[8]

295 43 51
                                    

  'Ah, hepsini görmüş mü?' diye geçirdi içinden beyazlı.

  Nasıl toparlayacağını bilemedi ve eli ayağına dolaştı. Ne demeliydi? Her şeyi gördüğüne göre ne dese Reo ona inanırdı ki?

  Reo, "Pfft.." diye gülmeye çalıştı yüzündeki mutsuz ifadeye rağmen. "Ne o surat, sıçıp sıvadığını anladın mı sonunda?" dediğinde Reo, kapının arkasındaki annesi de yüzünü daha da buruşturdu. Bu konuşmadan hiç hazzetmemişti. İçeri girmek adına tam kapıyı tıklatacaktı ki Nagi'nin sesini duymasıyla durdu.

  "Hâlâ bunun bir yanlış anlaşılma olduğunu söylemeye devam ediyorum. İnanmasan bile söyleyeceklerimi dinle." dediğinde Nagi, Reo tekrardan sertçe yüzünü buruşturdu.

  "Her şeyi bok ettin diyorum, bundan sonra konuşmanın ne anlamı var? 'İnanmasan bile dinle' ne demek lan aptal mısın sen? Gözlerime mi inanacağım senin 'yanlış anlaşılma' sözüne mi?" dedi Reo karşısındakinin hâlâ ne için inatlaştığını anlayamazken. Söylediklerine kanacağını mı sanıyordu?

  Nagi derin bir nefes aldı. "Sadece kendi görüşünle yargılamıyor musun sence de? Evet gördüğün her şey doğru yani bunu inkar edemem ama beni dinleyeceğine söz verdin değil mi?" dedi hızlıca kalkıp inen göğsünün eşliğinde.

  Reo bir 'tch' sesi çıkardı. Ardından hiçbir işe yaramayacağını düşünse de beyazlının konuşması için sustu.

-

  Nagi, sanki dünyadaki tek yapılacak şeymiş gibi sıraya başını koymuş uyuyordu her zamanki gibi. Okulun bittiğine işaret olan zilin sesine ve sınıftaki kişilerin sesine bile uyanmamıştı. Sorun değildi tabi, Reo her zaman onu uyandırmaya gelirdi.

  Ve yine her zamanki gibi gelmişti sevgilisi. Vücudunu sallayan eli hissediyor ama uyanmak istemiyordu beyazlı. Ardından dudağına yumuşak dudaklar değdi. Nagi uyanmadığında Reo'nun onu uyandırma yöntemiydi bu. Önce sallar ve uyanmazsa bir öpücük verirdi. Bunun üzerine Nagi uyanır ve ona yapışırdı.

  Bugün de işe yaramıştı bu yöntem. Nagi başını sıradan kaldırmadan gözlerini oldukça kısık bir şekilde açtı. Yüzünü seçemediği birisi duruyordu karşısında ama mor saçları görünce neredeyse hiç açık olmayan gözlerini kapatıp elini morlunun yanağına koydu. Sevgilisini kendine yaklaştırırken başını sıradan kaldırdı ve yanağına bir öpücük kondurup sıkıca sarıldı.

  Bir süre hareket etmeden durdu öylece. Kendisi gözleri kapalı bir şekilde morluya sarılıyor ve Reo'nun onun saçlarını okşamasıyla daha da mayışıyordu. Aslında, ona sarıldığında Reo'nun onu itip 'geç kalacağız' gibisinden bir şeyler söylemesini bekliyordu ama eğer sarılmasına karşılık veriyorsa keyfini çıkaracaktı.

  Ardından gözlerini açtı. O sırada yanakları morlunun göbeğine yaslıydı yani net bir şekilde görebiliyordu. Yavaşça açtığı gözleri kapıda ona bakan Reo'yu görmesiyle büyüdü. O şuan Reo'ya sarılmıyor muydu da kapıda onu görüyordu? İki tane mi Reo vardı yani?

  Hâlâ önündeki bedene sarılırken başını kaldırıp sevgilisi sandığı kişiye baktı. Aynı Reo'nun morları gibi saçlara sahip olan kız kızarmış yanaklar ve kısık gözlerle gülümsüyordu ona. Nagi, hızlıca kızı ittiğinde Reo sınıfın önünden onlara bakmayı bıraktı ve uzaklaşmaya başladı oradan.

  Nagi hızlıca oturduğu yerden kalktı kızı umursamayarak. Tam sınıftan çıkarken kız güldü ona. "Ne diye onun peşinden koşuyorsun ki? Bitti, seni ömrü boyunca affetmeyecek." diye sırıttı.

My Wish Has Been Granted // NagiReoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin