8.Bölüm

298 24 23
                                    

               İyi okumalar❤️

Hawar altı aydır özlediği memleketinin hasretini çekerken bir yandanda burda olmayı doğru bulmuyordu. Şuan bütün aşiret ağaları Hawar'ın ölmesi için çabalıyordu. Çünkü bir kızın kaçması onlar için artık o kızın ölmesi gerektiğini söyler. Hawar kaçmıştı ama ölmek için değil hayatını kurtarmak için gitmişti. Şuan ölüme doğru gidiyordu ama o yaşayarak onlara kızların ve kadınların gücünü göstererek baş kaldıracaktı.

"Hawar geldik" gelen erkek sesiyle düşüncelerinden kurtuldu Hawar. Arabalar durmuştu. Saatlerdir yoldaydılar , Sonunda gelmişlerdi. Botan'a dönerek solgun ve yorgun olan adamı gördü. Yol boyunca hiç mola vermemişlerdi. Birileri onları fark eder diye yola devam etmişlerdi. Botan Hawar'a bir müddet daha baktıktan sonra arabadan indi. Hawar'da inene adamın ardından kapısını açarak arabadan indi. Botan'ı takip ederek konağa girdiler. Yol boyunca hiç konuşmamışlardı. Botan kırgınlığından , Hawar'da kızgınlığından susmuştu.

Botan seri adımlarla konağa girdi. Hawar'da yavaş adımlarla Botan'ı takip ediyordu. Yol boyunca uyumamış neler olacağını, daha nelerle karşılaşacağını düşünmüştü. Yorgunluktan şuan bayılabilirdi. Gidip sıcak yatağında uyumak istiyordu. Şuan tek istediği buydu.

Salona giren Botan ceketini çıkarıp koltuğa bırakıp koltuğa oturdu. Yorgunluk bütün vücudunu esir almıştı. Gözlerini kapatıp kafasını geriye atarak uyumak istedi.

Hawar salona girerek Botan'nın karşısında ki Koltuğa oturdu. Sessizce etrafı izliyordu.

"Baban birazdan gelir." Botan hiç hareket etmeden konuşmuştu. Hawar duydukları ile kaşlarını çattı.

"Neden?" Diye sordu Hawar.

Botan yine tepkisiz bir şekilde cevapladı Hawar'ı.

"Seni görmek istiyor."

Hawar yüzünde küçük ama büyük bir anlam taşıyan tebessüm oluştu. Tek varlığı babasıydı. Babasına haksızlık etmişti ama babasının dedikleri onu buna zorlamıştı.

Botan yerinden doğrularak Hawar'la göz göze geldi. Yutkunup gözlerini ondan kaçırdı. Kapılmak istemiyordu o suya. Ama bilmiyordu ki çoktan o suya kapıldığını. O kehribar gözlerine baktıkça içinde garip bir his oluşuyordu. Bu hissten rahatsız olmuyordu hatta hoşuna gidiyordu ama yanlış kişiydi hatta imkansız kişi.

Hawar gözlerini kaçıran adama bakıp "bir şey mi soracaksın" diye sorduğunda, Botan ne diyeceğini bilemeyerek sadece " Dinlenmek istiyorsan yukarda bir sürü oda var dinlen diyecektim."diyebildi. Daha fazla konuşmaya hakkı yoktu. Çünkü o sadece bir emanetti.

Hawar başıyla onaylayıp yukarı katta çıktı. Belki de son zamanlarıydı kavga  etmek istemiyordu. Kimseye kırgın ya da arkasında kırgın birini bırakmak istemiyordu.

Odaya girdiğinde etrafı incelemeden yatağa oturup ayakabalarını çıkarttı. Ardından yatağa uzanıp gözlerini kapattı. Bir müddet sonra uykuya daldı. Yarım saat sonra aşağıdan gelen seslerle uykudan uyanmaya başladı. Aşağıda gelen bağırma sesleriyle Hawar yerinden kalkarak hızla odadan çıktı. Onları buldular mı? Korkuyla merdivenlerden koşarak indi. Salona geldiğinde ayakta babasıyla abisini Botan'la tartıştığını görünce duraksadı. Niye tartıştıklarını bilmiyordu ama babasını ve abisini çok özlemişti.

Gözleri dolmaya başlarken hâlâ onu fark etmeyen babasını izliyordu. Babası neye sinirlendiyse öfkeden kendisini zor tutuyordu. Elini sıkmış her ana Botan'ın yüzüne geçirmek için fırsat bekliyordu. Hawar bu duruma dur demek için bir adım daha salona ilerledi. Onu hâlâ fark etmeyen babasıyla dayanamayıp hızla ilerleyip babasının belini kollarıyla sardı.

DİLJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin