"Jungkook, Kendine gel! Annen yaşıyor!" diye bağırdı Hoseok."Bay Kim bu oyunu sırf kaçtığın yüzünden seni cezalandırmak için kurdu. Gelip sana her şeyi anlatmamı kendisi söyledi!"
Duyduğum sözlerle şok olmuştum. Gözlerim büyümüş, gerçeği anlamaya çalışmıştım.
Hoseok'tan duyduğum sözlerin üzerinden yarım saat geçmiş, bu sırada ben Taehyung'un odasında, yatağında oturmuş düşünüyordum.Bir insan nasıl bu kadar acımasız olabilir? Neredeyse aklımı kaçırmama neden olan anılar gözlerimde canlanırken gözlerim yaşlarla doluyordu. Böyle bir oyun yapmış biriyle evlenmek zorunda kalmam ayrı bir uçurumdu benim için.
Odasına getirildiğimden beri odasına hiç gelmemişti ama koridordan sinirli bağırışlarını duyabiliyordum.Annemin gerçekte nerede olduğunu sorabilmek için gelmesini istiyordum.Babam da evde yoktu. Korkunç duygu hala beni terk etmiyordu.
Kapı açılınca gözlerim hızla o yöne döndü, onun gelmesini bekliyordum ama gelen sadece Jin'di.Derin bir nefes verdim, gözlerim ağlamaktan şişmiş, üzgün bir şekilde dizlerimi göğsüme çekmiştim.Jin kapıyı arkasından kapatmış ve endişeyle yanıma gelmişti.Yatağa oturduğu an dizlerimin üzerindeki elimi ellerinin arasına aldı.
"Sakin ol, Jungkook," dedi elimi okşarken."Geç oldu, hadi uyu. Yarın güçlü bir şekilde uyanmalısın."
Söylemesi ne kadar kolaydı, çektiğim ıstırabı bilmiyorlardı.Sabah neden güçlü uyanmam gerektiğini çok iyi biliyordum.Düğün hazırlıkları başlayacaktı ve ben bir gün sonra nikah masasına oturacaktım.Ve üstelik o insanlık dışı iğrenç yaratıkla.
Aksine vakit geç bitsin ve sabah erken gelmesin diye hiç uyumak istemiyordum."İstemiyorum. O nerede?"
Sorduğum soruyla birlikte gözleri elimde kalmış, yüzüme bakamamıştı.
O da benim halime üzülmüş, umudum kalsın diye gözlerini saklamıştı.Çünkü görüşleri kanıtlıyor ne kadar çaresiz olduğumu."Çok sinirli, sebebi bilinmiyor. Öfkesini kusmak için bütün hizmetlilerde bir kusur arıyor."
Gözlerimi güçsüzce kapattım, onu daha fazla sorgulamak istemiyordum.Sadece karakterine katlanmak istiyordum, belki o zaman sessiz bir hayat yaşayabilirdim.Annemi görmek için istediği her şeyi kabul etmeliyim. Kaçmaya çalışmaktan vazgeçip Taehyung'a teslim olmak üzereydim.
"Şimdi arka bahçedeki havuzun önünde sigara içiyor. Nasılsa birazdan döner."
Jin yatıştırıcı bir tonda konuşurken aklıma bir sürü düşünce geldi.Odaya döndüğünde ona karşı nasıl sessiz kalabilirdim? Onun oyunundan sonra nasıl hiçbir şey olmamış gibi davranabilirim? İmkansızdı.
Buna katlanmak çok güç gerektirirdi.Tüm düşüncelerim üzerine kapı açıldı.Taehyung sert bir ifadeyle içeri girerken, Jin hızla elimi bırakmış ve ayağa kalkmıştı.Bakışlarımı dizlerime indirirken onu görmezden gelmeye çalışmış, bakışlarını üzerimde hissedince sakinleşmek için dudaklarımı birbirine bastırmıştım.
Jin, Taehyung'un önünde eğilmiş ve ben endişeyle gitmesini istemezken odadan çıkmıştı.İnsanlıktan uzak o korkunç, iğrenç yaratık bir an gözlerini benden ayırmamış, sonra elinde belgelerle kanepeye dönmüştü.Koltuğa oturduğunda gizlice ona bakmaya çalıştım.Hiçbir şeyi umursamıyor gibiydi, sadece işine odaklanmıştı.
Konuşacak güç arıyordum kendimde, artık dayanamıyordum."Annem nerede?" Sesim istemsizce alçak çıkmıştı.Annemden bahsederken her saniye gözlerim dolmak üzereydi.
Başını belgelerden kaldırmış ve bana kısaca bakmıştı.Tekrar belgelere döndüğünde ilk kez alçak sesle konuşmaya başladı."İki gün sonra göreceksin, sabırlı ol."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOR DEBT || ~TAEKOOK~
FanfictionBazı insanlar haketmedikleri haksızlıklara uğramalarına rağmen seslerini çıkarmazlar. Kimi ailesinden,kimi sevgilisinden,kimi en yakın arkadaşından kırılmıştır.İki dakika sonrasına çıkmaya garantimiz yokken şeytanca planlar yaparak iyi niyetlerini s...