Efil'in ailesi ayrılma aşamasındadır. Kızının bu ayrılma durumundan etkilendiğini düşünen annesi kızını kuzeninin yanına yaz tatilini geçirmeye yollar. Efil pek gitmek istemez ama annesinın ısrarı ile gitmek zorunda kalır.
Orada kuzeninin arkadaşla...
"Hiiç aklıma bir şey geldi de," gözlerimi ondan alıp düşündüm. Acaba dediğinin ne anlama geldiğini biliyor muydu? Bilse de ne değişirdi ki? Ona cevabım yoktu.
Gökyüzünü izlediğimden eve ne zaman geldiğimizi fark etmemiştim bile.
"Ben o zaman gidiyorum. Yarın görüşürüz. Berk babasıyla konuştuktan sonra size haber veririz."
"Tamamdır, yarın görüşürüz." Kerem'le vedalaştıktan sonra eve girdik ve rahat bir şeyler giyip oturma odasına geçtik. İdil mutfakta bulduğu bisküvi ve cipsi getirdiğinde ben de sabah baktığım filmi geri açmıştım. Hep birlikte filmi izlerken uyuyakaldığımızı fark etmedik bile.
♪♪♪
"Alo Efil, biz babamla konuştuk dün bahsettiğimiz yeri bize ayarladı. Gelin de bir bakalım isterseniz."
"Bu harika haber. Birazdan ordayız." Berk'le konuşmamı bitirince Çağrı ve İdil'e döndüm.
"Berk babasıyla konuşup yeri ayarlamış gelin de bir bakalım diyor."
Hemen üzerimize bir şeyler giyip evden çıktık.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Efil'in giydiği kombin)
Grubun yanına vardığımızda hep birlikte yeni yerimize doğru yola çıktık. Çok uzak olmadığı için yürüyorduk. Havanın bunaltıcı sıcağı bizi kavursa da ilerliyorduk.
Salık kızıl saçlarımın ensemden çekilip toplandığını hissetmemle arkamı döndüm. Çağrı saçlarımı tutup kaldırmış benimle birlikte yürüyordu.
"Bunaldığını gördüm o yüzden," dedi gözlerini benden kaçırırken. Ben ise halimden memnundum.
"İşte burası," dedi Berk önümüzdeki iki katlı binayı göstererek.
"Oha bu iki kat da bizim mi olacak?" Selim etkilenmiş bir şekilde bakarken içeri girdik. O kadar geniş ve yeni bir yerdi ki ben de şaşırmadan edememiştim.
Kapıdan girdiğimizde sol tarafta yukarı giden merdivenler vardı. Önümüzde ise ikili kapı vardı ve stüdyoya açılıyordu. Stüdyonun yan tarafında da lavabo bulunuyodu.
Önce stüdyoya girdik. Çok büyük bir alandı ve Berk'in babasının grubundan kalan bazı ses sistemleri vardı. Odanın bir duvarı boydan boya camdı ve bu odayı aydınlık ve geniş gösteriyordu.
"Oha oğlum babanlar bunları neden burada bıraktılar? Bu ses sistemleri çok iyi," dedi Kerem tozlanmış eşyaları kurcalarken.
"Babamların sahneye çıkışı ve inişi bir oldu. Grubundaki herkes dağıldı. Başka şehirlere gitti. Burası da babama kaldı tamamen." Kerem kafasını salladı ve etrafı incelemeye devam etti.
