10.Bölüm

256 23 17
                                    


Sevginin nerden geleceğini bilmediğimiz gibi nasıl gideceğini de bilemiyoruz. Belki de en can yakanı da buydu. Ne zaman nasıl gideceğini bilmediğimiz içindir bu kadar acı.

Herkes duydukları cümlenin şokunu yaşarken Hawar sadece sinirle Ferzender ağa'ya bakıyordu. Hejar'ı kuzeniyle evledirdiği yetmiyormuş gibi bir de evliliği bozup kenidisiyle mi evlendirecekti. Beyni durmuştu. Bu kadar iğrenç bir adam olacağını düşünmemişti. Belki kendisinin yaptığı hataydı ama bir insan bu kadar kötü olamazdı.

Ferzender ağa sert çehresi ile Berzan'a baktı. Nasıl böyle Büyük bir hata yapabilirdi. Aklı alamıyordu. Oğlu daha düne kadar Derya için bütün dünya'yı karşısına alırken şimdi de Hawar'la evlendiğini mi söylüyordu?

"Sen ne diyorsun Berzan! Bu evlilik olamaz. Biz başta verdiğimiz sözü tutacağız. Hawar Hejar'la evlenecek!"
Dediğinde Hawar Berzan'ın konuşmasına izin vermeden kendisi konuştu.

" Siz nasıl bir insansınız? Hejar evli! Nasıl böyle bir şey düşünürsünüz. İntikam aşkınız yüzünden insanların hayatlarını mahvetmeye hakkınız yok!" Yüksek sesi avluyu inletti.

Xezal hanım hayranlıkla Hawar'ı izliyordu. İlk defa bir kadının Ferzender ağa'nın karşısında durduğunu görüyordu. Hawar'ın hatası olabilirdi. Ama bu yaptığı ile Xezal hanım gözüne girmişti.

Ferzender ağa sinirle Hawar'a bir adım yaklaştı. "Bunu söyleyen sen misin!? Senin yüzünden bu çocukların hayatları mahvoldu. Eğer kaçmasaydın bu evliliği kabul etseydin, bu çocukların hayatları mahvolmazdı." Otorite sesi adaletli bir insan olduğunu gösteriyordu. Ama her şey olduğu gibi değildi.

Hawar alayla kafasını iki yana sallayıp güldü. Bu adamın dedikleri gerçek miydi?

"Sizin yüzünüzden herşey Ferzender ağa! Suçunuzu kimseye yüklemeyin! Eğer siz berdeli kabul edip beni zorla evlendirmeye çalıştırmasaydınız bende kaçmazdım. Kimsenin de hayatı mahvolmazdı." Diyerek gerçekleri Ferzender ağa'ya haykırdı.

Berzan şaşkın bir şekilde Hawar'a bakıyordu. İki dakika ağzını tutamıyordu. Hep bir savunma bir laf sokma peşindeydi. Hatalarına rağmen  kendisini savunması da ayrı bir şaşkınlık veriyordu.

Berzan olaya bir son vermek için herkesi susturmak için Hawar'ın yanına varıp elinden tutup ailesine döndü.

"Hawar benim karımdır. Benim namusumdur. Kimse benim karımı başkasıyla evlendirme fikrini aklından bile geçirmesin. Ben istemedikçe hiç bir hüküm hiç bir  karar  geçerli değildir." Diyerek kimseyi dinlemeden Hawar'ı da alıp odasına çıktı. Kimse artık onun verdiği kararları rededemezdi. Sevdiği kadını ondan aldıklarında bir şey diyemedi ama şimdi herkes sadece onu izleyecekti. Bütün kararlar ona ait olacaktı. Bu hükmü de verenler hayatını mahveden insanlardı. Baltayı celladına verip geri çekilen insanlar şimdi de kellelerinin kesilmemesi için celladından kaçıyordu.

Berzan odaya girdiği gibi Hawar'ın kolunu serbest bırakarak sinirle soldu. Yanında duran kadına döndüğünde onu sinirle izleyen kadınla göz göze geldi. Bu kadını hafife alamayacağını anlamıştı. Onu alt etmek kolay olmayacaktı bunu kendisi çok iyi biliyordu. Ama bu Berzan için zor bir şey değildi.

Hawar sinirle Berzan'a baktı. Bu evliliğin ne kadar süreceğini bilmiyordu. Ama en kısa zamanda bitmesi için elinden geleni yapacaktı. Annesinin yerini öğrendikten sonra bu adamla aynı şehirde bir dakika bile nefes almayacaktı.

"  Bu evlilikle eline ne geçecek ?" Dedi sakin bir tonla bağırıp çağırdığında bir cevap alamıyorsa sakin bir tonla soracaktı.

Kaşları çatılan adam bu soruyu beklemiyordu. Sakin bir tonla hiç beklemiyordu. Gözleri kadının yüzünde Fink atarken bir kaç adımda Hawar'a yaklaşıp yüzüne tıslarcasına konuştu.

DİLJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin