16.BÖLÜM

123 2 0
                                    

" - Kızlar birşeyler yapmaya ne dersiniz ? "

" - sağ ol ya benim eve gitmem lazım size iyi eğlenceler."


" - tamam gorusuruz. Asi gidiyozmu kız ?"

" - Piştt.. Kızım sana diyorum ya. "


" - Şey.. Ya benim işim var daha sonra yaparız birşeyler olurmu?"


" - Tamam öyle olsun bakalım kendine dikkat et şeker verirlerse sakın alma tammı?"


Müzipçe söylediği şeye gözlerimi devirdikten sonra sırıtıp " - tamam annecim " diyip arkamı döndüm. Dönmemle ne dediğimin farkına varıp donup kaldım. ' tamam annecim ' demiştim. Bir anda dudaklarından firar etmişti. Hala olduğum yerde durduğumu farkedip o anı unutmak için hızlı hızlı ilerlemeye başladım.

Başka şeylere odaklanmaya çalışıp bugün olanları düşünmeye başladım. Yiğit bir süredir okula gelmiyordu , evrim ortalarda hiç yoktu ve babaannesi kalp krizi geçirmiş ben bunu daha yeni duymuyordum. Doğa dudağı patlamış bir şekilde okula gelmişti. Ne olduğunu sorduğumda kapıya çarptığını söylemişti açıkcası ne o yalan söyleyebilmiş nede ben inanabilmiştim zaten sonrada yanından kaçar gibi uzaklaşmıştı. Kesin şerefsiz babası vurmuştu. Bunlar gerilmeme sebep olurken bir an önce bu işe bir çözüm yolu bulmayı aklıma not ettim. Belki de gidip doğaya dokunamayarak kadar dövsem hastanelik etsem hiçte fena olmazdı ama doğanın annesi arada kalacağı için bu şıkkı eleyip daha normal yollardan çözüm bulmam gerekecekti. Ege doğayla bahçede otururken yanımıza gelip Doğayla konuşmak istediğini söylemiş fakat Doğa ağzında işlerinin olduğunu geveleyip yanımızdan hızla uzaklaşmıştı. Parti gecesi bunların arasında birşeyler olmuştu ama doğa bana anlatmamıştı gerçi yakında dayanamaz gelip bütün herşeyi detayına kadar anlatacağına adım gibi emin olduğum için sormaya bile tenezzül etmemiştim. Yardım meleği olup çıkmıştım.. Düşüncesi bile yüzümü buruşturmaya yetti. Ben kim melek olmak kim. Ben kendime bile yardım edemezken etrafındakilere yardım etsem etsem benimle birlikte onları da dibe çekerdim ve bu benim en son isteyeceğim şey.

Birden bire biliyordu bana , hayatıma. Herşeyin farkındayım. Yine umursamaz , katı ,soğuk biriyim ama eskisi kadar etkili değilim artık. Etrafındaki kişel buna engel olup kendi etrafımda ördüğüm o yüksek duvarları yıkmak için ellerinden geleni yapıyorlar ve ben buna engel olamıyorum. Bu nereye kadar devam edicek tatışılır bir konu. Bazen düşünüyorumda gerçi bazen değil hep düşünüyorum.. Düşünürken şunu öğrendim bazen boğulmak için suya yada herhangi birşeye ihtiyacımız olmuyor , kendi düşüncelerimizle bile boğulabiliyorduk.

Zihnimdeki karmaşaya bir son verip çantamdan telefonumu çıkartıp dünkü spor salonlarını araştırırken aldığım adresi açıp son kez baktıktan sonra telefonu yerine koyup ilerlemeye devam ettim. Buraya geldim geleli spor yapmıyordum. Stres atmaya ihtiyacım vardı en azından birkaç saatliğine de olsa.. Hangi sporu yaptığıma gelecek olursakta bir kıza yakıştırmayaçağınız şekilde box yapıyorum.

Spor salonuna girdikten sonra kayıt yaptırıp istediğim bölümün nerde olduğunu örendikten sonra yavaş adımlarla aşağı kata inmeye başladım. Başlamadan önce yan taraftaki soyunma odasına girip çantamdan ayakabılarımı , taytımı ve sporcu atletimi çıkardım. Üzerini değiştirip vakit kaybetmeden karşı odaya girip çantamı karşı duvar köşesine bıraktım. Şansıma içerde kimse yoku ve rahat rahat sinirimi, stresimi atabilecektim. Yan taraftaki raflardan bandajları alıp elimi sarmaya başladım. Sarma işlemi bittikten sonra birkaç ısınma hareketi yapıp kum torbasının karşısına geçerek başlangıç hareketimi aldım ve bir anda yumruğumu hatta sayılır bir sertlikle kum torbasına geçirdim. Yavaş yavaş ısınmaya başlamıştım bile..

~LANETLİ BAHÇE ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin