Yepyeni bir güne uyanmıştı Azat.
Elini yüzünü yıkadı,üstünü giyindi.
Telefonunu eline aldığında gelen bildirime karşılık kaşını kaldırdı.
Bilinmeyen Numara
Daha sonra kahvaltı yapmak için aşağı indi.
Görmeyi beklediğinin aksine,annesi bu sabah durgundu.
"Annecim,günaydın."
"Günaydın oğlum."
Cevabından da anladığı üzere annesinin moralı bozuktu.
"Noldu? Kim canını sıktı senin?"
İçeri giren Gülcan,abisine gülümsedi.
"Günaydın abi."
Azat selamına karşılık kafasını salladı.
"Annemin morali bozuk.Sen biliyor musun sebebini?"
Gülcan yan gözle annesine baktı.
"Valla Dilşah anlattı birşeyler ama..."
Azat iyice meraklanmıştı.Kaşlarını çatarak kardeşine döndü.
"Ee? Neye sıkkınmış canı söylesene."
"Yani duyduğum kadarıyla annemin gelin hayalleri çöp olmuş."
Annesine döndü.
"Değil mi kız anne? Doğruyu söylüyorum ben."
Annesi hala başını tutuyordu.
"Fatma,bana bir kahve yap." diye seslendi."Ne kahvesi anne sabahın köründe? Sen bana anlat bakayım bir ne oldu?"
Annesi mavi gözlerini,oğlunun kahverengi gözlerine dikti.
"Bak oğlum.Sen kabul ettin,ben sana kız bulacağım fakat öyle alelade birisini değil.Senin gibi alımlı,birbirinize yakışır olun istiyorum."
Azat merakla dinliyordu annesini.
"Evet annecim çok güzel düşünmüşsün.
Ne var bunda canını sıkacak?""Ben dün çok güzel bir kız gördüm çarşıda.Alımlı,boyu posu çok güzeldi.
Yanağı mor gibiydi sanki anlamadım.
İşte tamam dedim bu kız benim gelinim olur.Meğersem olmazmış oğlum.""Kimmiş o kız anne?"
"Karabayır'ların kızı.Olmaz o yüzden."
Azat düşünmeye başladı.Bildiği kadarıyla onların iki kızı vardı.Birisi daha küçüktü ama diğerini herkes konuşuyordu.Galiba ondan bahsediyordu.
"Aman anne sende,sanki Mardin'de kız mı kalmadı.Sen hele bir haber sal Azat Hanoğlu'na gelin bakıyoruz diye,bak o zaman nasıl bütün kızlar kapıda kuyruk oluyor." diye bir ümit annesini ferahlatmaya çalışmıştı Gülcan.
-----------------------------------------------------------------
Dilan elinde ki tepsiyi düşürmemeye çalışarak odasının kapısını çaldı.İçeriden onay alınca yavaşça kapıyı açtı.
"Selvi?"
Kafasını yastığından kaldırmadı Selvi.
"Bak bize kahve yaptım.Sen çok seviyorsun diye.Hadi kalk iki muhabbet edelim."
Selvi kalkmak yerine örtüyü kafasına çekti.
"İstemiyorum."
Dilan elinde ki tepsiyi masaya bıraktı ve kardeşinin yanına oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKSİK
Teen Fiction"Ben eksik değilim! Tek eksiğim sevilmemek,sevememek.Engellerimin üzerine kurduğum hayallerime ulaşamamak! Ben Selvi Karabayır.Bugüne kadar hep "eksik" olarak tanınan,asla sevilmeyen,hor görülen birisiyim.Ama eksik değilim."