[3]

422 50 21
                                    


Saat 17.27


-


Nagi, kırmızı kafalı arkadaşından duyabileceği en iyi haberi duyduktan sonra dolabını açmış ve içerisinde iyi görüneceği kıyafetleri seçmeye başlamıştı bile. Eğer Reo onunla konuşmak bile istemiyorsa Nagi, bunun ötesine geçecek ve tekrardan onu sevmesini sağlayacaktı. İşin başında ise iyi görünmek vardı ona göre.

Normalde olsa eline ilk geleni giyecek olan Nagi iki saattir bakışıyordu dolabıyla. Bir süre bakıyor, eline alıp inceliyor ve "Bu olmaz." diyip atıyordu bir yerlere.

En sonunda açık mavi bol paça bir pantolon aldı. Üstüne giymek için ise beyaz bir tişörtle kahverengi çizgili siyah bir kapüşonlu sweatshirt çıkarttı. Sweatshirtün altına tişörtü giyip ucundan aşağı doğru çekiştirerek beyaz kısmın birazını ortaya çıkarttı. Ardından altına bol paça pantolonunu giydi ve beyaz ayakkabılarını da ayağına geçirip boy aynasında kendine baktı.

Gayet iyi görünüyordu. En azından renkleri hiç uyuşmayan eşofman ve tişört giydiği zamanlardan daha iyiydi. Ayakkabılarını çıkarttı ve odasına giderek buluşmanın olduğu saate kadar uyumaya karar verdi. Tabi bu kararı dolabından alıp rastgele yerlere fırlattığı kıyafetler yüzünden dağınık olan odasını görmesiyle yıkıldı.

-

Saat 20.08

-

Reo, dizleri yırtık bol paça siyah pantolonunun üstüne giydiği büyük uzun kollu beyaz gömleğinin yakasına siyah kravatını bağlarken aynadan yardım alıyordu yine. Daha sonra askılıktan kahverengi hırkasını aldı. Gömleğinin ucundan tutup yukarı kaldırarak hırkanın kollarından beline bağladı ve tekrardan gömleğini aşağı indirdi.

Kendine ikinci kez bakmadan odasından çıkıp aşağı kata, annesinin ve babasının olduğu yere indi.

Annesi oğlunu kapıya doğru yönelirken görünce merakla konuştu. "Nereye gidiyorsun Reo?" dedi oturduğu koltuktan.

Reo, anne ve babasını görünce gülümsedi ve sorusuna yanıt verdi. "Bir kaç arkadaşımla takılıp geleceğim anne. Beni beklemeyin, ne zaman geleceğim belli olmaz."

Annesinin gözleri parladı, "Peki, iyi eğlenceler tatlım." dedi arkadaşlarıyla zaman geçirmesine sevinirken.

Babası da annesinin soyduğu elma dilimlerinden birini ağzına atmadan önce sohbete katıldı. "Kafanı dağıtmak iyi olur, erkenden gelmeye çalışma. En son lisede dışarı çıkıp birileriyle takılıyordun zaten. Keyfini çıkar." diye karısını destekledi en sevdiği diziyi izlediğinden dolayı oğluna bakmadan konuşurken.

Reo ikisini de onaylarken siyah botlarını giymeye başlamıştı bile. "Tabii, öyle yapacağım." diyip evden çıktı. Gömleğinin kolunu biraz çekerek kol saatine baktı. Sekizi çeyrek geçiyordu ve bu demekti ki 15 dakika içerisinde buluşacakları yere gitmesi gerekiyordu.

Etrafına baktığında şoförünün ona doğru geldiğini gördü. Bir elini kaldırıp, "Gerek yok, kendim gideceğim." derken evin büyük garajına doğru ilerlemeye başladı.

Bir kapıdan girip garaj kapısının yanında düğmeye basarken motoruna bindi. Motorunu çalıştırdı ve açılan büyük kapıdan hızla dışarı çıktı. Rüzgar yüzünden kaskından kurtulan saçları geriye doğru savrulurken ışıklarla dolu şehirde yüzüne sertçe çarpan hava eşliğinde hızla hareket etmenin verdiği hisle gülmeden edemiyordu hiçbir zaman.

My Wish Has Been Granted // NagiReoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin