Yaşamanın amacı neydi?
Yaşamanın, 'gerçek' amacı neydi?
Pahalı arabalar, lüks evler. Tek katlı, bombok evler, eskimiş perdeler.
Bu hayatı düşünme, öbürü için hazır ol.
Burada eğlen, diğerinde mahçup ol.İkisinide başamarazsan, ne olacak?
.. Başka bir hayat yoksa, ne olacak?
Onun için iki hayat olmamış olacak.
Bitmişliğin, tükenmişliğin içinde yaşayan bu çocuk, diğer insanlar gibi sorumlu muydu bunlardan?
Bitikliğin, onu tükettiği çocuk, diğerleri kadar güçlü müydü?
3 arkadaşı vardı. 3, arkadaş? Pek değil. Onlar iyi insanlar değildi. Ne kendisi, ne de onlar, iyi insanlar değildi ama yaptıkları boklukların, bu hayattaki cezasını en çok bu çocuk çekiyordu.
Sebebi, her şeyin başlangıcının kendisi olması mıydı? Sebebi, 3 hayatı daha bu boka sürüklemesi miydi?
"Ne bok yapıyorsun lan?!"
"Kafa buluyorum. İsteyen var mı?!"
Çocuğun hayatında bazı değişikliklerden sonra tamamen boka batılmıştı. Tamamen bitmişti.
"Al şunu ve siktir git."
Toparlanma durumu nasıldı peki?
Vardı biri.
Neredeyse son 1 ay için, o hep buradaydı, yanındaydı.
Çocuk, gelmesini istemiyordu.
Artık onun sadece yanında değil, kalbinde de yer edinmesinden dolayı, gelmesini istemiyordu.
"Selaam!.."
Arkamı döndüğümde, hoplaya zıplaya gelen sarışına bakarken, gülmeme engel olamadım.
"Hoş geldin Heinz bebesi..."
Yanıma yaklaştığında hafifçe omzuma vurmuş, bir sandalye kapıp oturmuştu.
"Moralimi bozma, sakın."
Düzenlediğim eşyaları tamamladığımda, ona tekrar döndüm.
Güneş batıyor, bir güneş doğuyordu.
"Nedir seni bu saatte buraya getiren, bu mutlulukla?"
Karl, her zaman gelirdi. Saat fark etmeksizin, her zaman. Yine de soruyordum. Onu dinlemek, bir an da bana iyi gelmeye başlamıştı ve nedenini bildiğimi bile bilmiyordum.
Karl içmiyordu. Ne uyuşturucu bağımlısıydı ne alkol. Eşiyle kavga edip buraya geldiği her gün istemişti ancak izin vermemiştim. Bir süreden sonra bu beni parçalar olmuştu.
Eşiyle kavga etmesi benim için iyiydi ama o mavi gözleri ne ıslak ne de kızarık görmek istiyordum. Benden hiçbir madde satın almaması benim için iyiydi ama hâlâ ölüme kadar para lazımdı.
Bu aralar, sürekli küsüp barışmasının aksine, 1 haftadır küstü eşiyle ve yanıma gelip asla ağlamıyordu. Onun yerine fazlasıyla neşeliydi.
Elimdeki birayla kütüğe otururken, o da sandalyeden kalkmış ve yanıma gelmişti.
"Yarın en yakın arkadaşımın doğum günü."
Gülmemle beraber, sözümü kesmiş ve benim adıma konuşmuştu.
"Sen kesin doğum günlerini de sevmiyorsundur."
Yüzümdeki tebessüm daha da artarken başımı onaylar anlamda salladım. Ona döndüğümde, fazlasıyla incitmeyecek şekilde elimle dizine vurmuştum.
"Seninkini kutlarım."
Rekabetçi bir şekilde, bütün bedeniyle bana dönmüş ve dudaklarını büzerek konuşmuştu.
"Tamam o zaman. 30 Ağustos. Kutlamamı bekliyorum."
Rekabeti sonlandırmış, gülüşlerimin arasından kafamı sallamış ve elimdeki biradan bir yudum almıştım.
Yanımdaki bedenin yüzü düşmüştü, ona bakmasam bile hissediyordum.
"Neden içiyorsun Genzo?"
Neden umurunda Karl?
Kafam ona dönerken, bakışlarım, ister istemez dudaklarına kayıyordu.
Gergin ortamı dağıtmak için, sahte bir gülümsemeyle sormuştum.
"Neden umurunda Karl?"
Kütüğün üzerindeki ellerimiz birbirine değerken, gözlerimiz birbirine kenetlenmişti.
Daha ileri gidecek misin, Genzo?
Ellerimiz sıkılaşırken, önümdeki beden mavi gözlerini bana daha da yaklaştırmış, dudaklarımızı birleştirmişti.
-
☠️
Bu arada SONDAKİ konuşmalardan sonra gelen EĞİK yazılar, o eğik yazıdan önce konuşan kişinin düşünceleri. Pek anlatamadım ama anlayın. (Lütfen)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
drugs and schneider ✰ schneigen
FanfictionGenzo Wakabayashi, uyuşturucu sattığı adama aşık olur.