3

449 25 6
                                        

Sabah olmuştu, ama Harry'nin kafası hâlâ karmakarışıktı. Binadan çıkar çıkmaz Allerno’yla burun buruna geldi. Allerno onu görür görmez gülümseyerek,
“Günaydın sincap,” dedi.

Harry, yalandan kaşlarını çatarak,
“Şunu söylemeyi kes artık. Zaten kafam karmakarışık,” dedi ve kafasını kaşıdı.

Allerno, bu tepkisine gülerek kolunu Harry'nin omzuna attı ve birlikte ortak salona doğru yürümeye başladılar. Kısa bir sessizlikten sonra, Allerno hafifçe iç çekerek,
“Ee sinca— tamam tamam, Harry. Yine ne karıştırdı senin kafanı?” diye merakla sordu.

Harry yandan ona bakarak sadece,
“Dün...” diye mırıldandı.

Allerno bir an duraksadı. Kaşlarını endişeyle kaldırdı.
“Dünün ne anlama geldiğini biliyor musun?” diye sordu, korkuyla.

Harry başını hayır anlamında salladığında Allerno'nun yüzü rahatlamıştı. Harry, gözleriyle ondan bir açıklama bekledi ama Allerno hemen boğazını temizleyerek konuşmaya başladı:
“Bunu araştırıp sorma, Harry. Zamanın kendisi göstermeli. Bu, bilerek değil... yaşayarak öğrenilmesi gereken bir şey.”

Harry’nin bir şey sormasına bile izin vermeden konuyu kapattı. Tam rahatlatmak için ona sarılmak üzereydi ki, Allerno’nun iç sesinde yankılanan o tanıdık ses çınladı: “Kamçık ağızlı itici somon Potter gelmişti.”

Simon, Harry’ye sıkıca sarıldı. Bir yandan da Allerno’ya ters bir bakış atarak abisine döndü:
“Omega çıkmışsın, oley be! İddiayı kazandım!”

Harry kaşlarını kaldırıp,
“Ne iddiası Simon?” diyerek kendini ondan uzaklaştırdı.

Simon nefes almadan konuştu:
“Babamla iddiaya girdik. Ona göre alfa çıkacaktın ama ben Omega olduğunu biliyordum!”

Harry şaşkınlıkla,
“Nasıl anladın?” diye sordu.

Simon sırıtarak cevapladı:
“Üzgünüm ama duvarlar çok ince ağbiciğimmm,” diyerek kıkırdadı.

Harry kıpkırmızı kesildi, Allerno’ya bakıp Simon’un omzuna hafifçe vurdu. Allerno kendini tutamayarak, duvarları inceliyormuş gibi yaptı. O an gelen sesle Simon omzunu tuttu; dudaklarının arasından küçük bir inilti kaçtı.

Allerno ne olduğunu anlamasa da irkildi. Sonra Harry’ye sarıldı, Simon’a ters bir bakış daha attı ve hızlıca oradan uzaklaştı.

Simon, giden gence bakarak homurdandı:
“Allerno abi de bir tuhaf. Gerçi kendisini pek sevdiğim söylenemez... ama neyse ya.”

Harry sırıtarak,
“Abi deme... lazım olur,” dedi ve elini Simon’un omzuna attı.

Simon ona dönerek,
“Abi... sen gerçekten körsün,” diyerek yanından uzaklaştı.

Harry, ne demek istediğini anlayamayıp etrafına bakınırken, ona doğru koşan Lara’yı gördü. Kızın omzundan tutarak durdurdu.

“Sakin ol Lara. Ne oldu bu acele?” diyerek gözlerinin içine baktı.

Lara, nefes nefese,
“Abla... ablam seni bekliyor. Kütüphane, cam kenarı, köşe masa,” dedi, cümlelerini toparlayamadan.

Harry gülümsedi,
“Sakin ol ve düzgünce anlat. Ne olmuş?” dedi yumuşak bir sesle.

Lara derin bir nefes aldı:
“Ablam kütüphanede seni bekliyor. Cam kenarındaki köşe masa. Ama garip olan şu... yanında Ron var. Evet, Ron ve kütüphane!”

Harry bir şey demeden Lara’ya teşekkür etti ve hızlıca kütüphaneye koştu. Hermione’yi görünce doğrudan yanına gitti.

Hermione onu görünce,
“Dün ne olduğunu öğrendim. Şöyle ki—”

“Bilmek istemiyorum,” diye lafını kesti Harry. Devam etti:
“Allerno zamana bırakmamı söyledi. Sadece... bu iyi bir şey mi? Bana onu söyle.”

Hermione gözlerinin içine bakarak,
“Draco’yla daha yakın olman gerekiyor... gerçekleri öğrenmek istiyorsan,” dedi.

Harry başını sallayarak kütüphaneden çıktı. Draco’yu bulmak için okulda onu aramaya başladı. Aradığı kişiyi arkasından gelen bir sesle buldu.

“Birini mi arıyorsun, Potter?” diye fısıldadı Draco, Harry’yi korkutarak.

Harry irkilerek asasını çekti. Eli titriyordu.
“Beni rahat bırak Malfoy. Yoksa bu asayı vücudunda hissedersin.”

Draco sadece sırıttı.
“Yalnız bir şeyi unutuyorsun, Potter...”

Kulağına eğilerek fısıldadı:
“Ben her zaman üstte olurum.”

Düğüm - Drarry Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin