Camellia

45 6 3
                                    

Kendimi bildim bileli diğerlerinden farklı olan ve ilk bakışta göze çarpan pamuk şekerimsi saçlarımdan nefret etmiştim. Düşündüğümde belirgin bir sebebi yoktu bu nefretimin, ancak üzerinde fazla durdukça geçmişin bende bıraktığı yaraları hatırlayabiliyordum. Yaşıtım kızlar gibi normal olmak istemiştim ya da sadece insanların beni beğenmesini. Ilkokul ve ortaokulda görünüşüm yüzünden zorbalık görmüştüm ve ileride gülerek anlatacağım anılardan olması gerekirken bende büyük bir travma bırakmıştı tüm bunlar.

"Hepsinden kurtulmak istediğinden emin misin? Biliyorum kökü sende ama ablam defalarca saçını kestirdiği için pişmanlık duymuştu ve aynı duyguyu senin de yaşamanı istemiyorum." dedi Shinobu endişeyle. Evet lütfen kafana göre kısalt, bugün kaptan sensin, dedim ve gülümsedim. Belki içten değildi ama gülümsemeyi tekrar sevmek istiyordum. Birkaç gündür yıkanmıyordum çünkü bırak yürümeyi otururken bile canım acıyordu. Birazı psikolojik olabilirdi acımın ama bir yürüteçten -bazen kanlı canlı insanlardan- destek alarak yaşamaya mahkumdum.

Kanae abla ve Shinobu yıkanmama yardım edebileceklerini söylemişlerdi ancak bu fikir beni utandırdığı için reddetmiştim. Dün ise nihayet yıkanmaya ihtiyacım olduğunun farkına varmıştım ve oturarak hızlıca su ve sabunla üzerimden geçmiştim. Sıcak su daha sağlıklı düşünmemi sağlamış gibi bir his vardı içimde. tek sorun saçımın taranarak açılmayacak kadar karışmış olmasıydı. Fakat ben böyle bir durumdayken sabırlı olacak psikolojide değildim ve kabarmış karmakarışık saçlarıma gösterecek tahammülüm kalmamıştı. Tabii, yıkanma aşamasında yardım isteyemeyecek kadar utangaç bir insan olabilirdim fakat saçımı kestirecek kadar cesur bir insandım.

Saçlarımın azalmaya başladığını hissettiğimde gözlerim kapatmaktan yanmaya başlamıştı ve açıp yere diktim. Yere düşen saçlarım garip şekiller oluşturmuştu ve her şekil bana farklı bir anımı hatırlatıyordu sanki. Etrafımızda herhangi bir ayna olmadığı için nasıl gözüktüğümü bilmiyordum ve bu beni daha fazla heyecanlandırıyordu. Aslında, kalbimi ağrıtan bu duygu heyecan mıydı emin değildim ama heyecan olduğuna inanmak istiyordum.

Shinobu yarı şüpheci yarı gururlu bakışlarıyla beni süzdü ve o an bittiğini anladım. Kalkmama yardımcı oldu ve değneğimi verdi. Birlikte aynaya doğru yürüdük. Saçlarım, yoklardı. Küçüklüğümden beri uzattığım için kel hissediyordum. Bir anlığına gözlerim doldu ve ağlayacak gibi hissettim. Shinobu aniden bana sımsıkı sarıldı. Uzun süredir kimseyle sarılmamıştım ve değer verdiğim biri olan Shinobu sarıldığında, kendime bile göstermekten utandığım gözyaşlarımı sundum. Ağlamak gerçekten yorucuydu.

Önüme konan tavuk sulu çorbadan bir yudum aldım ve aldığım anda içim ısınıyor gibi hissettim. Buz tutan organlarım ve akmayan kanım tekrar akar olmuştu. Kalbimi ise Obanai'ye vermek için saklıyordum, yumruk kadar olan bir organın daima beni ısıtmaya çalışmasının sebebi buydu. Kapının gıcırdamasıyla refleks olarak başımı kapıya doğru çevirdim ve bana mutlulukla bakan Kanae ablayı gördüm. Arkasından Shinobu geliyordu ve elinde iki kase vardı. "Daha iyi hissediyor musun tatlım?" dedi Kanae abla ve karşımdaki derisi hemen hemen soyulmuş koltuğa oturdu. Shinobu ablasının önüne ve kendi önüne kaseleri koydu ve yerini aldı. "Senden bir şey anlatmanı istemeyeceğiz Mitsuri. Tek isteyeceğimiz mutlu olman. Seni böyle görmek bizi de çok kötü hissettiriyor ve bu olumsuz duygunun kilidinin tek anahtarı senin kendinle yüzleşmen. Her neyse, fazla konuştum sanırım." diye açıklama yaptı Shinobu. Bu kadar iyi insanlar olması sinirlerimi bozuyordu. Eğer düşünmeseydim onları üzdüğüm için ayrıca kötü hissetmezdim ama düşünüyordum işte. "Sizi tanıdığım için gerçekten çok mutluyum. Gerçekten bir açıklama yapacak ruh halinde değilim, anlayış gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Hazır olduğumda her şeyi size anlatacağım. Sizi seviyorum." dedim ve ardından gülümsedim. Belki tavuk sulu çorbanın iç ısıtan etkisinden dolayıydı ama uzaya çıkıp bir yıldız sıralayacak kadar enerjik ve mutlu hissediyordum kendimi.

Eve vardığımda bahçemizde ölü, kurumuş kamelyalar olduğunu farkettim. Çiçek diliyle ilgilenmeye başladığım zamanlarda kamelya ilk ektiğim çiçeklerden biriydi. Anlamını bilmiyordum, hiçbir kaynakta yoktu ancak iyi olduğuna emindim ve Obanai'ye vermeyi planlıyordum. Veremeden gitmişti tabii ama bir gün geldiğinde görmesi için bekletiyor ve bakmaya devam ediyordum. Kuruduklarını gördüğümde yüzüm düştü çünkü en çok değer verdiğim çiçeklerden birini kaybetmiştim, tıpkı Obanai'yi kaybettiğim gibi.

Herkesin hayatında olduğu gibi benim de çocukken bilinç kazandığım bir an olmuştu. Ve sanırım o andan beri yalnızca ama yalnızca kötü olasılıkları düşünen ve olumsuzlukları tıpkı pozitif kutubun negatifi çekmesi gibi çeken biri olup çıkmıştım. Dönüştüğüm kişiden çok korkuyordum; daha birkaç gün önce yeni saçımdan memnundum ve yeni bir başlangıç yapacağımı sanıyordum. Şuan ise baka baka lanetlediğim aynamın karşısına geçmiş kendime bakıyordum. Bazen sadece bipolar olup olmadığımı merak ediyordum. Günün yarısını kendime bakarak harcamıştım ve sanıyorum ki bu sanrılarıma sebebiyet veren ana olaydı. "Hayır, lütfen..." diye inledim. "Canım çok yanıyor. Lütfen biri yardım etsin."

Isırdığım ve yediğim parmaklarımı usulca saçıma götürdüm. Bunları yaparken de aynaya bakmaya devam ediyordum tabii çünkü böyle güzel bir tiyatroyu izlememek müellife saygısızlık olurdu. Sırıttım ve elimle hafifçe saçlarımı çekmeye başladım. Kısacık saçlarım stresin etkisiyle de dökülüyordu, sanırım gerçekten kel olacaktım yakında. "Bunların hiçbirini haketmedim. Istemiyorum." Istemsizce kalın ama uzun parmaklarım saç diplerime gidiyor ve aynı hızla geri iniyordu. Indiği anda avuç avuç saç dökülüyordu lavabonun içine. "Saçlarıma bile bakamıyorum." . "Artık ütopyamıza devamlılık sağlayamıyorum Iguro. Canım çok yanıyor. Devam edebileceğimi sanmıyorum."

(Yazar notu 11: Göz kamaştırıcı güzelliğe sahip olan çiçek türlerinden biri olan kamelya çiçeğinin anlamı: "Kaderim sizin elinizde" demektir. Ayrıca kamelya çiçeği kokusuz olması sebebiyle kişiye; "güzel kokunuzu bu çiçeğe veriniz ki bu muhteşem güzellikteki çiçek kokunuz ile tamamlansın" mesajını verir.)

dernière lettre // obamitsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin