Duraktaki Çocuk

Bir Bardak Kahve

tw! CRINGE

Aşkın tanımı neydi?

Kişiden kişiye değişirdi. Kimine göre aşkın tanımı güvendiğin kişiye olan sevgiydi. Kimine göre aşkın tanımı birine karşı bir his besleyemeyince başvurduğumuz son duygumuzdu. Sanzu'ya göre aşkın tanımı ise Rindou'ydu.

Karanlık havadaki soğuk, işkence etmek istercesine bedenlere işliyor, iğne misali her bir noktasına batıyordu. Özgür kalmanın verdiği sevinçle havayla sevişen kar taneleri insanların üstüne düşüyor, onları kendine etkiliyor ve gizliden zehirlerini aktarıyordu. Sahtekar Ay, Güneş'ten çaldığı ışığı yayarak insanları etkiliyor, onları kendisine bağımlı ediyordu. Uzaklardan parlayan yıldızlar, ağlayarak karşı çıkıyorlardı Ay'ın sevilmesine çünkü Ay, yalancıların en büyüğüydü.

Soğuktan dolayı yanakları kızarmış olan sarışın çocuk, insanın içini ısıtan sıcak eve girdi. Evin sahibi olan pembe saçlı ise kahve yapmak için mutfağa gitmişti. Paytak adımlarla utanarak peşinden gitti ona evini açan gencin. Utandığı için kendine kızıyordu ancak böyle bir durumda ilk olarak onu aradığı için utanan kısmı daha baskındı. Kızaran yanakları soğuk yüzünden gibi duruyordu ama aslında utandığı içindi.

Raftan kahveyi alan Sanzu'dan gözlerini kaçırarak demir sandalyeye oturdu Rindou. Alt dudağını ısırarak söylemesi gerekenleri aklında toparlamaya çalıştı. Sanzu kahve makinesini çalıştırdığında Rindou elleriyle oynamaya başlamıştı.

"Gelmeme izin verdiğin için teşekkür ederim. Aslında seni rahatsız etmek istememiştim." dedi başparmağını elinin üstünde hareket ettirerek. Sanzu, yüzündeki gülümseme ile yanakları kızarmış, hala soğuk yüzünden hafif titreyen bedene döndü. "Sorun değil," dedi mutlu bir ses ile. "Ama neden arkadaşlarına değil de bana gelmek istedin anlamış değilim." Şüpheci sesine nazaran dediği şey yüzünden utanan pembe saçlı çocuk, elini ensesine atarak gözlerini kaçırdı. Utanan tek kişi olmadığı için sarışın olanın rahatlamasını sağladığınından ise haberi yoktu.

"Aslına bakarsan böyle durumlarda gittiğim kişi Koko olurdu. Ama onunla tartıştığımız için ona gitmek istemedim. Mitsuya'nın zaten iki kız kardeşine bakması gerekiyor, ben gidersem üstündeki sorumluluk artacaktı. Izana bugün evde değil. Baji'yi ise direk eledim; evini görmek isteyeceğini sanmıyorum." dedi son cümlede yüzünü buruşturarak. Bu ise diğerinin kıkırdamasına yol açmıştı.

"Koko'yla kavga sebebiniz neydi ki?"

Sen, demek aklından geçince kendine küfretti sarışın olan. Böyle derse büyük ihtimalle yanlış anlaşılacaktı. O nedenle, "Akane Inui diye bir kızla flörtleşiyor. Kendinden beş yaş büyük birisi ile olmasını doğru bulmadım, o nedenle kavga ettik ama kendini dönek herifin teki olduğu için şimdi de Akane'nin kardeşine sulanıyor." dedi, Sanzu kahvesini önüne bırakırken. "Akane?" Sanzu'nun şaşkın bakışları Rindou'nun tek kaşını kaldırmasıyla sonuçlandı.

Sanzu bir açıklama yapma gereği hissederek, "Eğer bahsettiğin kişi düşündüğüm kişiyse Koko'nun hoşlandığı kişinin arkadaşı olabilirim." Rindou gözlerini kıstı ve kaşlarını çattı. "Çok karışık bir cümle oldu bu." Cümlesi Sanzu'nun gülmesine sebep olduğunda Rindou da istemsizce gülümsedi.

Pembe saçlı genç masanın üstündeki telefonunu aldı ve bir şeyler karıştırdı. Çok geçmeden istediği şeyi bularak sarışın olana gösterdi. "Bu kızdan bahsediyorsun, değil mi?" Rindou, ekrana baktı. Akane'nin Instagram hesabıydı. Başını sallayarak onayladı. Sanzu, gülerek başını aşağı yukarı salladı. "Bahsettiğin 'dönek herif' arkadaşıma tutulmuş." Rindou'nun gözleri açıldığında tepkisi hem komik hem de tatlı gelmişti.