Feelings Don't Lie(Final)

327 33 352
                                    

Oy ve yorumu unutmayın lütfenn🤍🤍

Hadi bakalım bi yüzünüz gülsün artık ajdkslakd tatlı bir final yapmak istedim umarım hoşunuza gider
İyi okumalar dilerimm<3

Saat öğleden önce on birdi.

İleri geri yürüyor, zamanın geçmesini bekliyordu. Ne kadar geçmişti ki? Bir saat? İki? Bilmiyordu.

Derin bir nefes aldı ve yolmaktan derisinin acımaya başladığı saçlarından ellerini geçirdi. Esneyerek olduğu yerde bir tur daha attı. Gece düşünmekten uyuyamamıştı. Rindou nereyi kastetmişti?

Aklına ilk olarak Mikey'in evi gelmişti ancak oraya gitmeyeceğinden nedensizce emindi. İç sesi orasının olmadığını söylüyordu. Neresi olduğunu anlayabilmek için telefonunu binlerce kez kontrol etmiş, mesajları kim bilir kaç kez okumuştu. Ama hayır, neresi olduğunu çözememişti.

Odanın ortasında bir ileri bir geri gitmeyi bırakarak öylece durdu ve nefesini tutarak yanaklarını şişirdi. Dün gece Rindou ile olan konuşmalarını tek tek düşünmeye başladı. Ancak aklına gelen şey ile tuttuğu nefesini bıraktı ve yanaklarının kızardığını hissetti.

Dün gece ona resmen aşkını itiraf etmişti!

Liseli kızlar gibi yatağına uzandı ve yastığını yüzüne bastırıp çığlık attı. Utancını bastırmaya yetmemesi daha çok çığlık atmasına sebep oldu. En sonunda bağırmaktan boğazı acımaya ve nefessiz kalmaya başladığında yastığı yüzünden çekti ve ciğerlerini hava ile doldurdu.

Bir kez daha esnediğinde uyuması gerektiğine kanaat getirdi ve telefonuna alarm kurarak yatağına uzandı. Biraz kestirmenin kimseye zararı olmazdı.

***

Durağa doğru ilerlerken bir yandan da Kazutora ile telefonda görüşüyordu. Telefonun diğer ucundaki arkadaşına sövüyor, buluşmak için neden bu kadar uzak bir yeri seçtiğiyle ilgili yakınıyordu.

Durağa yaklaştığında arkadaşına kabaca görüşürüz dedi ve telefonu kapatarak cebine attı. Birkaç adımdan sonra işte, duraktaydı.

Gözlerini bıkkınca duraktaki kişilerde gezdirdi. O an birisi takıldı gözüne. Onu daha önce görmüş müydü? Sanmıyordu. Böyle mükemmel bir varlığı daha önce görseydi hatırlardı. Hatırlar ve bir daha asla unutmazdı.

Gözleriyle dikkatle süzdü dikkatini çeken genci. Sarışındı, saçları omzunun bir tık üstünde bitiyordu. Wolf cut biçiminde kesilmiş saçlarını açık bırakmıştı. Üstünde Doğu Lisesi'nin üniforması vardı. Bu da Sanzu'nun onu neden daha önce görmediğini açıklıyordu.

Çocuğu öylece süzer iken sarışın olan gözlerini telefonundan çekti ve direkt olarak Sanzu'nunkilere kilitledi. O an fark etti pembe saçlı olan, sarışının gözleri de çok güzeldi. Öyle güzeldi ki... "Morun en güzel tonu sanki." diye düşünmeden edemedi.

Sadece iki saniyelik bir bakışmanın ardından gözlerini ayırdı sarışın olan. Sarışının adını merak etti Sanzu. Adını, hobilerini, müzik zevkini... Her şeyini öğrenmek istiyordu. Öğrenmek ve ona daha çok bağlanmak istiyordu.

Otobüs durağa yaklaştığında morun en güzel tonunu gözlerine hapsetmiş olan genç, telefonunu ceketinin cebine koydu ve durakta durmuş otobüse bindi. Duraktaki insan sayısı azalırken Sanzu giden çocuğun arkasından bakmakla yetindi. Otobüs hareketlendi ve yanından geçip gitti. Kornaya bastığında ayılan Sanzu o an fark etti gerçeği.

Duraktaki ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin