En fazla markette gördüğüm acayip, fena çok yakışıklı çocuğa yazdım ne olabilir ki?
*********
05***:Selamın aliminyum.
05***: Aliminyum selam.
05***: Öncelikle hem kendi memleketim hem de bal diyarı olan Zonguldak'tan selamlar.
05***: Salam 33 yaşım...
Yazdığım şeyi yeniden okuduğumda dudaklarımı kemirmeyi bırakmamıştım.
Buğra: Çocujlarımız
Buğra: Bu ne hız Liva Hanım
Buğra: Ya da ne demeliyim?
Buğra: Avukat Hanım?
Buğra: Güzelim?
Ben: Hızım 180 Buğra Bey
Ben: Ayrıca Avukat Hanım deme lütfen
Ben: Günde on bin sekiz yüz kere duyuyorum zaten
Buğra: Neden on bin sekiz yüz
Buğra: Neden tam on bir değil mesela
Buğra: Neden on bin değil?
Ben: Ya şu an konumuz bu mu Buğracım
Buğra: Doğru
Buğra: Konumuz çocuklarımız
Çocuklarımız... İleride çocuklarımız olur muydu ki? Aile olabilir miydik?
Önce bir sevgili olalım da gerisini sonra düşünürdük.
Buğra: Cinsiyeti erkek de olsa kız da olsa adını Aden koyalım.
Buğra:Aden çok güzel değil mi?
Ben: Buğra
Ben: Sence daha çok erken değil mi
Buğra: Sen dedin ya güzelim
Ben: Evet ama
Buğra: Ama?
Ben: Ben onu
Buğra: Şakasına dedin, biliyorum
Buğra: Ve evet biz daha sevgili olamadık bile
Buğra: En önemlisi ise daha birbirimizi tanımıyoruz.
Ben: Tanışalım o zaman
Ben: Tanışalım Buğra
Buğra: Tanışalım Liva
Buğra: Bugün tanışalım
Buğra: Atacağım konuma gel, tanışalım güzelim.
Güzelim diyor hala.
Ben: Tamam.
Ben: 2 saat sonra atacağın konumda olacağım.
Buğra: Bekliyorum güzelim.
Buğra: *KONUM*
Konuma tıkladığımda evimizin aşağısındaki sahilin kafesi olduğunu gördüm. Bu kafeyi çok seviyordum. Her hafta sonu Beren ile bu kafeye gelip dertleşirdik.
Şimdi ise her gün dertleşmek için gittiğim kafeye Buğra ile gidecektim.
****
Üstüme etek ve croptan oluşan kırmızı takım giydiğimde fiziğime bin kere şükür ettim. Bu takım balık etlilere göre bir takımdı. Ve ben de balık etli bir kızdım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçımı sıkı bir at kuyruğu yapmıştım. Makyaj yapmamıştım. Sadece rimel ve tenimden biraz daha koyu ruj sürmüştüm. Aynadaki kendime son kez baktım ve odamdan çıktım. Geçen gün içimdekileri açığa çıkardıktan sonra eskisine göre artık beni daha fazla sıkmıyorlardı.
Salonda olan annemin ve babamın yanına girdiğimde ikisi de beni süzmüştü.
Kaan evde yoktu, bu yaz yks'ye hazırlanıyordu seneye sınava girecekti bu yüzden arkadaşları ile kütüphaneye gitmişti. Çalışsın köle.
"Tamam dikkatli ol. Geç gelmemeye dikkat et." Kafamı sallayıp salondan ayrılacakken annem konuşmuştu.
"Çok güzel olmuşsun kızım."
"Teşekkür ederim anneciğim hadi ben kaçtım görüşürüüz" Salondan çıktığımda annem de arkamdan gelmişti.
Şeffaf kısa topuğu olan topuklu ayakkabılarımı giyerken annem konuşmuştu.
"Liva." Ayakkabılarımı giyip kapıda beni yolcu eden anneme baktım.
"Efendim anneciğim?"
"O çocukla mı buluşmaya gideceksin?" O çocuk? Hangi çocuk anneciğim?
Sanki bakışlarımdan anlamıştı. "Hayır hayır geçen ki tartışmaya neden olan çocuk değil. Bak kızım. Ben seni biliyorum. Her gün yüzün gülerek geliyorsun eve. Telefonun hep elinde ve her bildirim geldiğinde telefona koşuyorsun." Vay anneme bak be. İyi gözlemciymiş.
"Evet Buğra ile buluşmaya gidiyorum anne. Daha aramızda bir şey yok. Ayrıca..." Derin bir nefes aldım ve gülümsedim. "Merak etme o iyi biri."
"Peki sen öyle diyorsan." Yanağına öpücük kondurarak asansörün düğmesine bastım.