2.BÖLÜM

169 15 10
                                    

İremin hava alanindaki hali.

Birkaç saatlik yolculuktan sonra herkesin dilinden düşmeyen , hayallerin şehri olan İstanbul'a indik .

Ne var sanki bu şehri bu kadar büyütecek. Şairlerin bile bıkmadan onun adına yazdığı şiirlere. Bakalım bu kadar dillerden düşmeyen şehir beni kabul edecekmi içine yoksa hoyratça bir yerlere mi surukleyecek .

Uçaktan iner inmez bavulumu alıp çıkışa yöneldik. Babamın arkasından ilerlerken lüx bir arabaya doğru ilerliyordu. Biz nezaman bu kadar zengin olduk diye düşünmeden edemedim. Çünkü izmir'in orta düzeyli ailelerinden biriydik. Okul olarakta devlet lisesine gidiyordum.

Arabaya bindikten sonra babam şöföre adresi verip arkasına yaslandı bende dışarıyı izlemeye başladım. Söylendiği kadar da varmış. Heryer tıklım tıklım ama güzelliğinden hiçbirşey kaybetmemiş kış olmasına rağmen her yer cıvıl cıvıl ..

Herkes sokakta. Sevgilisiyle el ele gezenler , arkadaşlarıyla gülüşerek yürüyenler , ailesiyle vakit geçirenler , cafelerde kahve içerek koyu sohbete dalanlar , ellerini açıp yardım bekleyenler daha birçok halde olan insanlarla dolu. Herşeye rağmen mutlu olmaya çalışanlar , mutlu olanlar...

Arabanın durmasıyla kendime geldim. Arabadan indikten sonra valizimi alıp yeni evimize baktım. Bakalım burada bizi neler bekliyor...

Valizimden tutup yeni evimize doğru yürümeye başladım. Uzaktan bile eski evimize kıyasla daha büyük ve lüx. Bahçe kapısından içeri girince kocaman bahçeyle karşı karşıya kaldım. Kış olmasına rahman enfes bi bahçe var karşımda.

Biraz daha bakip içeri geçtim. Salon diye tahmin ettiğim yere doğru girdim. Hertaraf siyah ve beyaz döşenmiş. Ev ben burdayım diye resmen bağırıyor hicbir eksik yok hatta fazlası bile var . Salondan çıkıp merdivenlerden yukarı çıktım. Merdivenlerden çıkıp etrafa baktım beş tane kapı vardı teras kapısıyla birlikte altı. Rastgele en yakındaki ilk kapıyı açtım. Burada banyo vardı diğer yanındaki kapıyı açtım. Burdada misafirler için kalacak odaydı offlayıp merdivenlerin tam karşısındaki odanın kapasını açtım .

"- Vovv!! "

Kendi odama denk gelmişim. Mor ve beyazın birleşimi çok büyük ve çok güzel.

Ortada kocaman çift kişilik yatak . Sağ tarafında boydan boya bahçeye bakan cam önünde puflar . Büyük bi kitaplik ve çalışma masası . Yatağın tam karşısında televizyon , DVD , müzik çalar . Sol tarafta iki tane kapi var birine banyo , diğerinde de giyinme odası vardı. Çok güzeldi eski oranda bırak giyinme odasını banyo bile yoktu .

Etrafı incelemeyi sonraya erteleyip valizimden rahat birşeyler alıp üzerimi değiştirdim. Biraz acıkmıştım en iyisi birşeyler yemeliyim. Ellerimi yıkadıktan sonra aşağı mutfağa indim .

Babam masada yemek yiyordu bende tabak alıp karşısına oturdum. Yemek boyunca ikimizinde ağzını bıçak açmadı. Yemek bitince cebinden telefon , anahtar , kredi kartı ve nakit parayı önüme bıraktı.

" - Yeni telefonun ve gerekli olan tüm şeyler. Okul işini hallettim koleje gideceksin yarın alışverişe çıkıp okul formanı ve ne gerekiyorsa al. Artık İzmir deki gibi bir yaşantımız yok. Kiyafetlerine dikkat et artık ne gerekiyorsa yap. "

Kıyafetlerimin neyine dikkat edicektimki zaten normal giyiniyordum. Allahlla!

" - Emredersiniz ! İzninle " diyip odama çıktım. Zaten yorgundum hiç laf yetiştiremezdim.

Odanın kapısını kapatıp kendimi yatağa attım. Yatağa yatmamla uykuya dalmam çok kısa sürdü.

*********************

Telefonun sesiyle küfür ederek uyandım. Ne güzel uyuyorum ne uyandırıyonuz ya .
Gözüm hala kapalıydı. Kimin aradığına bakmadan açıp kulağıma tuttum.

" - Hele şükür be kızım , nerdeyse kapatıyordum. Hani inince haber verip ariıacaktın.
Kaç saat oldu inleli. "

Sitemli gelen sesiyle yakınıyodu benim canım arkadaşım.

" - Bi susta motorun soğusun onurum ya. İninca aramak aklıma gelmedi unuttum o kafayla. Eve gelince de yemek yiyip yattım. Yani sen aramasan hala uyuyo olucaktım anlıycan . "

Şakayla karışık laf soktum. Haklıyım ama uykumu böldü uyku benim için çok önemli uyuyamayınca sinirleniyorum.

" - tamam oldu ozaman ben kapatıyım istemiyosan. Zaten istenmediğim yerde durmam hıh . "
Kıkırdadım.

" - sen trip atma onurum ya o ne biçim trip atma sanki siz beni kovamassınız ben istifa ediyorum dermiş gibi "
Oda güldü.

" - Haklısın ya ee nasılsın bakalım , orası nasıl , rahatmısın ? "

" - iyiyim iyi merak etme sen. Rahatımda kocaman odam var kitaplığım falan odadan çıkmama bile gerek yok yani . "

Onur'la birkaç saat konuşup kapattık. Uykum kaçmıştı bikere saate bir olmuş zaten ne yapsam diye düşünürken yataktan çıktım. Kitap okumaya karar verdim. Kitaplıktan kitap aldıktan sonra canım yanındaki puflardan birine oturup okumaya başladım..


~LANETLİ BAHÇE ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin