01

200 10 30
                                    

Öncelikle merhaba. Yaşım nedeniyle kalemim zayıf,bundan ötürü kusura bakmayın lütfen .🤎

Gözlerimi aralamam ile boğazımdaki eli,dahada sıkılaştı. Kuruyan boğazımı zorlayarak
" Bırak" dedim

Sanırım uyuya kalmış, kahvaltıyı hazırlamadığım, için boğazıma yapışmıştı.

Ellerini daha kuvvetli boğazıma bastırıp, sıktı.Sanırım az sonra bayılacaktım" Sana demedim mi lan  ben kalkmadan sofra hazır olacak diye "nefes alamadığını görüp ellerini çekti ,5 -10 saniye olmadan bedenimi yere itip " Çabuk gelip sofrayı kur yoksa fena olur " diyip çıkması bir oldu.
 
Odadan çıkıp mutfağa gidip çayı ocağa koydum ve sonrasında kahvaltı sofrasını hazırladım, hazırlayan kadar çay suyu kaynamış bende demlemiştim. Tam mutfaktan çıkıp "babam denen insan dışı varlığı çağıracaktım ki o zaten içeri girmişti, omzuma çarparak mutfağa girdi"

Bende odama gidip "daha doğrusu bir dolap birde yatağın olduğu " odama gidip bir sweatshirt birde eşofman giyinip, saçlarımı tarayıp, çantama telefonumu da koyup,iş yerine doğru yola koyuldum.

💓



Durakta dolmuşu beklerken size biraz hayatımdan bahsedeyim.
Annem ile babam severek evlenmişler, bir zaman sonra annem gebe kalıp, kontrole gidince orada doğacak bebeğin cinsiyetinin kız olduğunu öğrenen babam cinnet  geçirmiş ve bunun acısını hamilelik dönemi boyunca annemden çıkartmıştı. Annemde beni doğururken felç kalıp doğumda vefat etmişti.

Dolmuşun gelmesi ile insanlar ayağa kalkti bende bu sırada dolmuşa yaklaşıp önümdekilerin kart basmalarını izledim. Sıra bana gelince dolmuşa binip akbili basıp şansıma son kalan koltuğa oturdum


Yarım saatin ardından dolmuş durakta durunca inip çalıştığım kafeye doğru yürüdüm,ardından içeriye girip müdüre görünmeden soyunma odasına geçip üzerimi değiştirip garson kıyafetini giydim. Bu sırada Eren'e selam verip müşterilerden sipariş almaya gittim.

-Haberin varmı bugün Karan bey gelecek müdür ile konuşacakmış dedi Eren
- Senden duydum şimdi
- Hmm yaptı.  İçeceklerle dolu olan tepsiyi elime uzattı, bende elinden alıp müşteriye siparişi götürdüm

Müşteri gelip gitti derken çıkış saati gelmişti

- bugün biraz solgundun Asel neyin var yoğunluktan soramadım da

- Aynı şeyler ya boşver dedim erende destek olmak amaçlı sarıldı

- Tamam yawru her zaman yanında olduğunu bilmeni istiyorum dedi ve soyunma odasına doğru yola koyulduk ben kadın soyunma odasına, oda erkek görevlilerin soyunma odasına gitti.

Kafenin kapısından çıkarken, çantamin içinden cüzdanımın içinde olup olmadığını kontrol ederken  bir bedene  çarpmam bir oldu.

Başımı yukarıya doğru kaldırmam, ile  sarışın, mavi gözlü yapılı bir adam karşımdaydı.

Göz göze geldiğimizde, gözlerinde kin, öfke ve sinir içeren duygular vardı.

Hemen başımı yere eğip kısık bir sesle  "özür dilerim " dedim. Kafeden çıkmak için adım atacaktım ki   kolumda bir baskı hissettim , yüzümü acıyla buruşturup yana dönünce onunla göz göze geldik.

- Önüne bakarak yürümelisin dedi sert sesi ile

-suratım şekilden şekile girerken " evet "
Diyip kolumu elinden çekip adım atacakken

- Ben cümlemi bitirmedim nereye gidiyorsun dedi

- Acelem var kolumu bırakır mısınız? dedim

-ben bitti demeden gidemezsin dedi

Bense eve geç kaldığım için, yiyeceğim dayağı düşünüyordum

- bu seferlik affediyorum  diyip kolumu sonunda bıraktı, ama hâlâ yüzümün her zerresine bakıyordu. Bense son bir bakış atıp gözlerimi kaçırıp hızlı adımlarla durağa yürüdüm, dolmuş tam kalkış yapacakken içeri girdim,akbili basıp arkaya doğru ilerledim bir koltuğa tutunup,kol saatime baktım. Ve TAM 7 DAKİKA GEÇ KALDIĞIMI GÖRDÜM

"İlahi bakış açısından "

Yarım saat sonra
Dolmustan inene Asel'in elleri titremeye başlamış, gözleri dolmuştu. Eve giden adımları hızlıydı bir o kadarda yavaş.

Kapıyı anahtarı ile açıp girecekken kapı açılıp babası tarafından saçından sürüklenerek içeriye girmişti.

" Nerelerde sürtüyordun bu saatte niye geç kaldın lan  hangi cehennemdeydin"
Dedi babası olacak adam
 
Baştan aşağı titreyen Asel ağlıyor kendini açıklama girişiminde bile bulmuyordu.

"Anlaşıldı senin canın yine dayak istiyor "diyip tokadını Asel'in yüzüne savurdu.

Asel yüzüne aldığı darbe ile yere düştü, dudağından boynuna süzülen kan ile dudağının patladığını anladı,babası bir tokatla yetinememiş,onu bodruma sürüklemeye başlamıştı.

Asel ise perişan olmuş yıkık dökük bir haldeydi, Asel'in karanlıktan korktuğunu bildiği için ne zaman bir hata yapsa karanlık odaya kapatır su ve yemek vermezdi gerçi bugün Asel yemek yememişti. Nasıl idare edecekti bilmiyordu.

Kilit sesi gelince onun gittiğini anlamış ellerini dizlerine sarıp ağlamaya başlamıştı. Yediği dayak+ bodruma kitlenmesi kafe çıkışı gelen adam yüzündendi. Sanırım o adam patron Karan Bey'di..

ʏᴇʀ ᴀʟᴛı ʟɪᴅᴇʀɪ "ᴋᴀʀᴀɴ ᴅᴇᴍɪʀʜᴀɴ"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin