MEZARLIK

581 125 24
                                    

ECRE'NİN AĞZINDAN ;

Merhaba ben geldim, kızınız-kliniğe bırakıp gittiğiniz kızınız-geldi.Sizden nefret eden ve etmeye devam edecek kızınız.Gelip beni oradan kurtarmanızı beklerken bu buz gibi mezar taşına bakıyor olmak o kadar çok acı veriyor ki.Sizin beni hiç bırakmayacağınızı düşünmüştüm.İçimdeki sorunlar beni boğarken benimle ilgilenmek yerine kliniğe yatırdığınızda bile beni burada tek başıma bırakmazlar demiştim. O klinikte gelmenizi beklerken bile aklıma biran olsun gelmemişti beni orada bırakıp bir daha almaya gelmeyeceğiniz çünkü hep inanmıştım beni gelip o lanet olasıca yerden kurtaracağınıza hep inanmıştım. O günü; gelip beni alacağınız ve filmlerdeki gibi bir aile olacağımız o günü bekledim hep. Ama günler haftalar geçti ve siz gelmediniz.Bende günler geçtikçe artık ağlamamaya başladım beni bırakıp gittiğinizi ve bir daha gelip almayacağınızı anladım,hayatın bir oyun olduğunu ve benim çoktan kaybettiğimi anladığım gibi.O lanet olasıca yerden çıkmak için kalktım ve iyileştiğime inandırdım o aptal doktorları.Çıktığım gibi ilk sizin yanınıza geldim.Başlarda inanmamıştım öldüğünüze.Ama şimdi bakıyorum da siz yine yapacağınız yapmışsınız.Beni yine tek başıma kimsesiz bırakıp gitmişsiniz.Buraya gelme sebebim sizi özlemem yada kinimi kusmak değil.Size eseriniz göstermek için geldim buraya.Şuanda ağlıyor olmamda sizin için üzüldüğümden değil,size olan sinirimden.Hep kolayı seçtiniz.Benle ilgilenmek yerine kliniğe kapatmayı,yaşayıp her şeye karşı ayakta dimdik durmak yerine geberip gitmeyi seçtiniz.Buraya son kez ağlamaya ve sizi son kez görmeye geldim.İşte eseriniz anneCİĞİM ve babaCIĞIM.Sizden nefret eden yeni bir ECRE.

Hava kararmıştı. Bu artık gitme vaktinin geldiğinin habercisiydi. Kapşonumu da takıp saatlerdir oturduğum mezarın yanından kalktım, kendimi çok yorgun hissediyordum. Son kez baktım onlara.Ayaklarım beni buraya sürüklerken bile biliyordum böyle olacağını.Her zaman gerçeklerle yüzleşmek ağır gelirdi insanlara.Ama ben bugün burada içimde onlara olan en ufak sevgi kırıntısını da yok etmeye gelmiştim.

İçimde öldürdüğüm ölülerden daha fazla ölü olduğu için mi hava karardığı için mi bilmem ama yolumu bulmakta zorlanıyordum . Mezarlığın çıkışını ararken bir ses dikkatimi çekmişti.Sesin geldiği yöne doğru ilerlemeye başladım.Burada bu saatte benim gibi kaç kişi olabilirdi ki ? Gecenin karanlığını, mezarlığın soğukluğunu unutturan sımsıcak bir sesti. Sesi takip ettikçe netleşmeye başladı.

ARASIN AĞZINDAN;

Derin'im ben geldim.Çok canın yanıyor mu hala? Korkuyor musun geceleri burada tek başına? Üşüyor musun bu mezarlıkta ? Bu gün gidişinin üstünden tam 1 yıl geçti ama içimdeki acı bir parça olsun geçmedi.Her düştüğünde huzur bulmaya kollarımın arasına geldiğin gibi şimdi de geleceksin diye bekliyorum.Gelip kollarıma sığınmanı küçük bir çocuk gibi dizlerime yatıp sana masal anlatmamı istemeni bekliyorum. Aslında buraya gelmemin sebebi kızın Masal .Bugün 1 yaşına girdi.Yeni yeni yürümeye başladı,her yeri dağıtıyor.Vakit buldukça yanına gidiyorum.Yokluğunu hissettirmemeye çalışıyorum, bu yaşlarda yokluğunu pek hissetmez ama peki ya sonraları.Keşke burada,onun yanında olabilseydin.

