Hayatımın en güzel günleri bugünlerdi. Ayla'nın yanımda, benimle ve benim olduğu günler. Gözlerine özgürce bakabildiğim, gözlerinde özgürce kaybolabildiğim.
Kalbimin sahibi, Ayla'm benim.
Nişanımız ve isteme törenimiz harika geçmişti. Onun bu evliliği istemediğini biliyordum ama buna mecburdu annesi için. Onu böyle bir şeye zorlamak benim suçum değildi ama hayatımda tek bencillik yaptığım konu buydu. Bu zamana dek herkes için acı çeken, herkes için her şeyi kabul eden bendim.
Ayla'yı kolumun kanatlarım altına almamın sebepleri elbet vardı. En başta onu çok seviyordum onun tenine gelecek en ufak zarar beni de komaya sokabilirdi. Ayrıca onu fazlasıyla kıskanıyordum. Yanında birini görmek kafamda tırlar çarpışmasına sebep oluyordu. Başka bir karşı cinsle gülüşmesi asla görmemem gereken manzaralardı yoksa köy ağasının oğlu olan Ayaz ortaya çıkabilirdi birden.
İkinci sebebim onu korumaktı. Her şeyden ve herkesten uzaklaştırmak zararı engellemek ve istediği her şeyi almaktı ama üçüncü sebebim için bu istediğini yapma meselesi biraz geride kalmalıydı.
Üçüncü sebebim Ayla ile ilgiliydi. Üstünde çok yakışsa da kabul etmediğim küstah ve kaba davranışları için ona hayatın pisliğini gösterecektim. Paranın çok kolay kazanıldığını, dünyanın ona döndüğünü ve elini sallasa ellisini bulabileceği düşüncesini tekrar baştan öğrenecekti. Elini sallayıp ellisini bulacağı doğruydu ama o eli ben tuttuğum için ne yazık ki o elli kişi ölene dek arkamda kalacaktı. Ona yapacağım şeylerin eğlencesi yüzümü güldürmeye bile yetiyordu, düşündükçe sırıtıyordum ve onun yüz ifadesini hayal ediyordum. Acayip delice bir eğlenti olacaktı benim için.
Güzelce giyinip elimi kolumu sallaya sallaya hastaneye gittim sevgili nişanlımın yanına. Yine her zamanki gibi yakışıklıyım ah kız olsam kesinlikle evlenirdim ve bu konuda Ayla çok şanslıydı. Çocuğumuz da benim gibi yakışıklı karım gibi güzeller güzeli olursa tadından yenmezdi. Düşüncesi bile beni mest ediyordu. Neyse, onu bunu bırakıp bir an önce ameliyat odasına geçmeliydim ancak ilk olarak nişanlımın odasına girmek için hareketlendim. Kapıyı çalmadan girmeme alışıktı sevgili nişanlım ama onu beraber konuşurken yakaladığım bir adamla beraber ayağa kalktı beni görünce. O adam da kalktı ve ikisi de endişeli gözlerle bana bakmaya başladılar. Olayı anlamadığım için ellerimi cebime sokup adamın karşısına, nişanlımın önüne geldim.
''Bir problem mi var?'' deyince adam güç bela gülmeye başladı. Ayla da ikimize geçici gözlerle bakıyordu.
''Ne problemi canım! Ayla Hanım ile sizin bu bağışınız için konuşuyorduk.'' deyince sevgili nişanlım devam etti kaşlarını çatıp.
''Çetin Bey haklı. Ayrıca Ayaz Bey, kapıyı çalmadan böylesine rahat girmenizi doğru bulmadığımı bilmenizi istiyorum.'' deyince ben etrafıma bakınmaya başladım. Bana söylediğini bilmiyordum zaten sonradan fark ettim. Ona karşılık vermek yerine adama döndüm ve güldüm.
''Evet, birazdan gireceğim ameliyata.'' deyince sevdiğim kadın ellerini önlüğünün gömleğinin cebine sokarak benim yanıma geldi ve bir eliyle belime sarıldı.
''Çok şükür ki bunu sevdiğim adam yapıyor yoksa o kişiye borcumu asla ödeyemezdim.'' deyince benim güldüğümü anlamasın diye başka yöne baktım ama inşallah görmemiştir. Karşımızdaki adam onun bu hareketiyle hayal kırıklığına uğramıştı, bir erkek olarak onu rahatça anlamıştım. Ayla'nın anlamadığına dair bahse de girerdim.
''Ayla Hanım için yapacaklarımdan asla şikayetçi değilim, karşılığında bir şey de istemiyorum.'' deyince o gülerek devam etti.
''Tabii, hiçbir şey, doğrudur.'' deyince nişanlıma göz kırpıp karşımızdaki adamın bizi kıskanmasına zemin hazırladım. O sinirden kızarıp odadan ayrıldığında kolunu birden çekti Ayla.
''Yılışık tavırlarından hiç hoşlanmıyorum biliyorsun.'' deyince gözlerimi devirerek güldüm.
''Artık katlanmak zorundasın.''
''Yardım etsen ölür müsün?'' deyince omuz silkip dışarı bakmaya başladım. Çok geçmeden de ameliyata gireceğim haberi gelince beni odaya götürüp ameliyat için hazırladı sevdiğim kadın. Gözlerimin içine bakmıyordu nedendi bilmiyorum ama bana kızdığını adım gibi biliyordum. Ama başka çarem yoktu onu başka türlü kendimde tutamazdım.
Bir buçuk saat sürmüş ve beni bayılttıkları için hiçbir şey anlamamıştım. Gözlerimi aralayınca karşımda sevdiğim kadını uyuyor olarak gördüm. Öyle güzel duruyordu ki karşımda, öyle tatlıydı ki. Kendimi oturur hale getirip bir süre aşk dolu gözlerle onu seyretmeye başladım. Odaya bir anda hemşire dalınca irkilip ona döndüm. Onun yüzünden nişanlım da uyandı. İkisi de meraklı gözlerle bana yaklaşıp ne halde olduğuma bakmaya başladılar. Ben de süt dökmüş kedi gibi bakınmaya başladım etrafıma. Hemşire Ayla'ya döndü.
''Doktor Hanım bence herhangi bir sızı hissetmiyor.'' deyince nişanlım gülerek kızın omzuna dokundu.
''Gayet iyi o sen merak etme.'' deyince hemşire gülerek dışarı çıktı ve Ayla'ya bakmaya başladım.
''Neden sızı hissedeyim ki?''
''Gelmişken senin ufaklığın boyundan da biraz aldık.'' deyince dehşete düştüm ben. Onun ağzı kulaklarındaydı ve benim organımın kesildiğinden bahsediyordu. Yorganı kaldırıp bakacakken elimi tuttu.
''Çok günah evlenmeden önce bunu bir daha göremem.'' deyince o ben de ona kaşlarımı çatıp bakmaya başladım.
''Neden böyle bir şey yaptın!''
''Senin için planlarım vardı işte tam da buydu. Sünnet olmayan çocukları evlendiriyorlar mı sizin orada?'' deyince beni bir telaş sardı ve ellerimi başıma koyarak kapattım.
''Alay ediyor olmalısın!''
''Bekle sana parçasını getireyim.'' deyince uzanarak Ayla'nın kolundan tuttum.
''Delirdin mi sen! Nasıl kesersin onu?'' deyince Ayla gülmekten dizlerine tutunmaya başladı bense ona kızgın gözlerle bakar haldeydim. Nasıl böyle bir şey yapardı, imkansızdı! Kesemezdi ki! Hem kesse bile acı hissetmez miydim şu an? Delirmek üzereyken o gülmesini durdurdu ve yanıma oturarak gözlerime bakmaya başladı. Benim masum bakışlarımın onu eğlendirdiği kesindi.
''Neden onu kestiniz ki?'' deyince o güleceğim derken elini omzuma koyarak göğsüme doğru yaslandı ve öyle kahkaha atmaya başladı. Bana dokunması bana çok huzur veriyordu buna diyecek bir sözüm yoktu hatta bana yaslanabilirdi bile ama canımın acıdığı çok kesindi o yüzden bana açıklama yapmalıydı!
''Şaka yapıyordum bir şeyini kesmedik.'' deyince ben ellerimi direkt aklıma gelen bölgeye indirdim ve bir eksiklik görmeyince rahatlayıp geri yaslandım. Ayla bu halime bile kahkaha atmıştı ve hala sinir bozucu derecede gülüyordu.
''Bunun hesabını sana ödeteceğim!''
''Bundan ötesini yapamazsın bence.'' deyince kaşlarım çatıldı ve Ayla kalkıp ellerini cebine koydu.
''Nakil işlemini tamamladık, annem yan odada yatıyor ve yakında iyileşecek inşallah.'' deyince gülümsedim.
''Allah iyilik versin.'' deyince nişanlım gülümsedi.
''Sana da versin, teşekkür ederim her şey için. Yarın seni taburcu edebilirim.'' deyince ben telefonuma uzandım ve nişanlıma döndüm bir yandan da.
''O zaman yarın evimize gidiyoruz.'' deyince onun dehşete düştüğünü gözlerinden anlayabiliyordum ve şimdi eğlenme sırası bendeydi. Geri yaslanıp alay edercesine gülümsedim.
''Evimize döneceğiz.'' deyince o geri gelip yanıma oturdu ve kaşlarını çattı.
''Ne evi? Daha hiçbir şey almadık!''
''Gerek var mı, ben zaten hallettim. Sen sadece içeri adımını atıp evimin kadını olacaksın.'' deyince onun yüzü kızardı ve hiddetlendi.
''Sana çalışacağımı söylemiştim! Annen değilim ben seni evde bekleyeyim!''
''Sen benim karımsın annem ayrı bir mesele. Kocana her zaman saygı duymak zorundasın.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelen Kadın Benim Karım
RomanceBen Ayaz ama bana genelde ''aylak, zibidi, manyak'' derlerdi ancak benim favorim her zaman karım Ayla'nın ''korkusuz korkak,'' ya da ''başıboş dublör,'' deyişiydi. Ben bir dublördüm o ise güzel alıcı ve seksi bir doktordu. Karşılaştığımızdan beri o...