Oy ve yorumu unutmayın lütfenn🤍🤍
Bölümün adı Dollhouse, Melanie Martinez dinleyenler bilir. Onun şarkısının ismini koysum çünkü bu bölümle alakalı gibi geldi. İsteyenler onu dinleyerek okuyabilirr. Bunu neden açıkladım ben de bilmiyorum ajkdşwşaksSon beş dakika.
Ellerimle, yüzümü örten perçemlerimin üstünden geçtim. Parmaklarımı ensemdeki saçlarımdan geçirerek düzelttim ve aynadan kendime baktım. Uzun kollu, siyah gömleğimin yakasını düzelttikten sonra iyi göründüğüme kanaat getirdim.
Son dört dakika.
Boy aynamın önünden çekilip yatağımın yanına gittim. Yatağına altındaki bavulumu kendimden tarafa çektim ve içindekileri kontrol ettim. Aslında neye dayanarak hazırlanmıştım ben de bilmiyordum. Teklifimin kabul edilmeme olasılığı da vardı ne de olsa.
Son üç dakika.
Titreyen ellerim bavulun ağzını sakince kapattı. Bavulu yerine koydum ve ayağa kalkarak odama son bir kez baktım. Unuttuğum bir eşyam yokmuş gibi görünüyordu. Gözüme takılan gece lambasını kapattım ve odamın karanlığa mahkum kalarak içimi bir huzursuzluğun kaplamasına izin verdim.
Son iki dakika.
Kapalı perdeleri kenara çektim ve pencereleri sonuna kadar açarak dışarı baktım. Soğuk hava odamın içine alın ettiğinde odanın sıcaklığının etkisinde olan bedenim ani soğuk ile titredi. Evin arka bahçesini gören pencerem oldukça hoş bir manzara sunuyordu bana. Bahçenin ortasında duran süs havuzu, Sahtekar Ay'ın yaydığı beyaz ışıkla kutsanıyor, bahçeye ayrı bir güzellik katıyordu. Gece olmasına karşın süs havuzunun kenarlarında bir iki kuş vardı. Ötüyor ve yaz vakti cırcır böceklerinin sesinin duyulduğu şehre artık kendilerinin hakim olduklarını gösteriyorlardı.
Son bir dakika.
Gözlerimi bahçede, bahçıvanın özenle yapraklarını kesip şekil verdiği çalılıklara, her renkten ve türden olan çiçeklerde son bir kez gezdirdim. Onlardan da aynı bu evin her parçasından nefret ettiğim gibi nefret ediyordum. Bu ev bir lanetti, içine girdiğinizde elinizi kana bulamadan çıkamayacağınız bir lanet ve ben şanslıydım ki, bu gece teklifim kabul edilirse bu lanet yerden elimi kana bulamadan kurtulabilirdim.
"Burayı özleyecek misin?" diye soru sordu aklımdaki bir ses. Eksik bir gülümseme yerleştirdim yüzüne ve kendi kendime fısıldadım: "Hayır, asla özlemeyeceğim. O çiçekler de en az bu evdeki insanlar kadar lanetli."
Ve işte, o an geldi.
Tak, tak, tak.
Kapı üç kez çaldığında eksik gülümsemem yavaşça söndü. Girmesi için izin vermeme fırsat bile vermeyen evin hizmetçisi Gloria odama girince omzumun üstünden ona baktım. Kaşlarımı çattığımı görünce yaptığı şeyin farkına anca varmış olmalı ki ellerini önünde birleştirdi ve başını aşağı eğdi. "Efendim, rahatsızlık verdiğim için kusura bakmayın ancak babanız sizi yemek salonunda bekliyor."
Tam zamanında.
İçimde oluşan gülümseme istediği bastırdım ve kalbimin heyecandan deli gibi atmasını görmezden gelmeye çalışarak başımı olumlu anlamda salladım. "Peki, geldiğimi söyle. Çıkabilirsin." Hafifçe eğildi ve başını sallayıp odamdan ayrılarak kapıyı arkasından kapattı.
Onun gitmesiyle beraber penceremi kapattım ve perdeleri geri çektim. Odam tekrardan karanlığa mahkum kalınca sağ elim istemsizce göğsüme gitti. O kadar hızlı atıyordu ki... Sebebi neydi? Babamın vereceği olası tepki mi, yoksa isteğim kabul edilirse onu görebilecek olmam mı? Ben de bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duraktaki Çocuk
Teen FictionSanzu Abi ben aşık oldum ya... Draken Yine mi? *Mangadan bağımsızdır. *Karakterlerin yaşıyla oynanmıştır. *Seme Sanzu, uke Rindou *Rinzu kitabıdır. *Tamamlandı 21.02.2023/03.10.2023