İyi okumalar❤️
Dilaram gözyaşlarını silip ne yapacağını düşünmeye başladı. Hâlâ Hawar'ın gittiğine inanamıyordu. Ailesini böylesine büyük bir tehlikeye atamazdı.
Şimdi ne yapacaktı? Kime söyleyecekti?
Eliyle yüzünü kapatıp düşünmeye çalıştı. Kime söyleyeceğini düşünürken aklına Şilan geldi, nereye gideceğini kesin Şilan'a söylemiştir. Belki Şilan, Hawar'a yardım bile etmiştir.
Dilaram elini yüzünden çekip odadan çıktı. Merdivenlere yöneldiğinde gelen ağlama sesiyle duraksadı. Arkasına döndüğünde hiç kimseyi göremeyince şaşırdı. Yanlış mı duymuştu? Tekrar önüne dönüp merdivenlerden inmeye başladı ki yine aynı ağlama sesini duydu. Bu sefer yanlış duymadığını kanât getirip arkasına dönüp hızla merdivenlerden yukarı çıktı. Kim ağlıyordu ? Neden ağlıyordu ? Bilmiyordu ama içinden Hawar olması için dua ediyordu.
Dilaram Hawar'ın odasının kapısının yanına geldi. Burda olamazdı az önce bu odadan kendisi çıkmıştı ama ses çok yakından geliyordu. Gözlerini etrafta gezdirmeye başladı. Bu katta üç oda vardı, biri Hawar'ın diğeri de Behma ve kendisinin odasıydı. Üçüncü oda geldiği günden beri kilitliydi. Şilan'a sorduğunda o da bilmediğini söyleyip konuyu geçiştirmişti.
Şimdi ise o odadan ağlama sesi geliyordu. Kilitli olduğunu bildiği odaya doğru ilerledi. Her ilerleyişinde ağlama sesi daha da yaklaşıyordu. İçinde garip bir korku hissetti.
Kapının önünde durduğunda kalbi yerinden çıkmak üzereydi. Ağlama sesi bu odadan geliyordu. Derin bir soluk alıp kapının kolunu tuttu.yavaşça aşağı indirip geriye doğru itti. Kapı yavaşça açıldığında, Dilaram odanın içini net bir şekilde görebiliyordu.
Yerde oturmuş ağlayan kişiyi gören Dilaram yüzünde oluşan gülümsemeye hakim olamadı.
Kırmızı bindalıyla yatağın köşesine oturup kafasını yatağın üstüne koyan Hawar hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Dilaram içeri girip kapıyı kapatarak Hawar'ın yanına oturdu. Hawar sanki Dilaram gelmemiş gibi ağlamaya devam ediyordu.
Hawar'ın burda ne işi olduğunu bilmiyordu ama burda olduğu için mutlu olmuştu. Ailesine ihanet edip kaçmamıştı.
Dilaram eliyle Hawar'ın saçlarını okşamaya başladı.
"Kurban olduğum ağlama artık"
Hawar duyduğu sesle hafif kafasını kaldırıp Dilaram'a baktı. İnsan bir aşk için ailesini hiçe sayar mıydı?
Hawar yavaşça yerinden kalkıp eliyle bindallısını düzeltti. Birazdan aşağı inecekti. Babası rezil olmasın yada küçük düşmesin yoksa bir düğün daha yapardı. Gözyaşlarını da sildikten sonra hâlâ yerde oturan kızı görünce kaşlarını çatıp " Sen hâlâ oturuyor musun bugün senin abinin kınası. Aşağıda oynaman gerekiyor"
Hawar yine kendi acısı yüzünden insanları kırıyordu.
Dilaram duyduklarını aldırış etmedi. Neden bu kadar acı çektiğini biliyordu. Ses etmeden öylece Hawar'a baktı.
Hawar hâlâ oturan Dilaram'dan gözlerini çekip etrafına baktı. Oda da bir eski yatak bir de sandık vardı geri kala bütün eşyaları Dilber hanım kendisine hakaret sandığı için atmıştı ve babası da buna izin vermişti. O gün anlamıyordu ama bugün herşeyi o kadar çok iyi anlıyordu ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLJİN
Teen FictionKüçük yaşta annesini kaybetmiş bir kızın çaresizliğini hiç kimse bilemez... Adar ağa tek kızı için canını bile verirken, oğlu Behma kızının hayatını bir gecede mahvetti... Bir insana yardım etmek için elinizi uzatırsanız, o insan elinizi k...