29

80 10 7
                                    

" Hayır, hâlâ inanmıyorum." dedi Jisung ikiliye bakarken.

" Açıkçası agresif bir ilişki bekliyordum böyle sevimli bir ilişki değil." diye ekledi Hyunjin.

"Yalan söylemeleri onlara ne kazandıracak ki?" dedi Seungmin inanmaz bakışlarını Changbin ve Felix'e dikerek.

" Changbin bir gecede bu hâle gelmiş olamaz." dedi Minho.

" Bence zaten seviyordu. Bir gecede fark etti." dedi Chan.

" Keşke Jeongin de burada olsaydı." dedi Jisung.

" Bence o burada olmamaktan gayet mutlu." dedi Hyunjin gülerek.

Chan'ın dikkatini çeken şey ise herkesin gözlerini diktiği çift iki saniyelik odağın bozulmasıyla kaybolmasıydı.

Felix okulun arka bahçesine yakın iki duvarın dar arasında kollarını Changbin'e dolamış gözlerini gözlerine dikmiş sırıtıyordu. Alan çok dar olduğundan ikisin vücutları birbirine değiyordu. Changbin onun sırıtışına gülümseyip yanağına bir öpücük kondurdu.

Felix daha da alaycı bir tavır takınarak konuştu:

" Bakir herife nasıl öpüşeceğini öğreteyim." dedi.

" Sen sanki çok tecrübelisin(!)"

Felix sırıttı:

" Dene beni!"

Dudaklarını Changbin'inkiyle birleştirmesiyle Changbin sustu. Gün boyu nasıl öpüşüleceğine internet üzerinden çalışan Felix ise öğrendiklerinin bir karmasını ona uyguluyordu. Changbin ise uyum sağlıyordu. Felix ilk öpüşme için dili dahil etmemesi gerektiğini bilerek hareket ediyor. Dudaklar birbiri üzerinde dans ediyordu. Çok geçmeden nefes nefese kalıp ayrıldılar. Henüz ikisi de nefeslerini dengelememişken Felix daha çok istercesine Changbin'in kafasını kendine doğru çekti. Bu sefer yöntemleri bile boş vermişti. Sadece içgüdüyle hareket ediyor. Dudaklara doymaya çalışıyor, foymaya çalıştıkça daha çok istiyordu. Beyninden salgılanan dopamin bütün vücudunun kontrolünü ele geçirmişken okulda olduğunu unutuyor kendi vücuduna değen vücudu ve dudaklarındaki dudakları özümsüyordu.

Changbin ise düşünemiyordu. İçinde buluduğu durumu çözemeden bu durumdan haz almaya başlıyordu. Beyni bu durumu tam anlamıyla tanımlayamadığından Changbin'in gözlerinin yaşarmasına hatta gözlerinden yaşlar akmasına neden oluyordu. Felix eline değen ıslaklıklara fark edince nefes nefese öpüşmeyi durdurup sevgilisine gözlerini dikti. Anlamak istercesine hareket eden gözlerinin odak merkezi Changbin'in gözleriydi. Yeni uyanmış gibi çıkan sesiyle Changbin konuştu bu sefer:

" Teşekkür ederim benim sevgilim olduğun için."

Felix o an bunca zaman boyu yüreğinde eksik olan parçayı toplamışçasına mutlu oldu. Gülümsedi. Az önceki öpüşme olmamışçasına masum bir gülümsemeydi.

" Teşekkür ederim Seo"

Her şeyi başlatan cümleye benzer bir cümleyle konuşan Felix'e bakarak buruk bir gülümseme sundu Changbin.

Her şey Changbin'in yarışı kaybetmesi ve yeni çocugun kazanmasıyla başlamıştı. İyi bir evlat yetistirme derdinde olan ailesi Changbin'i tebrik etmeye itmişti. Birinci olanın göğüsünde yazılı soyadı ve az önce kendisini yenmesi dışında hiçbir şey bilmeyerek yanına gitmişti:

" Tebrik ederim Lee."

Felix o an bütün masumiyetiyle gülümseyrek ona cevap vermişti:

" Teşekkür ederim Seo."

Changbin'in hayatında gördüğü en güzel gülümsemeye sahip olan çocuğu bir süre gözleri hapsine alınca çocuk masumiyetiyle tekrar konuştu:

" Ben de seni tebrik ederim! Güzel yarıştı."

Aslında hiçbir art niyet olmadan söylediği bu cümle şimdiye kadar hayatında kaybetmemiş Seo Changbin tarafından iğneleyici anlamd yanlış anlaşılmış. Güzel gülümsemeye karşılık çatılmış kaşları ve yargılayıcı gözlerini ona dikip cevabını vermiş ve gitmişti.

Sonrasında ise her şeyi başlatan o olmuştu. Olayları objektif incelemeden kendi gözünden kurstaki arkadaşına anlatmıştı:

" O kadar alayla sırıtarak söyledi ki bunu yerin dibine girmek istedim."

Wooyoung en başta genci kötü bellese de bu ön yargısı bir haftada yıkılmış çocuğun nezaketinin ve sıkı çalışmasının adeta hayranı olmuştu.

Birbiriyle ezeli rakip olan ikili ise o an sarmaş dolaş birbirlerini ne kadar sevdiklerini söylüyorlardı. Changbin sarıldıği gencin boynuna minik bir öpücük kondurdu:

" Eğer sen kazanacaksan ben kaybetmeye razıyım." diyebildi kısık bir sesle. Fal tası gibi açılan gözleri ve birbirine bastırılan dudaklarıyla her hâlinden etkilendigi belli olan Felix mümkün olmayacağıni bilse de bedeni adete kendine yapışmış olan büyüğünün deli gibi çarpan kalbini duymamasını diledi ama sadece dileyebildi. Changbin ninniden daha rahatlatıcı olan kalp atışlarını kendi vücudunda hissederek mayıştı. " Seni seviyorum." diye mırıldandı. Felix'in kalbi daha hızlı carpmaya başlayınca sırttı. Ona hiçbir sey söylemedi. Kendisi için hazırlanan ritmi dinledi sadece.

revals to lovers - ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin