4.Bölüm:İzler

16 4 11
                                    

Kafam hiç boş durmazdı. Durmadan bir şeyler düşünürdüm. Bunlar eskiden yaptığım şeyler, yapacaklarım yada asla yapmayacağım şeyler diye sürer giderdi. Bazen o kadar çok şey düşünürdüm ki düşünceler bir yerde tıkanırdı. Kafam bir yumağa dönerdi. Ve ben o yumağı çözmeden kafam rahatlamazdı.

Yine o anlardan biriydi. Bugün yaşadıklarım ve sonrasında olacaklar.

Meriç ve Uraz neden kavga etmişti? Meriç le olanlardan sonra ilişkimiz nasıl ilerleyecekti? Uraz la Pınar ın ilişkisi ne seviyeydi? Hayır asıl soru Uraz la Pınar ın ilişkisi beni gözden çıkaracak kadar ne ara ilerlemişti.

Pınar 11.sınıfım 2.döneminde okulumuza gelmişti. Haliyle herkesin sosyalleştiği ortamda yalnız kalmıştı. Bende bu haline üzülmüş onu arkadaşlık grubumuza almıştım.

Ah aptal kafam! Neden acırsın ki. Demek ki diğerleri kızın ne mal olduğunu anlamış ki yanlarına almamış. Sen de iyilik meleğisin ya hemen koş kızın yanına Aptal! Hadi ama kimse ona iyilik edip arkadaş grubuna soktuğu birinin sevdiği çocukla birlikte olacağını tahmin edemezdi. Ayrıca bunu en başından bilen birinden ve üstüne üstlük beni desteklediğini söyleyen birinden asla.

Kafamı kaldırıp isyan edercesine yakındım. " Evren cidden bu neyin karması? Umarım bu karma olayında karmayı yiyen karşı taraf olur. Eğer karmayı yiyen bensem evrencim bir süre sana sadece küfür enerjisi yollayacağıma emin olabilirsin."

Ferdanın adımları durunca kol kola olduğumuz için bende durmak zorunda kaldım.


" Yine ne evreni ne enerjisi Miray. Sokak ortasında böyle gökyüzü ile konuşmak hiç normal değil ayrıca."

Ferdanın sözleri üzerine nerde olduğu hatırladım. Okuldan çıkmış dördümüz eve gidiyorduk. Evet dördümüz! Ferda ile ben önde Uraz ile Araz da arkamızdan geliyordu. Ve söylediğim her şeyi yanımızdan geçerken bana deli bakışı atan teyzeler dahil üçü de duymuştu.

Utançla kafamı Ferdaya çevirdim. " O kadar yüksek sesle mi söyledim ya?" dedim.


Ferda cevap vermeden ne ara yanımıza geldiği belli olmayan Araz atladı. " Yok canım sadece bütün ilkadım duydu. Ah bide en önemlisi evrenciğin."

Ferda Araz'ın kafasına bir tane vurdu. Araz ise her zaman ki gibi bunu dramaya çevirdi. Kafasını eliyle ovuşturturup yalandan ağlamaya başladı. " Kızım çekiçle vursan daha hafif olurdu. Miray baksana kanıyor mu?"

Gözlerimi devirip yürümeye başladım. Araz da arkamdan geldi. Kolunu boynuma attı. " Bence evrenle konuşmayı bırakmalısın. Bak hiç normal değil ayrıca bir haltada yaradığı yok. Söylüyorsun söylüyorsun sonra evrenden bize sekip götümüze giriyor."

Dayanamayıp gülmeye başladım. Araz la Ferda da bana katıldı. Araz , Ferda ve ben öndeUraz arkada yürümeye devam ettik. Yol boyu saçma sapan konuşmalar ile eğlencemiz devam etti. Uraz ise arkada tek başına yürüdü.

Binanın önüne geldiğimizde dış kapıyı açıp içeriye girdik. Hala bir şeyler söyleyip gülmeye devam ediyorduk. Kafamı çardağa çevirdiğimde önce gülüşüm sonra adımlarım durdu. Diğerlerinin de benle birlikte gülüşleri ve adımları durdu.


Bahçedeki açık çardakta Murat amca oturmuş ve belli ki bizi bekliyordu. Bakışlarındansa birazdan ne olacağı tahmin edilebiliyordu.

Hepimizin babası çocukluk arkadaşıydı hatta arkadaştan da öte kardeş gibi. Üçü de aynı yerde doğmuş büyüne kadarsa hiç ayrılmamışlardı. Evlenip çocuk sahibi olunca çocuklarını da birlikte büyütmek için aynı yere çıkmaya karar vermişler bunun üzerine kendi istedikleri gibi bina tasarlayıp inşa ettirmişler. Binanın çevresinde ki bahçe ile açık ve kapalı çardak da onların fikriydi.

Arkamı dönüp Uraz'ı kontrol ettim. Dış kapının hemen önünde duruyordu. Gözlerindeki korkuyu görmek için onu tanımaya gerek yoktu.

Murat Amca oturduğu yerden kalkıp çardaktan çıktı. Uraz'ın adımları geriye doğru gitti. Murat Amcanın gözünden kaçmadı.

"Buraya gel Uraz!"

Uraz babasının sesiyle irkildi. Gözlerindeki korku gittikçe büyüdü.
Araz dayanamayıp öne atıldı. "Bab-" daha sözünü tamamlayamadan Murat Amcanın sert bakışları geriye sinmesine sebep oldu.

Murat Amca sinirle Uraza döndü. " Sana buraya gel dedim" dedi bağırarak.

Bağırma bağırma! Bir günde iki kez katlanamam bu işkenceye. Yapma! Uraz daha fazlasına dayanamaz yapma. Senin hakaretlerine dayaklarına dayanamaz artık. Hele bizim gözümüzün önünde hiç dayanamaz.

Ne yapacağımı bilemez halde etrafıma baktım. Ferdanın babası İhsan amca ile babam işteydi ayni şekilde annemlerde. Yani Uraz a yardım edecek kimse yoktu.

Beklenen ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin