Göğsünün üzerindeki ellerim kuvvet uygulayınca bir süre daha durduktan sonra yavaşça geri çekildi ve ellerini cebine koyup bana baktı. Gözlerindeki tatminkâr ışıltı hâlâ yerini korurken görmezden gelmeye çalışıp içimden cümlelerimi topladım ve acele davranmadan konuştum, "Sevgilin olmasını düşünme sebebim Nayeonla buluştuğunu görmem değil, Nayeon'un sana yaklaşıp" gözlerimi duvara çevirip burnumu kırıştırdım, "Öptüğünde ve geri çekilmediğinde.. O zaman sevgili olduğunuzu düşündüm ve bilirsin.." yeniden yüzüne baktım "restoranttayken sevgilin varmış gibi durmuyordu" yaptığım göndermeye bir şey demezken yüzünde oluşan soğuk gülümsemeyle devam etmemi bekliyordu.Gülümsemesi ve reddetmeyişi içimdeki bir şeyleri koparırken gözlerine kilitlenip anlatmaya devam ettim, "Nayeon'un en yakını Tzuyu'nun partisindeydin. Bahçede oyalanırken gözüme çarptı, yanındaki kızlarla gülüşerek bir şeyler konuşuyordun" istemsizce gözümü devirip "Açıkçası ilk başta sevgilin için geldiğini düşündüm ama çevrende o kadar kız olunca beynimin yandığını hissettim" diye ekledim.
Soğuk gülümsemesi yerini korurken kaşlarını kaldırıp, "Sende kıskanıp gittin, öyle mi?" dedi.
"Gittiğimi nereden gördün?"
"Bardağı öyle bir çarptın ki herkesin dikkatini çektin zaten" öylece baktığımı görünce kollarını bağlayıp ayağıyla ritim tuttu.
Durduk yere buz adama dönüşmesi yetmiyormuş gibi tepkileri sinirlerimi gererken, "Ne dememi bekliyorsun ayı!" diye cırladım ve onun gibi kollarımı bağlayıp yüzüne baktım. Ani çıkışıma bir an için şaşırmış gibi olduktan sonra sırıtarak yüzüme baktı, "Evet kıskandım demeni?" hâlâ açıklama yapmayıp başka şeylere takıldığı için orta parmak çekip "Çok beklersin" dedim ve saçımı savurdum. Dövmeli eliyle gözlerini kapatıp başını hafifçe öne eğdi ve kıkırdadı. Sinirim uçup gittiğinde bu hareketinin zaafım olduğunu fark edip kocaman gülümserken dudağımı büzdüm. Kafasını kaldırıp ifademi görünce bir süre gözleri yüzümde dolandı "Ördeğe benziyorsun"
Ellerimi belime koyup "Sende tavşana benziyorsun" diyorken kapı açıldı. Jungkook hafifçe kafasını çevirip arkaya baktığında ellerini yeniden cebine koydu ve bir iki adım geri çekildi. Kafamı yandan uzattığımda boş gözlerle Jungkook'un sırtına bakan Sehun'u gördüm.
Tam birlikte zaman geçiriyoruz diyorum bir kuş geliyor, kafama sıçıyor oğlum!
Sehun kafasını çıkarmış sinirle kendisine bakan beni gördüğünde boş bakan gözleri yerini şaşkınlığa bıraktı, "Senin ne işin var mutfakta?"
"Tanımadığım birinin evinde başka nereye gidebilirim?" dediğimde derince nefes aldı,
"O zaman şöyle diyeyim, bu adamla burada ne işin var?" derken o da önüme gelmişti. Üç yıldır aşık olduğum platoniğimle, eski sevgilim karşıma geçmiş bana bakarken sinirle kahkaha atıp burun kemiğimi sıktım ve diğer elimle tezgaha tutundum."Babam mısın, annem misin Sehun? Sana mı kaldı ne yaptığımı sorgulamak?" dediğimde aklıma eskiden her gün bu adama maruz kaldığım geldi. Tanrı kimseye toxic sevgili vermesin, amin!
"Hayır bebeğim, seni unutamamış eski sevgilinim" derken aynı zamanda yan gözle Jungkook'a bakıyordu. Jungkook'un nefes seslerinden sessizce güldüğünü anlayıp ona döndüğümde gözlerimiz kesişti. Alt dudağına dişlerini öyle bir geçirmişti ki biraz daha öyle dursa kanayacaktı.
"Ne var Jeon?" diyen Sehun'a omzunun üstünden bakıp buz gibi bir sesle, "Niye gelmiştin?" dediğinde ortam mümkünmüşçe daha çok gerildi. O an bayılma numarası mı yapsam diye düşünmedim değil.
"Lisayı merak ettim" deyip yavaş adımlarla bana yaklaşan Sehun'un ne yapacağı belli olmadığı için yerimde put gibi duruyordum. Üstümden uzanıp bardakların olduğu dolabı açtığında sessizce nefes verdim. Gövdesinden dolayı sadece L tezgahın diğer ucunu görürken, Jungkook'un da yaklaşmasıyla görüş açım bedenleriyle kapanmıştı. Keyifle kafamı kaldırmış dövüşmelerini beklerken, Jungkook dövmeli elini tezgaha yaslayıp bilerek yavaş davranan Sehun'un göğsüne aldığı bardağı sertçe yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sassy lover || liskook
FanficLisayı platoniğinden soğutmaya çalışan arkadaşlarının çabası ters sonuçlanır. #liskook etiketinde ilk beş!