•3•

216 20 15
                                    

İki saattir five ve Juvel içeri girme planı yapıyordu. Tabi Juvel odaklanma problemi yaşıyordu. Çünkü az önce yaşadıkları yenip yutulacak bir şey değildi.

Juvelian binaya girmişti. Çocuğu bulmuştu da. Tek sorun BOKTAN ALARMIN DEVREYE GİRMESİYDİ. Ve Juvelian o an anladı.

Ben sıçtım.

Nasıl oldu anlayamadım. Her şey tamamdı. Geriye kalan tek şey çocuğu alıp çıkmaktı.
Ama lanet olsun ki hiç bir zaman şans benden yana olmaz!!

"Ölmek istemiyorum!!" Diyerek ağladı küçük oğlan. Nedense içim acıdı. Dejavu yaşamış gibi hiss ediyorum.

Juvelian: Sana zarar vermem inan bana.
Yanına yaklaşarak.

Ace: Yalancı! Sende o adamın emri yüzünden burdasın!!

Haklısın yavrum. O kalleşin emri olmasa ne arardım Allahın İtalyasında.

Juvelian: Haklısın, ama sana zarar vermez. Kimse cesaret edemez buna. Seni korurum, Yemin ederim!!

Elindeki silahın gevşediğini gördüm. Yavaş ve sakin adımlarla yanına yaklaşmaya başladım. Dediklerimi tartıyordu beyninde. Aniden silahı daha sert kavrayıp bana doğrulttu.

Ace: Sana neden güveneyim?!

Haklısın ben bile daha kendime güvenmiyorum. Sen bana neden güvenesin!!

Juvelian: Bak, bırakırım seni burda mal gibi kalırısın. Gebertirler seni!!

Daha 10 yaşındakı bir çocuğu böyle nasıl tehtid edersin. Juvel kendine gel!!

Ace: Seninle gelsem beni korurmusun?

O kadar masumdu ki utanmasam ona sarılıp ikimiz hatta üçümüz -Five piçi için bile-ağlardım.

Juvelian: Sana söz veriyorum,Seni korurum.

Elindeki silahı yere bıraktı ve koşarak yanıma geldi. Sıkı sıkı sarıldı bana. Bende ona sarıldım. Ellerimi saçlarına daldırdığımda yumuşacıktı. Bu kan gölüne rağmen mis gibi şampuan kokuyordu.

Sarılmamızı bitirip onu omuzlarından tuttum. Bir dizimi yere yaslayıp, boy hizamızı eşitledim.

Juvelian: Yüksek ihtimalle yorgunsundur -evet olarak başını salladı- Seni burdan çıkarıp bir yere götürücem. Orada konuşucaz. Ve seni komisyona verip vermeme kararını sorgulayacağım.Anlaştıkmı?

Ace: Tamam

Saçını karıştırıp "Aferin" dedim. Ayağa kalkıp onu arkama aldım. Çanta diğer odada kaldığı için ilk önce onu almalıydım. Hemen gidip alır gelirdim ama Ace'i yalnız bırakamazdım. Bu yüzden o da benimle geliyordu.

Sonra aklıma dank etti. Eğer çantayla ışınlanırsam direkt komisyona ışınlanırdım. Ve çocuğu direkt benden alırdılar. Beynim son surat çalışıyordu. Fikir bulmalıydım.

FİVE!!

Tabi ki bize Five'dan başka kim yardım ede bilirdi ki. Telefonumu çıkarıp onu aradım.

Birinci arayış cevapsız...

İkinci arayış cevapsız....

"Yalvarıyorum Five aç şunu dayanamıyorum artık" Yaram fazlasıyla acıyordu.

Üçüncü arayış...

-"Juvel?!"

+"Şükürler olsun"

-"Tanrı aşkına nerdesin sen?!"

+" Kapa çeneni ve beni iyi dinle. Görevimi tamamladım. Ama Mark'ın yanına gidemem. Yanımdakı çocuğa alırlar. Sana burayı tarif etmeye çalışacağım bizi bul.. Yalvarıyorum"

-"Başla" Derin bir nefes aldı. Sesi hırıltılıydı. Telefonlamı alakalıydı yoksa fazlamı endişeliydi bilmiyorum.

+" Burası krem rengli bir oda,içerisinde hiç bir şey yok. Yerler kestane renkli bir ahşapla kaplı. Yüz yüze durduğum duvar kuzey tarfta. Arkamı 180° derecelik açıyla dönüyorum. Üç tane delik var. Delikler arasında 1sm den bir kaç mm çok mesafe var. Yanımda Sarı saçlı, yeşil gözlü bir çocuk var. Şu an yerde dizlerini kendine çekmiş oturuyor."

Arkamda bir ses vardı. Telefonu kulağımdan çekip arkamı döndüm. Beni gördüğünde yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Hızla yanıma yaklaşıp bana sarıldı. Onu hiç bu kadar özlediğimi hatırlamıyorum.

Yüzünü boynuma gömüp derin nefesler aldı.
Kalbim yeinden çıkacakmış gibi atıyordu. Belki de bunun sebebi karnımdakı yaranın acısıydı. Bilmiyorum.

Kafasını boynumdan çekip. Yüzümü avuçları arasına alıp beni kontrol ediyordu.
"Bir şeyim yok Five"

Ace: Yalan söylüyor... -Ayağa kalkıp yanımıza geldi- Karnına kurşun yedi.

Five: Ne?! -hemen bana bakıp bağırdı- Kim yaptı bunun onun kafasını koparacağım.

Susun Five'a bunu Ace yaptı diye nasıl açıklıyacağımı düşünüyorum.
Ace ağzını açmış tam konuşacakken ben devreye girdim. " Senin yapmana gerek kalmadı bile. O işi ben hallettim" Yalan.

İnanmasa bile inanmış gibi yapıp Belimi kavradı. Bende hemen Ace'in elini tuttum.

Evdeydim, Evdeydik

Sonunda!!

Five: KENDİNİ YARALAMADAN GELSEN ŞAŞARDIM ZATEN!!

Juvelian: Bunu senin demen ironik açıkcası.
Five'ın aksine daha rahat ve sakin bir tonda.

-Flashback end-

Fazlasıyla uykum vardı. Uyumak istiyorum.

Five: sakın uyuyayım deme Sakın!!

Juvelian: Ben uyandığımda geç ola bilir. Sakın Ace'i komisyona verme Five. Yalvarıyorum...

Bana baktı.

Ona baktım.

Five: Tamam. Onu vermem.

Sonrası bulanık. Karanlığa gömüldüğümü hatırlıyorum. Bağırış seslerini hatırlıyorum.
Ace'in ağlayışını hatırlıyorum. Five'ın adımı sayıklamasını hatırlıyorum.

                                  •Ace•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                  •Ace•

Hihihihihi🎀

Aramızda ne var? |• Five Hargreeves•|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin