Selvi duyduklarıyla yerin dibine girmişti sanki.Kulakları uğulduyordu.
"Ee verecek misiniz Dilan'ı?"dedi Gaye Hanım'ın eşi.
Devran Ağa sıkıntıyla soludu.
"Dilan'ı size veremeyiz.Başkasına söz verdik.Dilan sevdiğine varacak."
Misafirler ayaklanmıştı.Annesi,babası ve abileri onları uğurlamak için aşağı inmişti.
Salonda ise durum karışıktı.Selvi kaskatı kesilmiş şekildeydi.Kıpırdamıyordu ve gözlerinden yaşlar süzülüyordu.
"Selvi? Selvi kendine gel kurban olayım."
Dilan,kardeşini sarsıyordu.Ama duyduğu kahkahayla kafasını çevirmişti.
"Ne oldu Selvi Hanım? Hayallerin suya mı düştü?"
"Kes sesini Zeyno.Gebertirim şimdi seni şurada." Dilan kız kardeşi kendisine alınsın istemiyordu.
Müjde ile beraber Selvi'nin koluna girdi.
Merdivenlerden inerken babasının bağırışıyla yengesine baktı.Bu iş yine Selvi'nin başına patlayacaktı."Selvi? İn diyorum sana.Geberteceğim seni."
Avluya indiklerinde babası Selvi'nin karşısına geçti.Yengesi ve ablası kenara çekildi.
Babası birden Selvi'ye tokatı yapıştırdı.Yere yığılan Selvi ancak kendine gelebildi.
Bir yandan yanağını tuttu,bir yandan da ayağa kalktı.
"Baba? Ben ne yaptım kurban olayım.Benim suçum ne?"
"Allah seni kahretsin.Bir kere de olsun yüzümüzü güldür,doğduğundan beri azapsın hayatımıza."
Selvi annesinden duyduğu laflarla ağlamaya başladı.Alışıktı aslında bu laflara.Ama az önce yaşadığı acıyla,bu hafif kalıyordu.
"Ulan kimse istemiyor seni.Başımıza kalacaksın."
-----------------------------------------------------------------
23 Mayıs,Mardin/Midyat
Hanoğlu KonağıKonakta bir telaş hüküm sürüyordu.Çeşit çeşit yemekler yapılıyor,evin her köşesi temizleniyordu.
Evin bu halini görenler,evde sanki bir cümbüş veya bir festival yaşanacakmış sanabilirlerdi.Fakat bu hazırlıklarım hepsi sadece bir kişi içindi.
Evin ortanca oğlu Azat,Ankara'dan geliyordu bugün.Evde ki hazırlığın sebebi bunun içindi.
Azat beş yıl öncesine kadar ailesi ile beraber yaşıyordu.Şirketin bir işi için Ankara'ya gitmiş fakat işi uzun sürdüğü için beş yıl orada kalmıştı.
Bugün ise dönüyordu.Annesi Refika Hanım herkese kök söktürüyordu.
"Fatma? Sarmalar hazır mı?Azat'ın odasını da hazırlayın."
Fatma evin hizmetlisiydi.İki gündür yorgunluktan ölmüştü.
"Anne? Biraz sakin ol yahu.Bin çeşit yemek yaptırdın belki.Abim hepsini nasıl yesin?".Dicle merdivenlerden iniyordu.
"Az bile benim oğluma.Kaç yıldır görmedim tabii ki yaptıracağım."
Dicle annesinin bu haline gülerken merdivenden inen yengesini gördü.
"Yenge,napıyorsun?"
"Ne yapayım gülüm.Abini uğurlayacağım.Kahvaltıdan inebilirse."
Onlar sohbet ederken Refika Hanım tekrar gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKSİK
Teen Fiction"Ben eksik değilim! Tek eksiğim sevilmemek,sevememek.Engellerimin üzerine kurduğum hayallerime ulaşamamak! Ben Selvi Karabayır.Bugüne kadar hep "eksik" olarak tanınan,asla sevilmeyen,hor görülen birisiyim.Ama eksik değilim."