Six

344 77 34
                                    

Hoş gelddinn iyi okumalar bebeğimm 💜

"Hyung ben nefes alamıyorum."

"Jungkook sakin ol, nefes almaya odaklan."

Seokjin hyunga tutunup nefeslenmeye çalıştım, resmen canım yanıyordu.

Jimin'in bindiği otobüs kaza yapmıştı, kaza gerçekten büyük bir kazaydı. Şoförle beraber yedi kişi ölmüş, geri kalan on üç kişi yaralanmıştı, Jimin'im de neyse ki yaralananlar arasındaydı.

"Ne olurdu bir hafta daha kalsaydım? Sordu birkaç kere ama yapamadım, kalamadım."

Seokjin hyung bir şey demeden beni kollarımdan tuttu, sandalyeye oturmamı sağladı.

"Otur, sakinleş. Jimin'e bir şey olmayacak, yoğun bakımdan çıktığında da ona çok iyi bakacağız. Tamam mı? Güçlü olmalısın."

Ciğerlerim parçalanıyor gibi hissediyordum, boğazım resmen düğümlenmişti. Ağlayamıyor, konuşamıyor, nefes bile alamıyordum. Suçlu hissediyordum.

"Jungkook, bana bak. Kendine gel."

Gözlerimi sıkıca yumup başımı sağa sola salladım, bir yandan nefes almaya çalışıyordum. Başım dönmeye başlamıştı.

Dirseklerimi dizlerime yaslayıp yüzümü ellerimle kapattım, gerçekten güçlü olmam gerekiyordu. Güçlü olup Jimin'i iyileştirmem gerekiyordu...

"Kook, su iç."

Titreyen ellerimi yüzümden çekip gözlerimi açtım, Seokjin hyungun uzattığı suyu alıp içmeye çalıştım. Biraz sakinleşmiştim.

"Hyung, iyi olacak değil mi?"

"Şu günü bir atlatalım, o zaman kesin bir cevap alacağız. Ama olacak, halledeceğiz."

"Ne zaman görebileceğim? Uzaktan da olsa bir görseydim."

"Birkaç dakikaya ziyaretçi saatiymiş, belki izin alabiliriz yoğun bakıma girmen için. Ben konuşurum, sen şu suyu bitir ve nefeslen."

Seokjin hyung yine yine uzaklaştığında ben de suyu bitirdim. İyi olmalıydım ki Jimin'i de iyi edebileyim.

"Jungkook, izin aldım. Gel birkaç dakikalığına görebilirmişsin."

Hızlıca ayağa kalktım, sonunda görebilecektim. Çok yara almış mıydı, kırığı var mıydı... Hiçbir şeyden haberim yoktu, durumunu hiç bilmiyordum.

"Beyefendi, siz mi gireceksiniz?"

"Evet."

Hemşirenin yanına ilerledim, yoğun bakıma girmek için hazırlanmıştım. Fiziksel olarak hazırlansam da ruhsal olarak hazır sayılmazdım. Jimin'i öyle görüp de sakin kalmam lazımdı, en önemlisi de ağlamamam gerekiyordu.

"Bu tarafta, yalnız lütfen temas etmeyelim. Hastamızın sağlığı için."

"T-Tamam."

Derin bir nefes verdim, Jimin'in yatağının önüne gelmiştik. Başımı kaldırıp ona baktım, nefesim yine canımı yakmaya başlamıştı.

Orada öylece yatıyordu işte; kolu alçılı, başı sarılı, yara bere içinde...

Birkaç adım yaklaştım kalp atışları makinaya bağlıydı, ritimli gelen sese şükrettim. İnip kalkan göğüsü bile az da olsa rahatlatmıştı içimi.

"Yakını siz misiniz?"

Arkamdan gelen sesle yavaşça döndüm, sanırım doktordu.

"Evet."

Remember Us |Kookmin| ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin