Artık tüm hevesimi kaçıran rap piyasasında Yıldız gibi parlayan, daha önce bizzat konuşma şansım olan Tolga kuşuma bir kurgu yazmak istedim..
İyi okumalar 🫶🏻
2 kasım, 2017.
Bi sonbahar akşam üstü, hepimiz parkın bir köşesinde oturuyoruz. Aşkın, Tolga ve ben varız.
Onlar bir şeyler yazıyorlar, bende başımı dizime yaslamış onları izliyorum.
Tolga çok mutlu, artık bir şeyleri başarmaya başladığını hissediyor, yolun daha çok başında. Onun her adımında, yanında olduğum için çok şanslı hissediyorum.
"İloş?"
Bana seslendiklerini yeni fark edip kaldırdım başımı. "Efendim?"
Tolga oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. "Uykun geldi değil mi?"
Gülümseyerek başımı salladım. "Gel bakim şöyle."
Başımı dizine koydum. O usulca saçlarımı severken tam karşımda batan güneşe bakıyordum. Gözüm ağaca yaslanmış, gülümseyerek bizi izleyen Aşkın'a kaydı.
Bana göz kırptığında gülümsedim. O da her şeyin farkındaydı, o da biliyordu az çok duygularımızı.
Birbirimize bir türlü itiraf edemediğimiz duygularımızı..
Tolga'nın saçlarımı okşayan elleri beni iyice mayıştırmıştı. Bi' huzurla kapattım gözlerimi.
Seni seviyorum moti.
-
"Bakmasana öyle Tolga, bir şey söyle!"
"Ne diyebilirim ilayda?"
"Bir şey de işte! Bende seni seviyorum de, evet her şey yıllardır karşılıklı de!"
Hafifçe gülümseyerek kafasını bana çevirdi.
"Bunları söylememe gerek var mı sence?"
"Var, duymak istiyorum artık Tolga."
Sessizlik hüküm sürdü. O öylece arabanın camından dışarı bakıyor, bende ona.
Çocukluk aşkımdı o benim, her şeyimdi. Ona olan duygularım bambaşka, çok farklı seviyorum onu. Biz yıllarca beraber büyüdük, yolları beraber yürüdük..
Açıldım ona, içimi boşalttım. Tüm hislerim ilk defa dilimdeydi bu gece.
Tolga yüzünü bana döndü. Uzun uzun baktı, bir şeyler mırıldanıyordu.
"Benim istediğim bu değildi tanrım.."
Elini koltuğa dayayıp yüzüme doğru eğildi. "Çıkmak istedikçe iyice battım.."
Nefesini dudaklarımda hissettiğim de gözlerimi kapattım. Kalbim sanki onunla ilk defa böyle yakınmışım gibi atıyordu.
Fısıldadı. "Daha da dibe, dibe, bitti sabrım.."
"Beraber çıkalım o dipten."
"Ben çıkamam, daha çok çekerim o dibe."
yavaşça geri çekildi, gözümden akan o yaşı sildim. "Duygusuzsun."
Histerik şekilde gülümsedi. "Evet ilayda, duygusuzum ben."
Dolu gözlerle döndüm ona. "22 yıllık hayatımda, daha önce hiç bu kadar kırıldığımı hissetmemiştim. Sen 10 yıldır beni incitmeyen tek insandın oysa ki.."
Arabadan inip kapıyı sertçe kapattım. Gözümden akan yaşları umursamadan koşar adım uzaklaşmaya başladım.
Göz yaşları içinde giderken telefonum çaldı. Gizem arıyordu. "Efendim?"
"Kuzum neredesin?"
"Tepeye gelmiştik."
"Bekle ben hemen seni almaya geliyorum."
"Gelme Gigi, taksiyle giderim ben eve. Yalnız kalmak istiyorum."
"Haber bekliyorum senden."
Telefon kapandıktan sonra, sokaktan geçen rastgele bi taksiyi çevirip bindim. Yol boyu ağlamamak için öyle sıktım ki kendimi, başım ağrımıştı artık.
Kapıyı sinirle çarptım. "Gerizekalısın sen ilayda."
Direkt banyoya girip üstünü çıkardım. Kendimi soğuk suyun altına bırakıp sırtımı mermere yasladım, kendi kendime mırıldandım.
"Aşk zayıflıktır. İyileştirmiyor, kimi insana yan etki yapıyor. Ne kendine hayrı var, ne başkasına."
-
Aşk zayıflıktır, herkesin zayıf noktası vardır.
Ay umarım beğenirsiniz 🪬😚
