Tam tamına bir yıl geçmişti o iğrenç günün ardından. Minho nefret ediyordu bugünden. Her yerden silmek istedi. Tüm takvimlerden, tüm hafızalardan, her yerden. Bugün kaymıştı ellerinden en değerlisi. Tutamamıştı onu.
22 Haziran Minho'nun hayatını kaybedişiydi.
Daha bulamazdı. Gitmişti tamamıyla.
Onun Jisung'u gittiği an hayatı da gitmişti.
Çok özlemişti. Kokusunu, gülüşünü, kahkahalarını, sıcaklığını çok özlemişti. Her şeyi gitmişti.
Bir insan bir insanın her şeyi nasıl olabilir ki? Ama olmuştu. Jisung, Minho'nun her şeyi olmuştu. O gittiğinde ise Minho'nun hiçbir şeyi kalmamıştı.
Ay ay yazdığı deftere tekrar yazıyordu. Döküyordu içini o deftere. Sanki Jisung okuyacakmış gibi yazıyordu. Belki delirmişti, belki bir doktora görünmeliydi ama yapmıyordu. İyi olduğundan emindi. Hem onun ilacı sadece Jisung olabilirdi. O da bu dünyadan sonsuza dek gitmişti.
Kalbinde kocaman bir acı vardı. Geçmiyordu. gün geçtikçe alışırsın demişlerdi ama o alışmıyordu. Aksine daha da yanıyordu canı.
Evleneceklerdi, çocukları olacaktı. Daha dünya turu bile yapacaklardı.
Bilmiyordu bugünün ne olduğunu. Bıraktı çünkü günleri takip etmeyi. Eğer bilseydi yazmazdı bu lanet günde o deftere.
Yanaklarından akan gözyaşlarını sildi. Önünde ıslanmaktan yıpranmış sayfaya son cümleleri sıraladı:
Haziranın son mısralarındayız,
Günlerden ne bilmiyorum.
Ama bugün de seviyorum seni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
longing | minsung
FanfictionHaziranın son mısralarındayız Günlerden ne bilmiyorum Ama bugün de seviyorum seni angst [110723]~[140823] ~Diana~