[0]

917 61 33
                                    

  Bir ağacın altında, gece yarısı marketten aldıkları içeceklerini içerlerken birbirleriyle sohbet ediyorlardı iki çocuk. Sohbet ediyorlardı denemez, Morlu konuşurken beyazlı kafasını telefonundan ayırmayıp kısa cevaplar veriyordu. Reo pek takmazdı bunu, sevgilisiyle yan yana olması bile yeterdi ona. Bir anda konuşmayı bıraktığında beyaz saçlı olan fark etmedi bile bunu.

  'Yıldız kaydı.' dedi içinden Reo. Yanakları nedensizce kızardı, yanında sırtını ağaca yaslamış çocuğa baktı. Umursamazlığına kızsa da içtenlikle gülümsedi. Tekrar döndürdü başını gökyüzüne. Bir dilek diledi. 

*

  "Reo, bekle!" derken hızlıca merdivenleri inen çocuğun arkasından koşturdu beyazlı.

  Mor saçlı çocuk hâlâ ona bakmayı reddediyor ve hızlı adımlarını sürdürüyordu. "Ne diye peşimden geliyorsun, sevgilinin yanına git!" diye bağırdı ağlamaklı sesiyle.

  "Beni dinlemelisin. O kız sevgilim değil, sen varsın ya zaten nasıl olabilir!?" dediğinde yetişmişti önünden giden sevgilisine. Kolundan tutup kendisine çevirdi morluyu. Gözlerinden akın eden yaşları görünce aynı onun gibi yıkıldı tekrardan.

  "Oh, öyle mi? Ne diye o zaman.." hıçkırıklarından dolayı devam edemiyordu konuşmasına. Kızarık yüzünü aşağı eğdi, bakamıyordu karşısındakine. "N-ne diye nefes tüketiyorsam.. Enayi mi var karşında?!"

  Nagi sesini kontrol edemeyen sevdiğinin yanaklarını iki eliyle kavrayıp kendisine bakmasını sağladı. "Reo, sana söylüyorum beni bir kere dinlemelisin. Ben-" Morlunun kendisini itmesiyle sarsıldı. Pek bir güçlü itmemişti, sadece 1-2 adım geri gitmişti Nagi.

  "Hâlâ mal yerine koyuyorsun beni! Tabi ama evet, bunca zamandır sana kandığım için 'mal' demek bile az kalır! O kızla cilveleşirken benim sana kölelik yapmam hoşuna gidiyormuş anlaşılan." derken bağırmaya devam ediyordu. Önemli değildi, okulda sadece hizmetliler kalmıştı anlaşılan. Onların da nerede olduğu belli değildi.

  Nagi tekrardan yaklaşmaya çalıştı mor saçlıya. "Beni bir dinle, Reo-"

  Reo geri adım attı. "Dinlemek istemiyorum, dinlemeyeceğim! Bu zamana kadar ağzından çıkan her bir kelimeyle mutlu oluyordum ama hepsi yalanmış. Yalanlarını duymak istemiyorum! Seni bir daha görmek istemiyorum!" diyerek bağırdıktan sonra koşarak ayrıldı oradan.

  Nagi ise orada öylece dikildi bir süre, arkasından gidemedi bile. Öylece bakakaldı çocuğun gittiği yola.

*

"Mikage Reo var ya, zengin olan hani."

  Nagi duyduğu sesle yere bakmayı bırakıp kafasını kaldırdı. Merdivende oturup dedikodu yapan kızlara kaydı bakışları.

"Okulunu değiştirmiş,"

  Gözleri büyüdü bir anda, duydukları kafasında yankılandı. Reo'dan bahsediyorlardı. Bizim Reo'dan? Mikage Reo. Ne? Okulunu mu değiştirmiş?

  "Harbi mi? Yaa, yakışıklı çocuktu aslında. Bir de zengindi var ya üff, günüm güzelleşsin diye çocuğun yüzüne bakıyordum. Neden değiştirmiş ki?"

  Kaskatı kesilen vücuduna karşı çıkıp olduğu yerden kıpırdadı Nagi. Hızlı adımlarla merdivende oturan kızların yanına ilerledi.

  "Ayy, nereden bileyim ben kızım? Sınıf arkadaşımdan duydum bende-" Kız yakasının tutulmasıyla sarsıldı. Gerilmiş, Korkunç bir yüzle karşılaşınca ürkmedi değil. Altına kaçıracağını sandı bir an.

  "Kim söyledi sana bunu!?" diye bağırdı Nagi. Tam o anda okulun girişindeki herkesin dikkatini çekmesi umrunda bile değildi. Duyduklarına inanmıyordu, inanamıyordu. Dedikodudan ibaret olmalıydı. Evet, sadece bir dedikodu.

"Ben söyledim tabii ki."

  Tanıdığı bir ses duymasıyla yüzü daha da gerildi. Arkasını dönüp ona sinsi bir gülücük veren kıza baktı. Ona daha da yaklaştı ve hiç de nazik olmayan bir ses tonuyla konuştu. "Doğru mu bu?" dedi kızın gözlerinin içine bakarken.

  Mor saçlı kız ağzı kulaklarına varana kadar neşeyle güldü. "Evet, harika değil mi? Artık aramızda hiç engel kalmadı, Nagi'm!"










.

My Wish Has Been Granted // NagiReoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin