Eve vardığımızda Taehyung'un yardımıyla dikkatlice koridorda yürümeye başladım.Merdivenleri düşünüyordum, çıkmak bana büyük bir acı gibi geliyordu.Ama oda da en üst kattaydı, bu uykulu bedenimin dayanmaktan başka seçeneği yoktu.
Taehyung, Amon'un gelip gelmediğini görmek için etrafına baktığında o korkunç merdivenlerin önünde duruyorduk. Gözlerim korkuyla yüksek merdivenleri taradı.Üst kata nasıl çıkacaktım? Tanrım! Dikişler yürürken bile acıyordu.
Aniden Taehyung beni diğer tarafa çekmiş gördüğüm asansörle gözlerim büyümüştü.Oraya asla girmezdim, nefesim kesilirdi.Bunun yerine merdivenleri çıkmak daha az acı vericiydi.Düşüncelerimin yanı sıra, beni belimden yönlendirmeye çalışan güçlü kollardan kurtulmaya çalışırken, onun da yorgun bir şekilde nefes aldığını duydum.Benim yüzümden bütün gün hastanede kalmış, hiç dinlenmemişti.
Ben "Asansöre binemem..." diye mırıldandığımda bana vakit bile vermeden konuşmaya başladı, "Seninle geleceğim, yalnız değilsin."
Benimle asansöre binmesi daha tehlikeliydi çünkü yanımda başka birinin olması o küçük alanı daha da daraltıyordu.Kesinlikle beni öldürmek istiyordu.Beni düşünmediğini biliyordum, muhtemelen sırf Amon onu görmesin diye, binmem konusunda ısrar ediyordu.
"Uzatma Jungkook! Zaten havamda değilim, öfkemi senden çıkarmak zorunda bırakma!"
Bu isteyeceğim son şey olurdu, en iyisi sessizce söylediklerimi yapmak. En azından şimdilik.Çok uykum vardı, bununla uğraşmak istemiyordum.Tek amacım sessizce ve sorunsuz bir şekilde yatağa girmekti.
Çekingen adımlarla asansöre girdim. Sanki bütün duvarlar üzerime yıkılıyormuş gibi hissediyordum. Taehyung içeri girdiğinde nefesim kesildi. Ancak asansörün içi hiç de küçük değildi.Sorun benim aklımdaydı hep bana oyun oynamakla, beni bu tür yerlerden korkutmakla meşguldü.
Taehyung düğmeye bastığı anda başımı eğip derin nefesler aldım.Sadece birkaç saniye sürecekti, sakin olmam gerekiyordu.Ah, gittikçe daha da sıkışıklaşıyordu, kahretsin! Nefes alamıyor, ayakta durmakta zorlanıyordum.Nefeslerim huzursuzlaşırken elimi duvara attım ve diğer elimi de göğsüme koydum. Sakinleşemiyordum!
O anda gözlerim aniden iki elimi de kavrayan koyu tenli yüzüne yükseldi.Taehyung gözlerimin içine bakıp iyi olup olmadığımdan emin olmaya çalışıyordu.Ancak verdiğim nefesler o kadar hızlıydı ki her saniye yüzüne çarpıyordu.
"Burada korkacak bir şey yok, kapı artık açık, geldik." dedi, sesi şaşırtıcı derecede yumuşaktı.Rahatlatıcı bakışları o kadar ikna ediciydi ki sanki beni asansöre bindiren o değilmiş gibiydi.Birini her şeyi unutacak kadar aptal yapardı.
Ona cevap vermeden hızla ayrılmaya çalıştım.Tabii korkudan ameliyattan yeni çıktığımı unutmuştum, ağrı beni koridorda deliye çevirmişti hemen.Ne kadar sürerdi bu dikişlerle yaşamaya devam etmek, rahat yürümek istiyordum artık. Acısı sinir bozucuydu.
Taehyung hızla yanıma geldi, bir şeyler mırıldanmış, gözlerimi devirmemi sağlamıştı."Küçük bir çocuk gibisin!" dedi sıkılı dişlerinin arasından sertçe.Elleri tekrar belimi bulduğunda eski pozisyona döneceğimizi düşündüm ama bambaşka bir şey beni yakaladı.Diğer eli beni dizlerimin alt kısmından yakaladı ve aniden beni kollarının arasına aldı.
Şokla ağzım açıldığında, düşmemeye çalışarak kollarım habersizce boynuna gitti.Bütün vücudum onun kollarında titriyordu.O anda kalbime büyük bir güçle elektrik çarpmış,sanki bıçak sokulmuş gibi sinyaller veriyordu.Bu hissettiğim neydi yoksa kalp krizi mi geçiriyordum?
Amacını anlamak için yüz ifadelerine baktım. Boş boş önüne bakarak yürüyordu.Hiçbir yüz ifadesi yoktu.Yorgun gözlerini kapatmamak için çabalıyordu sadece. Gözleri bir an bile bana kaymadığında başımı göğsüne yaslamamak için kendimi zor tuttum.Kokusu gerçekten uykumu getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOR DEBT || ~TAEKOOK~
FanfictionBazı insanlar haketmedikleri haksızlıklara uğramalarına rağmen seslerini çıkarmazlar. Kimi ailesinden,kimi sevgilisinden,kimi en yakın arkadaşından kırılmıştır.İki dakika sonrasına çıkmaya garantimiz yokken şeytanca planlar yaparak iyi niyetlerini s...