Lily

105 12 16
                                    

"Buralardan gitsem, yalnızca Mitsuri'yle yaşasam ne kaybedebiliriz ki?" diye geçirdim içimden. Eğer o yangın çıkmamış olsa şuan Mitsuri'yle her günümüzü birlikte geçirebilir, dünyadaki karanlık ve aydınlık gerçeklerin üstesinden birlikte gelebilirdik. Gülebilir, sonsuza dek sürecek anılar yaratabilirdik. Birlikte olsaydık bir daha asla ayrı olmanın verdiği kederi tatmazdık.

Onunla birlikte olan anılarımı ve aramızda olan mesafeyi düşününce halihazırda ağrıyan kalbim, düzgün düşünmeme engel oluyordu. Nefesim boğazımda düğümleniyordu, ona sarılmak istiyordum. Sımsıkı sarılıp kulağına onu sevdiğimi fisildamak istiyordum yalnızca. Sarılıp kalplerimizin birbirine değdiğini hissetmemizi istiyordum. Ancak bu düşüncelerin ne bana ne Mitsuri'ye faydası vardı, bu yüzden bize en yararlı olacak şeyin mektubuna vereceğim cevap olduğunu anladım.

Masa sandalyemi kırarcasına kendimi üstüne attım. Normalde bilgisayar klavyesi konulmak için üretilen tahta bölmeden bir kağıt çıkardım. Şuanlık fazla bilgisayar kullanmadığım için oraya hızlıca ulaşabileceğim eşyalar koymak daha mantıklı gelmişti.

Yaklaşık yarım saat orada oturdum öylece. Mitsuri'ye yazacağım mektup özen gerektiriyordu, onun kadar, hatta daha fazla sevdiğimi belli etmeye çalışacaktım.

Yarım saat süren uğraşlarımın ardından daha yeni mürekkep doldurduğum kalemle bazı harfler yazmaya başladım.Harfler kelimeleri, kelimeler cümleleri getirdi ve kendimce beğendiğim bir mektup çıktı ortaya.

Mitsuri ile oluşturduğumuz albümü açtım ve 2 kopyası olan fotoğrafın bir tanesini mektuba koymak üzere aldım. Geçen hafta okuduğum kitabın arasına kuruması için koyduğum zambağı aldım. Yapmam gereken son şey ise cevabını beklemekti.

Mitsuri, parlak ışığım,

Senden ayrılalı yaklaşık 1 ay oluyor ve ben dibi veya çıkışı görülmeyen bir bataklığın içerisindeyim. Devamlı aklımdasın, kafamın içinde senin hakkında binbir düşünce volta atıyor. Ayrı olduğumuz her gün, her saat, her dakika, her saniye de seni düşünmeye devam edeceğim.

Benim bir hayalim var. Seninle gerçekleştirmek istediğim bir hayal. Bu hayal için de ortaokul öğrencilerine özel ders vermeye başladım. Şuan para kazanamasam da ileride huzurlu bir şekilde yaşamamızı sağlayacak kadar varlık sahibi olmamızı diliyorum. Özel ders verdiğim öğrencilerden birinin adı Tanjiro Kamado. Anlaşılan o da japon, bizden birini eğitmek nostaljik hissettiriyor. Umarım Tanjiro ile iyi anlaşırız. Peki ya sen? Neler yaptığını inanılmaz merak ediyorum. Ne yediğini, aile içi ilişkinizi, çevreni... Umuyorum ki sorun yaşamıyorsundur. Bil ki ebediyen yanında olacağım, gerekirse başka bir evrende bile.

Aşkın bir insanı hem bu kadar mutlu hem de bu kadar hüzünlü hissettirebileceğini asla hayal edemezdim. Yine de senin nazik dokunuşunun altında yatan hisleri bildiğim için asla pişman olmayacağım. Gecenin derinliklerinde bile, umutsuzluğun karanlığı beni çağırdığında, gülüşün gözlerim önüne seriliyor ve bu kadar değerli bir varlığın beni önemsediğinin farkına varıyorum tekrardan. Seninle bir an daha olabilmek için her şeyden, her şeyden vazgeçerdim. Bulutlu bir günde parlayan güneş ışığı, cennetteki meleklerin söylediği tatlı şarkılar gibisin. Ne kadar uzun yaşarsam yaşayayım, senin güzelliğin ve zarafetin hakkında söylediğim sözler, asla yeterli olmayacak. Kalbimin her atışında, aşkımı ifade etme arzusuyla tükeniyorum.

Mitsuri, hayatımın aşkı. Parıldayan gülümsemene sahip olmak için ne kadar beklemeliyim? Ay ışığının altında elini tutma zevkini tekrar bana yaşatacağın gün... daha ne kadar beklemeliyim, Mitsuri?

Sonsuz Sevgilerimle, Iguro.

(Yazar Notu 3: Zambak çiçeği saflığı ve aşkı temsil eder. Bunun yanında bir de kadınlığı temsil etmektedir. Zambak, kadınlığın simgesi olarak yer edinmiştir çünkü onun şekil, renk farklılıkları ve tatlı kokusu insanların bu çiçeği bu şekilde yorumlamasına sebep olmuştur.)

dernière lettre // obamitsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin