xXXx
Unutulmuşum,
Bir anlık zevk gibi,
Kullanılıp köşeye atılmışım
Aynı bir anlık yıldırım gibi
Çakmış, sonrada köşeye atılmışım .Oysa bir an mıydı yaşamak?
Sonrasında kaybolmak?
Bir hiçmiş gibi unutulmak?
Bir resimden ibaret kalmak!Hayır! Bu değildi...
Yaşam dediğin bu olamazdBu değildi de!
İnsan bir cesegit değildi!
Bir kısa hayata mahkum değildi!
Yok olup gitmeyecekti!Ama, ben öyle sandım...
Öyle yaşadım...Öylece de kayboldum...
Geri gelebilir miyiö bilmeden..Şimdiyse karanlıktayım,
Bir yıldırım beklemedeyken.
- Faik-xXXx
Ayağa kalkamaya çalışırken çok zorlandm. Kaç defa yere düştüğümü sayamadım bile.
Ama alıştım artık, rahatça yürüyebiliyorum,"Hava atma atma. Ördek gibi yürüyorsun bi de hava mı atıyorsun?
Adam kaç gün baygın kaldı hala aynı ."
...
Bence o kadar da kötü değildim..."O kadar kötüydün."
Tamam, ben odayı tanıtayım; yatağım hemen kapının karşısında. Solumda bir kaç tane dolap
"Aslında Gardrop."
evet... Gardrop. Birkaç tane gardropun üstünde bi tane pencere var. Sağımda da bi tane aynalı gardrop var. O nun biraz daha ilerisinde bi tane şömine, şöminenin biraz solunda masa sandalye takımı ve bir tane dolap var.
"Tamam, anlatımın idare ederdi,
Şimdi sıra bende.
Odayı çok ta düzgün anlatamadın ama geçici süreliğine buradayız, o kadar detaylı anlatmaya gerek yok zaten. Şimdi sen biraz daha yürü, belki toparlarsın. Hatta yürürken masanın yanındaki dolapta ne olduğunu tahmin et. Bakalım bulabilecek misin?Ben de olurda aşağı katlara inersen bizimkileri az çok hatırlaman için, en azından kim olduklarını bilmen için biraz tanıtayım,
Karakterleri bilmeden yardım edemezsin, gerçi senin böyle bir şey yapacağını sanmıyorum ama... Neyse.En başta Buğra dan başlayalım mı? Senin benden sonra gördüğün ilk kişi,
Buğra biraz iri yarıdır ama aslında bizden küçük. 19 una yeni girdi, cepheye gençleri çağırmaya başladıklarında orduya katılmış.Yanisi, Aslında Buğra'yı ben de çok tanımıyorum, senin yardımcın gibi bir şeydi.
Tek bildiğim zengin bir aileden geldiği ve hayatının bir anda değiştiği. Herhalde bundan dolayı bazen çok mutlu bazen çok depresif oluyordu.Ama son bir şey daha var, herhalde bulunduğumuz köy, gerçi bu ev köye biraz uzak ama neyse, Buğra'nın ailesinin yazlıklarının olduğu köydü. "
Ben, Buğra'nın böyle bir hayatının olacağını düşünmemiştim...
Çok güler yüzlü duruyordu.."Onun gülemeçliğinin sebebini biliyorum ben..
Sen onu boş ver, sorunun cevabını bulabildin mi? "
Ha... O mu..
E ee... Kitap?
"Böyle yerlerde kitaptan çok başka bir şey bulunur.
Gerçi sen buranın nasıl bir yer olduğunu hala anlamadın. Biraz daha düşün belki bulursun.Şimdi gel gelelim doktor hanıma, İsmi Nursiye. Savaşta doktor olarak görev alıyordu. Benim de yanına gitmişliğim vardı. Çalışmayı seven biri, doktor sayısının azlığından bi anda 20 hastaya bakmaları gerekiyordu.
Yani ciddi ve zekidir,
Velhasıl, kardeşe çok şey borçlusun haberin olsun En son ki savaşta bizimkilerle beraber ailesini alıp buraya geldi. Hakikaten ailesi ile beraber çok sağlam hizmet ediyorlar.Hatta abisini de gördün, hani kapının oradan gülümseyen biri vardı ya, o abisiydi. Onun da ismi Tayfun, bizim nişancımızdır. Çok iyi nişancıdır.
Kardeşi gibi çok sağlam hizmet ediyorlar.
Ve aramız çok iyiydi.
Yani ekiptendi, beraber çok operasyonlara katıldık...Neyse, Faik sana daha fazla kişiyi tanıtırım ama daha yüzlerini görmediğinden unutabilirsin, sen gördükçe sana tanıtırım.
Sen benim sorudan haber ver, cevabı buldun mu? "
Rauf'un anlattıklarından cevabı düşünmeye vakit bulamadım ki...
Rauf ta sırıtmaya başladı,
Tedirgin olmaya başladım.."Rakı diye bir şey hatırlıyor musun?"
Hah? O ne be?
"Bunu da hatırlamadın... Oysa elinden düşmezdi.
Bu köyün bir özelliği var,
Normal bir köy olmaktan öte zenginlerin köşklerinin bulunduğu bir yerdi,
Bir zamanlar...Savaş başladığı sıralarda burada büyük bir katlim oldu. Kim varsa öldürüldü. Biz de buraya geldik, hatırlamıyosun ama ikimiz beraber çarpıştık.
Bu Rakı denen zıkkımı da burada
iken eline aldın.
Gerçi savaştan önce de içerdin ama burada alışkanlık edindin.Eğer şöminenin yanındaki pencereden bakarsan konakladığımız evi görebilirsin...
Senin o günleri unutabileceğini sanmazdım. Senle aramızın açılmaya başladığı ilk zamanlardı..."
Duygulandı, pek bir şey hatırlamasam da onu bu haliyle görmem bana yetmişti...
...
Ayağa kalktım. Bahsettiği pencerenin yanına gitmeye çalıştım, bu sefer biraz daha zor olmaya başladı...Neden gözlerim kararmaya başladı...
"Faik?.."
xXXx
"Demek seni burada da görecektim..."
Karşımda duruyor.
Tanımadığım birisi"Bana kız kardeşini hatırlamayack kadar hafızanın gittiğini şöyleme."
Nee?.. Sen mi?
"Sen gerçekten de, bitmişsin.
Seni en son gördüğümde bile daha iyiydin."Beni en son ne zaman gördün ki?
"Gene detaylarda boğuluyorsun.
Şöylesene beni görmeye neden geldin?"Been? Been gelmedim..
"Hala bir şeylerin farkına varmamışsın...
Ne seni bu hale getirdi şöylesene?"...
"Aldığım yaralar."Sustu...
Beni korkutan gözleriyle bana bakıyor... Kardeşim olduğuna inanamıyorum... benden daha büyük gibi... Sadece yüzünü görebiliyorum ama.."Benden korkmanı sağlayan özellikler aslında benim değil..
Gerçi anlamazsın.Bunu diyeceğimi hiç düşünmezdim ama,
Madem ki eski halinden eser kalmadı ve sap gibi ortada kaldın,O zaman sana yardım edeceğim.Şimdilik gitmem lazım,
istediğinde gelebilirsin, ikizime kapım açık. Gerçi sen nasıl geldiğini de bilmiyorsun..
Neyse, tekrar görüşüne kadar Selametle kal."Ee... Ama ..
xXXx
" FAİK! "
Dehşetle bana bakıyor...
Gülümsemeye çalıştım,
"Ben iyiyim Rauf, eski karakterlerden birini gördüm sadece.."Gerçi onun eskii olduğuna inanamıyorum ama...
xXXx
Dostlar merhabalar,
Bölümleri hikayenin eski halinden biraz daha değiştirerek yazıyorum ve..
Yorumlarınızı esirgemeyin be yaa
Hikayeyi biraz ağırdan alıyoruz,
E yani şimdi yayınlanan ilk hikaye olunca insan titiz oluyo :)
Selametle dostlar, diğer bölümlerde görüşürüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜLER VE DİRİLER
ActionBir hayat nasıl sonlanır? Adi bir yatakta yatarken mi? Yada düşman kurşunlar bedeneni çiğnerken mi? Ya da sokakta boş boş yürürken mi? Peki bir hayat nasıl yaşanır? Şen şaklak geçinerek mi, Yarını yokmuşcasına? Ya da... Bunun devamını getiremeden...