"Banane abi kabul etmiyorum bozuk kol vermişsiniz bana." Arda maçı kazanmasının sevinciyle sevgilisine sarılırken Oytun itiraz ediyor ve bize söyleniyordu.
Üç tur atmıştı ve üçünü de kaybetmişti. İlk oynadığında kolun bozuk olduğunu iddia etmiş, diğer kolu almıştı. O kolla oynadığında da kaybettiğinde bir şans daha verin diyerek ilk kolu tekrar almıştı. Yine ve yeniden kaybetmesine rağmen hala itiraz ediyordu.
"Oytun bok gibi bir oyuncusun abicim kabul et." Altay okuduğu kitabı -bunca sesin arasında nasıl okuyordu hiçbir fikrim yoktu- kenara koyup konuştuğunda Oytun dudaklarını büzüyor. Onunla dalga geçen Arda'ya sert bakışlarını atmayı da ihmal etmiyor. Arda ise sevgilisinden aldığı cesaretle ona sataşmaya devam ediyor.
"Siz beni haketmiyorsunuz." Kollarını birbirine kavuşturarak Altay'ın yanına oturuyor. Altay gülerek onu kolunun altına alıyor. Kollardan birini alıp kendine yeni bir maç açan Cenk konuşuyor.
"Hareketlere bak amınakoyim. Az boyundan utan." Uzun bacağıyla kafasına vurmaya çalışan Oytun'dan bedenini ileri atarak kurtuluyor. Oturduğu yerde bağdaş kurarken bize bakıyor.
"Kim geliyor karşıma? Gerçi farketmez her türlü ağlatacağım." Özgüvenle kurduğu cümleyle Talha oturduğu koltuktan kalkıp Cenk'in yanında bağdaş kuruyor.
"Ağlayan kişi sen olma da." Cenk, onun yanına oturmasıyla gülümseyerek maçı başlatıyor. Ya onunla uğraşmak için kazanmaya çalışacak, daha hırslı oynayacaktı. Ya da sırf mutlu olsun diye bilerek yenilecekti. Bunu birazdan görecektik.
"Oğlum sizin buluşalım çok eğleniriz dediğiniz her buluşma neden bu kadar boktan oluyor? Yemin ederim çok sıkıcı insanlarsınız." Mesut abinin konuşmasıyla parmakları kolun tuşlarında gezinen Cenk gözleri maçtayken cevap veriyor.
"Yoo kardeşim, ben dün çağırdığımda gayette eğlendin." Cipsleri avucuna doldurup ağzına tıkan Mesut abi, dolu ağzından dışarı fırlayan cips parçalarıyla -gerçekten iğrenç bir görüntüydü- söyleniyor.
"Bir tane tatlı çocuk yoktu lan ne eğlenmesi? Birileriyle flört ederim diye düşünerek geldim, anca sizin o sikime benzeyen -sikim bile daha iyi size benzetmek hakaret olur- suratlarınıza baktım durdum. Berbat bir partiydi zaten kulağım sikildi."
Cenk karşı çıkmak için kafasını hafif arkaya çevirdiğinde Talha fırsattan istifade gol atmıştı. Bu onu bir sayı öne geçirirken Cenkle dalga geçmeye başlamıştı.
Normalde gülerek eşlik edeceğim ortamdan kafam dolu olduğu için uzak duruyorum. Bakışlarım arada bir balkonda sigarasını içen oğlana kayıyor. Ne kadar bedenim burada olsa bile aklım ondaydı. Biraz yalnız kalmak istediği için balkona çıkmıştı ama yanına gitmek istiyordum. Ailesini düşündüğünü biliyordum.
Onunla arkadaşlığımız ilerledikçe birbirimize gidip gelmeye başlamıştık. Genellikle bize gelmek ister, ailesi ya da evi hakkında konu açıldığında değiştirmeye çalışırdı. Aralarının çok iyi olmadığını biliyordum ama bu kadar bozuk olduğunu hiç bilmezdim. Çoğunlukla onlara gittiğimde evde olmazlardı ama bir kere aynı ortamda olduğumda gerçekleri çok net görmüştüm.
O günden sonra hiç onun evine gitmemiş, hep bizim eve davet etmiştim. Annemin yemeklerini her fırsatta över, babamla gündemi konuşur, ablalarımla benim dedikodumu yapardı. Annem bizden ayırmaz hale gelmişti onu. Evimizden biri gibiydi.
Zaten benim evimdi.
İçerideki kalabalığı geride bırakarak yanına gitmek için hareketleniyorum. Sürgülü kapıyı ittiğimde çıkan sesten dolayı kafasını arkasına çeviriyor ve bana bakıyor. Balkona adımımı atıp kapıyı arkamdan kapattığımda henüz bitmemiş sigarasını küllüğe bastırarak söndürüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya Yaprakları - Barış Alper'İsmail
Humor"Bir insan ağladığında gözünden gözyaşı akmaz sadece. Kalpler de ağlar, kalplerinde gözyaşları vardır. Kalpten ağlar bazı insanlar." Senin dudakların arasından çıkmıştı bu sözler. Sen öğretmiştin bana bir insanın kalbinin de ağladığını. Ve sana yem...