Biliyor musun?Daha konuşmaya başlamadı ama kendince bir şeyler demeye başladı.Birde görsen o kadar tatlı ki.Tıpkı sana benziyor.Senin gibi kahverengi uzun saçları,deniz mavisi gözleri var.En az senin kadar güzel.Belki o gün Kuzey ile kavga etmeseydiniz gelip bunları sana anlatmak zorunda kalmazdım.Karnında sizden bir parça olduğunu bile bile arabayı o uçuruma sürmeseydin şimdi bunların hiçbiri yaşanmazdı.Büyüyünce Masal'a ne diyeceğiz diye hiç düşünmedin mi? Sana ihtiyaç duyduğunda ne yapacak diye de mi düşünmedin?Sen bu kadar düşüncesiz değildin yani olamazdın değil mi?Kimi kandırıyorum ki ben. Bırakıp gittin işte bu kadar düşüncesizsin. Onunda seninle birlikte ölebileceğini düşünmeden sürdün sen o arabayı uçuruma. Sen onun annesi yerine katili olabilirdin. Sadece kendini düşünerek bencillik ettin. Seni sevenleri, dünyalar güzeli bebeğini umursamadan bırakıp gittin.

Arkamdan gelen çıtırtı sesleriyle oraya döndüm. Ben oraya dönünce donup kalsa da birden hızlıca yürümeye başladı.

"Kimsin lan sen?" diye bağırdım. Korkmuş olacak ki koşmaya başladı.

Peşinden koşuyordum ama kapşonu yüzünü örttüğü için hala görememiştim.Kimdi bu belasını arayan aptal?

ECRE'NİN AĞZINDAN

Bu büyüleyici sesi olan adamın kiminle konuştuğunu merak etmiştim. Ağacın arkasından çıkıp kiminle konuştuğunu bakacaktım ama attığım adım çalılıklara geldiği için çıkan sesle adamın bakışları bana döndü. Ney adamın bakışları bana mı döndü? O adam bana mı bakıyor? Aha boku yedim şimdi adam onu dinlediğimi sanacak. Yani aslında dediklerini duyup gelmiştim ama onu dinlemek için beklememiştim sadece bir rastlantı. Of kimi kandırıyorum ben. Hızlı adımlarla oradan ayrılmaya çalıştım.

"Kimsin lan sen? Gel buraya."

Lanet olsun ya.En iyisi koşmak.Hadi kızım Ecre tabana kuvvet.Ne zamandan beri koştuğumu bilmiyorum ama bacaklarım artık ağrımaya başlamıştı,akciğerlerim patlayacakmış gibi hissediyordum ve en önemlisi nereye koştuğumu bile bilmiyordum? En sonunda mezarlıktan çıkabildim ve sokak lambasının aydınlattığı bir yöne doğru koşmaya başladım.Arkama baktığımda o adamı göremedim.Onu görmemenin verdiği huzurla derin bir nefes aldım.İşte bu be o kim Ecre'yi yakalamak kim ? Bir iki adım daha yürüyüp bir çöp konteynırının yanına oturdum. Biraz dinlendikten sonra buradan gidebilirdim.Dinlenirken telefonumu cebimden çıkardım.Ardayı aramalıydım.Beni buradan kurtarabilecek tek kişi oydu.Çalıyor çalıyor hah açtı.

"Alo"
"Alo Arda"
"İnanmıyorum Masal sen misin ?"
"Evet de niye bu kadar şaşırdın?"
"Ailen Amerika'ya gittiğini ve bir daha dönmeyeceğini söylemişti.Bizle de konuşmak istememişsin.Kızım hani arkadaştık oldu mu böyle haber vermeden gitm-"
"Arda bir susta neredesin onu söyle"
"Sahildeyim Ecre ne oluyor ?"
"Arda ben-"

Boynumda hissettiğim soğuk demirle donup kalmıştım.Telefon elimden kayıp yere düştü.Arkama bakmaya korkuyordum açıkçası.Arda bir şeyler söylüyordu ama korkudan ağzımı açamıyordum bile.Tam ağzımı açmıştım ki Arda telefonu kapattı.Ah lanet olsun.Artık tek umudum bağırıp birilerine sesimi duyurmaktı.

"İmdaaat.Yardım edi-"

Ben daha yardım isteyemeden eliyle ağzımı kapattı. Hala korkudan dönüp arkama bakamamıştım.Rastgele tekme atmaya çalışıyordum ama ne bir adım kımıldıyordu nede ağzımı kapatan eli biraz olsun gevşiyordu.Kulağımın orada hissettiğim nefes daha da korkmama sebep olurken o ses beynimde şok etkisi yarattı.

"Senin gibi bir ufaklığa başkalarının konuşmalarını dinlemek hiç yakışmıyor ve bunun bedelinin ne olduğu hakkında bir fikrin var mı?"

KIRIK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin