Duraktaki Çocuk

Last Cigarette

Derin bir nefes alarak terden dolayı ıslanmış ve bazı yerleri bulanıklaşmış mürekkeplerin oluşturduğu cümlelere, yazmak için belki de bir saattir uğraştığı şarkı sözlerine baktı. Her bir kelimeyi tekrar tekrar okudu ancak beğenmediğine kanaat getirerek buruşmaya başlamış kağıdı sertçe kopardı. Kopardığı sayfayı ellerinin arasında ezerek top haline getirdi ve nereye gittiğine dikkat etmeden rastgele fırlattı.

Sandalyesinde geriye yaslandı ve açık pencereye baktı. Sıcak yaz gecesinde rüzgara ait hiçbir belirti yoktu, iki kanadı da açık olan pencereden içeriyr gram rüzgar girmiyordu. Bu da sıcak havayı daha katlanılmaz kılıyor, sinirlerinin iyice bozulmasına sebebiyet veriyordu.

Oturduğu yerde gerindikten sonra duş alması gerektiğine kanaat getirdi. Rüzgarın uğramak bile istemediği odasına açılan pencereyi kapattı ve kalın perdeleri çekti. Duş almak için banyoya ilerledi ve kendini soğuk suyun altına bıraktı. Soğuk su, bedenine işkence eder iken aklında sadece yazacağı şarkı için ilham arama endişesi vardı. Unuttuğu sesi yazdığı şarkı sözlerinde, bestelediği şarkılarda arıyordu. Giden genç ne yapmıştı ona? Onun gidişi yüzünden pembe saçlı olan bir yıldır şarkı yazamıyordu. Bugün de her gece olduğu gibi çalışma masasının önüne oturmuş, yazacak birkaç cümle aramıştı ama sonuç şaşırtmamıştı, yine başaramamıştı.

Duştan sonra saçlarını kurutmadı veya taramadı. Elleriyle saçlarını karıştırdı, beline bir havlu bağlayıp banyodan çıktı. Banyodan çıktığında değişen hava yüzünden vücudu hafif bir irkilme yaşadı, sonrasında ise yerini uyuşmuşluğa bıraktı.

Dilini alt dudağının üstünde gezdirdi ve dolabından giyecek rastgele bir şeyler seçti. Üstündekileri giydikten sonra tekrardan çalışma masasının başına geçti. Islak saçlarından akan birkaç damla su açık defterin üstüne düştüğünde kaşlarını çattı. Neden aklına o gece sarışınının gözünden akan birkaç damla yaş gelmişti? Unutamıyordu o geceyi. Unutamıyordu o gece Rindou'nun, son sigarasını içmesini.

Komik, o geceden sonra Rindou sigarayı bırakmaştı ama Sanzu, Rindou'nun gidişiyle sigaraya başlamıştı.

Titrek bir nefes alarak arkasına yaslandı, gözlerini kapattı ve her defasında uğruna ölebileceği sarışınının gülümsemesini aklına getirdi. Dişlerini göstererek gülen aşkı geldiğinde istemsizce kendi dudakları da yuları kıvrıldı. Kahretsin, bu çocuk ona neler yapıyordu?

Masanın üstünde duran kablosuz kulaklığını alarak telefonuna bağladı. Faun'un Tanz Mit Mir isimli şarkısını açarak kalemi parmaklarının arasında döndürmeye başladı. Bu, Rindou ve onun sürekli dinledikleri, en sevdikleri ortak şarkılarıydı. Öyle ki Rindou gitmeden önce Sanzu, her şarkı yazacağı zaman bu şarkıyı açar, şarkının beraberinde getirdiği ilhamla beraber sözcükler kaleminin ucundan birer sihirmiş gibi akardı.

Şimdi fark etmişti de, Rindou gittiğinden beri bu şarkıyı bir kere bile dinlememişti.

Şarkıyla beraber ritim tutarak boş sayfaya bakmaya başladı. Aklına o gece, o son sigara gelince yutkunarak gözlerini açtı ve kalemi sayfanın üstünde tuttu. Aklına gelen cümleleri gram tereddüt etmeden, ara sıra bazı yerlerini değiştirerek kağıda aktardı. Bazenleri duruyor, parmaklarını kıtlatarak olduğu yerde geriniyordu ama bu arayı oldukça kısa tutmaya çalışıyor, ilhamın kaybolmasına izin vermeden sözlerin hepsini yazmak istiyordu.

Yaklaşık yarım saatten sonra kalemin, parmaklarının arasından kayıp masanın üstüne düşmesine izin verdi. Ciğerlerine derin bir nefes doldurarak geri çekildi, kulaklığını masanın üstüne koydu ve eserine baktı. Oldukça hoşuna gittiğini fark ettiğinde nefesini tuttu ve cümlelerin her birini tekrar tekrar okudu. Her biri o geceyi, Rindou'yu son görüşünü anımsatıyordu.