındaki sıcak çorba beyaz saten gibiydi, yükseliyor ve alçalıyordu.
''Geç kalacağım, Chen amca. Yarın yiyelim!'' Yue Zhishi bisikletini durdurdu ve markete girdi. Seçim yapmak için zamanı yoktu. Bir paket mısır ekmeği aldı, ödedi ve çıktı. Bu Yue Zhishi'nin marketten alabileceği birkaç atıştırmalıktan biriydi.
Dün tüm akşam boyunca yağmur yağmıştı. Şehirdeki yağmur hiç hafif değildi. Yağmur Yue Zhishi'nin tüm gece uyuyamayacağı şekilde her zaman şimşek ve gökgürültüsüyle beraber yağardı. Song ailesinin evine geldiği ilk günü hatırladı. Yıldırımla beraber gece gökyüzünü yırtan bir fırtına vardı. Gökgürültüsünün ilk gürlemesinde, ağlamaya başlayacak kadar korkmuştu. Ve doğruca Song Yu'nun odasına koşup yatağına tırmanmıştı. O andan itibaren, Yue Zhishi içgüdüsel olarak aralarında kan bağı olmayan bu büyük abisine güvenmeye başladı.
Yue Zhishi'nin babası Yue Yi ve Song Yu'nun babası Song Jin beraber büyüyen çok yakın arkadaşlardı.
Yue Yi'nin ailesi erken vefat etti, ve İngiltere'ye yaşamak için gitmeden önce Song ailesinin önemli bir üyesi oldu. Onlarla beraber yaşadı. Yue Yi tehlikeli sporları seviyordu ve kaya tırmanışı yaparken Olivia adında İngiliz bir kızla tanıştı. İkisi de birbirlerine çok tutkulu bir şekilde aşık oldular ve tatlı Yue Zhishi doğdu. Ama mutluluk uzun sürmedi. 11 yıl önce ikisi de Alplerde kayıyorlardı ve kazayla bir çığa yakalandılar, beraber öldüler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lovely Allergen
RomanceSong Yu'nun Yue Zhishi için 3 şartı vardı. -Dışarıda bana Gege diyemezsin. -Dışarıda beraber hiçbir şey yapmayacağız. -Diğer insanların benim evimde yaşadığını bilmesine izin veremezsin. Yue Zhishi bu kurallara her zaman itaatkar bir şekilde uydu. O...