YAŞANMIŞLAR

33 3 4
                                    


Elimde geçmişten ne kaldı?
Yaralarımdan başka?

Mutluluğumdan bana ne kaldı?
Elemlerinden  başka?

Acaba farklı bir son var mıydı?
Bu ahvalimden başka?

Bilemiyorum,
Bir çıkış yolu var mıydı?
Ufacık bile olsa...
   -FAİK-

xXXx

Rahat uyuyamadım, sabaha kadar kabus görüp durdum. Belki sadece kabus ta değildi...

elimle silahla koşuyordum, etrafta etrafı sis kaplamıştı, bağırış çağırışlar.. bazen patlama sesleri duyuyordum.. tanımadığım kişilerin yanlarından geçiyordum, çoğu da karşıya ateş ediyorlardı... ateş ettikleri taraftan gelen kurşunları fark ediyordum ama orada ne olduğunu göremiyordum... En son, yerde yatan birinin yanına gelince durdum...

Ve her yer karardı... şişman bi adam bana bakıyordu, gözlerşnde rahatsız edici bir mana vardı

"Yapabileceğimiz bir şey yok Faik. Sadece oturup izleyeceğiz. Hem niye bu kadar rahatsızlandın ki? Tüm çabamız zaten bunun içindi. Eğer hala gitmek istiyorsan gidebilirsin. Ama geri gelemezsin, bunu asla unutma. "

"Ya o bizim Binbaşıdır"

...

Daha rüyam bitmemişti.. Hem o da kim oluyor ?

"Yaa sen bizim son savaşımızı görmüşsün, binbaşı da savaşı yönetiyordu, daha doğrusu öyle gözüküyordu, yoksa hainin tekiydi."

O zaman ne oldu?

"Lan diyorum ya, komutan haindi, askerleri ölüme gönderdiler.
Yani kafa sağlam olmayınca vücutta sağlam kalamıyor.. "

Komutanlara ne oldu peki?

"Bişey olmadı. Hala oradalar, yiyip içiyorlar.. "

O ne demek? Hani adam haindi? Nasıl hala orada durabiliyor?
Savaş ne??

"Oğlum senin kafa hakikaten gitmiş,

Bak, kısaca yakın zamanda neler aşandığını anlatacağı, anlamaya çalış, tekrar anlatmam.

Savaştan öncesinde binbaşınınsağ olydun, daha doğrusu köpeği gibiydin. Seni çoğunlukla binbaşına karşı çıkanları dize getirmek için kullanırlardı. Savaşın olacağı üne geldiğimizde biraz geç te olsa kimin hain olduğunu anlamış olacaksın ki Binbaşını yalnız bırakıp bizimle cepheye geldin...

İşte cephede aldığın yaralardan dolayı da bir buçuk iki haftadır baygın bi halde yatıyorsun.

Anlamadığın bir yer varsa, daha sonra sorarsın.
Şimdi kalk biraz hareket et."

...
Bir şey sormam lazım,
Ben nasıl kandırıldım? Nasıl fark etmedim? Nasıl oldu da..

"Hatırladığım kadarıyla soru sorma demiştim."

Dik dik bana bakıyor.
Herhalde biraz kızdı...
Ama bunu öğrenmem lazım, nasıl oldu da beni kullandılar? Ben bu kadar saf olamam...

"Hala hiç değişmemişsin Faik. Gebe aynısın. "

Bakışları değişti, gülümsemeye başladı...
"Sence bu soruya cevap verecek kişi ben miyim?

Ama madem ki sordun, cevap vereceğim, en azından bi zamanki samimiyetimiz hatırına..

Binbaşı senin kendini komutanmış gibi hissetmeni sağladı.
Yani sende ki cevheri içi boş bir
güç ile kendisi için kullandı.

Bak ne diyeceğim, kararımı değiştirdim, merak ettiğin bir şey varsa sor, cevaplarım. "

Şimdş daha samimi bakıyor,
Neler soracağımı anlamışa benziyor..

"Yok o kadar da değil. Sadece senin akıllanmayacağını anladım."

Sen...benim içimden geçirdiklerimi nasıl cevaplıyorsun?

"Şu an konuşacağımız kişi ben değilim. Başka zaman anlatırım."

Bir anda ciddileşti,
Soracağım soruları bana unutturacak kadar ciddileşti..

Kapı mı açıldı?..

"Günaydın Faik, nasıl hissediyorsun?"
Gece gelen adam, gülümsüyerek bana bakıyor ...

"İyiyim, yani ağrım filan yok..
Teşekkürler.."

Gülümsemeye çalıştım, yani olduğu kadar...

"Gayet güzel.
Doktor hanım ziyaretine geldi."

O da kim?

"Günaydın Faik, gözün aydın.."

Arkadan elinde küçük bir kutuyla gülümseyen biri girdi..

"Görüyorum ki toparlanmışsın Faik. Terlemen nasıl? Arada bir ter basıyor mu? "

Hatırlamadığım biri daha...
"Yok pek terlemedim.."

"Tamam, gayet güzel.
O zaman şimdi biraz gözüne bakıcağım kıpırdama sakın.."

Aynı adam geldi, omuzumdan beni bi tuttu, sırtım çöktü resmen, hayvan gibi kuvvet var adamda,
sırf kıpırdamamam için bu da yapılmaz.

Diğeri de gözlerime küçük bi fener tuttu, dilime baktı.

Ama hiç kıpırmadım.

"Tamamdır. Durumun gayet iyi.
Biraz ağrın olacaktır, terleme, mide bulantısı gibi şeyler normaldir. Biraz idare et, yanımda ilaç kalmadı. Yola çıktıktan sonra lazım olan şeyleri de buluruz.

Sende yavaş yavaş hareket etmeye de başla, sonrasında zorlanmayasın.
Şimdi gidiyorum, bi şey olursa şöylersin.

Hadi görüşürüz."
Ve gittiler.

"Görüşürüz ..."

.

O kimdi bilmiyorum.. veya onun arkasında kapıda durup gülümseyen adam da neyin nesiydi ...
Niye uzakta durup bana gülümseyerek bakıyordu?

Ama bana çok tanıdık geliyorlar.
Yani anlatamıyorum ama bereber çok şey yaşamışlığımız varmış gibi.

"Aslında onlarla beraber nerden baksan 5-6 saat dondurucu soğukta yol geldin, ve hani eğer ben senin yerinde olabilseydim,
Onları 10 kilometreden tanırdım.
Yani normaldir, abartma.."

5 6 saat?
Sen ciddi misin? Nasıl oluyor ?!

"Faik, bak sana her şeyi anlatmıyor olmamın bir sebebi bunu kaldıramayacak olman.
Nerede ve hangi şartlarda olduğumuzu bilmiyorsun.
Bunları biraz anlamaya çalış,, belki de hatırlarsın.

Yani,

Artık kalk sana ULAN!"

En sonda öyle bi bağırdı ki...

"Ha bi de, en son nasıl içinden geçirdiklerimi duyduğunu sormuştun değil mi?
Herhalde beni nasıl fark etmediklerini de merak ediyorsundur.

Evet, gerçekten bu aralar çok duyuyorum ama, pek te görünmüyorum "
xXXx

ÖLÜLER VE DİRİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin