27

100 12 0
                                    

Changbin ne yapacağını düşünürken kendini çoktan Felix'in sınıf kapısının önünde bulmuştu. Sessizce küfür edip, kendisini buraya getiren ayaklarına itaat etti. Felix de içerideydi. Jisung ve Hyunjin yoktu. Gülümsedi. Seslendi ona:

" Felix, gelebilir misin? Bir şey soracaktım da."

Felix merakla açılan gözleriyle bir süre onu süzdükten sonra dediğini yapıp peşinden gitti. Elleriyle oynuyor, utandığını belli ediyor ara sıra sırıtacak gibi oluyor ve hemen buna müdahale ediyordu. Changbin'in gözünde çok sevimliydi bu tavırları.

" Ne..." öksürerek sesini düzeltmeye çalıştı. " Ne konuşacaktık?" Heyecandan sesi ince çıkıyordu. Changbin güldu:

" Ben..." gözleri başını kaldıran Felix'in gözlerine değdiğinde sesi kısıldı" Unuttum."

Fix gergindi ve Changbin'in kendisiyle alay ettiğini düşününce öksürerek sesini düzeltti. Konuşurken kullandığından daha kalın bir sese büründü:

" Bir şey söylemeyeceksen gidiyorum." Baş parmağıyla arkasını göstererek dedi bunu.

" Diyeceğim." dedi Changbin baştakinden gergin bir sesle. " Aa..." sesini alıştırıyordu. Vücudu titredi bir an:

" Senden..." Felix'in sorgulayan gözleriyle karşılaşınca yine saçmaladı:
" Nefret etmiyorum."

Felix başını " Başka?" der gibi sallayınca cevap veremedi. Felix konuştu bu sefer:

" Bunu zaten biliyorum. Birbirini sürekli sinir eden gıcık kardeşler gibiyiz."

" Kardeşlerin kalbi birbirini görünce böyle hızlı atar mı?" dedi Felix'in elini alıp göğüsüne koyarak. Kendisi de ne yaptığını bilmiyordu. Düşünmeden yapmıştı ama hazır yapmışken geri dönmeye niyeti yoktu. Felix utanmıs ve kafası karışmış bir sesle tek bir harfi seslendirebildi:

" E?"

Changbin onun şaşkın suratına baktı:

" Bunca zaman bu mükemmelikle dip dibe olup etkilenmemek saçmalıktı bana kalırsa."

" E?" Felix gözlerini Changbin'inkilere çıkarabildi bu sefer.

Changbin kısa bir gülüşle beraber konuştu:

" Çok naziksin. Yakın olmasan bile üzgün birini görsen iyi hissettirmeye çalışıyorsun. Kırılgansın ama etrafına duvarlar örebiliyorsun. İnsanların düşüncelerini umursasan bile hakaretleri üzerine alınmamaya çalışarak özgüvenle devam ediyorsun. Çok çalışıyorsun, elestirilmekten korkmuyorsun. Kendini tanıyorsun ve beğenmediğin o çillerinle çok güzel gözüküyorsun."

" E?" diyebildi uine kızarmış bir suratla. Changbin sırıtıp yanağındaki çilleri sevince Felix kekeleyerek konuştu. " Ben... Anlamıyorum." sesi de kısıktı.

Changbin dalgınca " Neyi?" diye sordu. Elleri kendinden uzun olanın yanaklarında geziyordu.

" Neden birden böyle oldu? Sen..."

" Sen mükemmeldin ve ben bunu görmekten kaçtım sadece."

" Ne zamandır?"

" Bilmem. Dün gece fark ettim."

" Ben benimle dalga geçersin sanıyordum."

" Seninle itişip kalkışırken bile seni kırmaya kıyamıyordum."

" Ne demem gerekiyor?"

" Beni seviyor musun?.. Benim gibi..."

" Sana aşığım. Senin hissettiğinin belki de onlarca katıyla."

" Seninki nasıl oldu?"

" Farkında mısın bilmem ama Jisung senin benim ideal tipim olduğunu söylerken son derce dürüsttü ve o perdeleri kaldırınca sen de son günlerde... Neyse o bana kalsın. Öyle işte!"

" Sana kalan neymiş?" dedi Changbin ciddi bir tavırla.

" Belki daha sonra söylerim şimdilik bana kalsın."

Omuz silkti Changbin. Felix'in eli hâlâ göğüsünde duruyordu. Onu utandırmamak adına bir şey demeden elini oradan alıp öptü.

" Garip hissetiriyor." dedi düşünceli bir tavırla.

" Değil mi? Bunca zaman sürekli itişip kalkışmamızdan dolayı olmalı." dedi ama onun da sesi kısıktı. Öpülen eline bakıp duruyordu.

" Derse geç kalacağız." dedi Felix bir süre sonra.

" Zaten geç kaldık." dedi Changbin.

" Kaçalım mı?" Dedi Felix hınzır bir ifadeyle.

Gülümesedi Changbin. Omzunu okşadı çilli gencin:

" Olmaz."

" Hadi lütfen!.." dediginde ona bakmak istemedi Changbin. Bakarsa kabul edecekti.

" Ders..." demesiyle yanağına dokunan dudakları hissetti:

" Lütfen!"

Kızardı. Felix'i duyamıyor, teklifi ya da dersi umursayamıyordu bile. Çenesini kastı. Beklemediği açıkça ortadaydı. Put gibi dikildiği için Felix elini Changbin'in yüzünün önünda salladı:

" Changbin!"

Changbin rüyadan uyanırmış gibi konuştu:

" Beni... Öptün!"

Bu cümleler Felix'in kızarmasına ve iki üç adım gerilemesine neden oldu. Kekeleyerek konuştu:

" Kaçmayalım. Ders... Derse gidelim."

Hızına bakmadı bile hızla merdivenlerden çıktı. Hatta bir ara az daha düşecekti. Sınıfına koştu.

revals to lovers - ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin