[7] SEVGİ SANILAN ŞEFKAT

8 1 0
                                    

Hellö! Nasılsınız?

Bu bölüm biraz kalp kırıklığı biraz da heyecan taşıyor ama yine de güzel!!

O zaman hadi bölüme ışınlanalım!
Let's Go!!!!

Bolca sevgi♡ İyi okumalar:)

Oy verip yıldızı parlatmayı ve bol bol yorum yapıp bölümü süslemeyi unutmayın!!!

Beni de takip ederseniz sevinirim tabi^^

🎼Sura İskenderli~Korkularım






[7] SEVGİ SANILAN ŞEFKAT

[ ROZA ALSANCAK ]

caktı. Çok sıcaktı öyle ki beni alev alev yakacak kadar sıcaktı. Ama bir o kadar da buzdandı, üşüyordum yanında.

Sıcağıyla ve soğuğuyla benim nabzımı hızlandırması kafamın içine düşmüş bir yangın gibi beni yakıyordu. Saçmalama dedim kendi kendime. Saçmalama kızım, sen bu duyguyu hak etmeyecek kadar kötüsün Tanrı'nın gözünde, bu duygu senin sonun olur, yakar seni. Saçmalama! Uzak dur.

Bu duygu beni yakıyordu. Bu duygu benim canıma ateş katıyordu. Ölen ruhuma ateşinden bir parça verip yeniden alevlenmesini sağlıyordu. Ama bu duygu benim sonumu da getirecekti. Bu duygu yaşam ve ölüm arasında olan o ince çizginin zihnime sızan, kalbimi yakan haliydi.

Anlık endişeyle elimi bacağına koyduğumda elimi kavrayan eli nabzımı hissetmiş miydi? Ne düşünmüştü? Belki de sadece korkudan olduğunu düşünmüştür. Belki hiç hissetmemiştir.

Dedesinin durumunu anlattıktan sonra üzülmüştüm. Onu mutlu etmek adına böyle bir işe kalkışmıştı. Çünkü insan sevdiği için her şeyi yapabilirdi. Sevfiği ondan gitmesin diye... Annem gitmesin diye benim her şeyi yapabileceğim gibi o da dedesi için her şeyi yapıyordu. Onu anlıyordum. Ama onu anlamamış olsam bile Şuayb dedeye iyi davranırdım. Çok tatlı bir ihtiyardı, beni aileden hissettirmek için masada hemen yanına oturtmuştu, ve ondan sonra ki süreçte de benimle oldukça samimi bir iletişim kurmuştu.

Oyunumuzun iyi gitmesine, Şuayb dedenin mutlu olmasına ne kadar sevindiysem bir o kadar da onu kandırdığımız için üzüldüm. Yalan bir mutluluk bahşediyorduk ona. Bir yanım bu yalanın zararsız bir yalan olduğunu söylese de diğer yanım bu yalan yüzünden en çok canı yananın ben olacağımı söylüyordu.

Ateş'in ailesi çok samimi ve iyi kişilerdi. Hepsi gece boyunca bana güler yüzlü davranmıştı. İsmi Akın olan turuncu saçlı hariç. Ondan neden korktuğumu anlayamıyordum tam olarak. Yüzü sürekli ciddi bir ifade ile kaplıydı, bakışları sertti. Çok az konuşmuştu bu gece ama her konuştuğunda sesinin tonu beni evden ayrılmak zorunda olduğum o ana götürüyordu. Bana oldukça dürüst davrandığından dolayı mı ondan çekiniyordum?

Yemekten sonra kahvelerimizi içtiğimiz de Pınar ile daha da yakından tanışmıştık. O bir asker eşiydi, sürekli Çağlar'dan ayrı kaldığını ve onu beklerken binbir korkuyla başa çıktığından bahsetti. Ama ne olursa olsun onu beklemekten de sevmekten de asla vazgeçmeyecekti. Pınar eşine sadık bir kadındı.

İHANETİN GÖZYAŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin