8. Bölüm

262 14 3
                                    

İyi okumalar 🤎

Kahvaltıyı yapıp erkoları evden gönderdikten sonra bir dedikodu masası kurmuştuk, Sema anlattıkça sinirleniyordum.

"Nasıl ya?"

"Baya işte, bulaştı bu kız bana bırakmıyor yakamı. Sürekli deniz hakkında kötü şeyler söylüyor, bir de.."

Tek kaşımı kaldırdım. "Bir de, ne?"

Bakışlarını kaçırdı, duraksadı biraz. "Beni aldattığını ima ediyor işte."

Kesinlikle söylemek istediği bu değildi, bunu en başında söylemişti zaten. Bana söylemeye çekindiği bir şey var.

"Kalk bi gidip belasını şeyaplım onun."

Ayağa kalktığım an elimden tutup geri oturttu. "Ya Allah için ne düşeceğim onun seviyesine ya? Engelledim gitti, cidden uğraşamam iloş. Moralimi bozdu o kadar sadece, yoksa ben denize güveniyorum."

Gülümsedim. "Nasıl istiyorsan öyle olsun."

Dediğime inanmayın tabii, ben bırakmam bu işin peşini. Çantamı alıp ayağa kalktım. "Ben çıkıyorum şimdi bi stüdyoya gideyim, sen sakın sıkmıyorsun canını ve akşam bana kalmaya geliyorsun. Okey?"

"Okey bebiş."

Evden çıktığmda direkt tolgayı aradım, baya çaldı ama meşgule attı.

TOLGA

BENİ

MEŞGULE

!?

"Bugün ben mi tersimden kalktım, bana özellikle mi yapıyorlar anlamıyorum."

Sabır çekerek arabaya binip stüdyoya doğru sürdüm. Evden çıkarken stüdyoya gideceklerini söylemişlerdi. Telefonum çaldığında göz ucuyla kim olduğuna baktım, tanımadığım bir numaraydı. Normalde araç kullanırken mecbur olmadıkça telefonla konuşmam ama merakıma yenik düşüp açtım.

"Alo?"

ses gelmeyince tekrar ettim. "Alo?"

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Sakinliğimi koruyarak tekrar konuştum. "Kimsiniz?"

Yine ses gelmeyince küfür ederek telefonu kapattım. Yok yok, ben tersimden kalkmamışım. İnsanlar komple ters bugün, inşallah birine çatmam.

Stüdyonun önüne geldiğimde indim arabadan, bütün hıncımı Tolga'dan çıkaracaktım. Bi hiddetle stüdyoya girdiğimde gördüklerimle kaldım öyle.

Deniz ve Zeynep bir şeyler konuşuyorlardı. Deniz bağırarak bir şeyler söylüyor, Zeynep'te gülerek dinliyordu. İçeri girdiğim an ikisi de bana döndü.

"Siz ne ayaksınız ya?"

Denizin yanında durup Zeynep'e dik dik baktım. "İlayda valla al gönder şunu daha fazla uğraşamam."

Güldüm. "Seve seve."

Zeynep'in kolunu sıkıca tutup çıkışa doğru çekiştirdim. "Kendim yürüyebilirim!"

"Buradan bakınca öyle gözükmüyor."

"Noldu? Sema kankişin üzülmüş müydü yoksa? Onun mu acısını çıkarıyorsun?"

Sinirle kolunu biraz daha sıkıp stüdyonun kapısından tabiri caizse fırlattım. Dengesini sağladığında gülerek bana baktı.

"İyi basmışım damarınıza, belli."

İfadesiz bir şekilde baktım. "Çok aciz duruyorsun biliyor musun? İstenmeyen yerde durmak kelimesinin vücut bulmuş halisin. Sen böyle yaparak denizin ya da Sema'nın arasının bozulacağını mı sanıyorsun?"

Yüzünde alaycı bir sırıtış oluştu. "Denizle Sema'nın arasını bozacağımı da kim söyledi?"

Anlamayarak kaşlarımı çattım. "Amacın ne o zaman?"

yüzü ciddi bir tavır aldı. "Belli ki canın arkadaşların hala bildiklerini sana söyleyememiş. Neyse ki bu fırsatı onlara tanıyacağım. Kötü haberi yakınlarından duyman daha iyi olur."

İçime oturan sıkıntıyı göz ardı ettim. "Şu an senin saçını dizine indirmiyorsam Sema'nın hatrı için. Siktir git şimdi."

Hiç bir şey demeden sinirli bir şekilde arabasına binip uzaklaştı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve içeri girdim.

"Noluyor Deniz?"

Deniz mahçup bir şekilde bana baktı. "Tolga işim var diye çıktıktan sonra bir anda o geldi, baya bir şey geveledi ama benim aklım Sema'da. Sabahki halini şu an anladım."

Dirseklerini dizine dayayıp ellerini saçlarına geçirdi. Bu haline cidden üzülmüştüm, onunda bir suçu yoktu ki.

Elimi omzuna koyup yanına oturdum. "Halledicem bu meseleyi. Sen sadece Sema'nın yanında ol, olur mu?"

Başını bana çevirip gülümsedi. "Teşekkür ederim yenge."

Bende onun gülümsemesine karşılık verdim. "Rica ederim. Tolga nereye gitmişti?"

"Bilmiyorum ki, telefon geldi bir anda çıktı gitti. Evin önünde bekle geliyorum demişti ama, eve gitmiş olabilir."

Stüdyodan çıkıp eve sürdüm. Bugün ordan oraya savruluyordum resmen ya, ama bunun hesabını sorarım sana Tolga efendi.

Evin önüne geldiğimde koşar adım eve girdim. Seslendim etrafa baktım ama ne Tolga vardı ne de ona dair bir şey.

Aradım açmamıştı, bekledim gelmemişti. Evde oturmaktan bunalıp geri çıkmıştım bende. Dolaşabildiğim kadar dolaşmıştım. İçime öyle bir sıkıntı vardi ki, ne kadar yürürsem yürüyeyim geçmemişti.

Oturduğum banktan kalkıp eve doğru yürümeye başladım, sahile yakındı zaten. Eve yaklaştığım da çantamdan anahtarı ararken Tolga'nın sesini duymuş gibi oldum. Hemen etrafıma bakındığımda evin önünde bir manzarayla karşılaştım. Birbirlerine çok yakın duruyorlardı.

Yaren ve Tolga.

-

Tamam çok mutlu olmuşlardı artık kaos vakti dısşsjwşsjkwsjkwsnwk 🥳

Umarım beğenirsinizzz 💖🌸🫶🏻

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şarkılar Sokaklara Ait | MotiveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin