Bölüm sekiz

353 41 17
                                    


Medya Lidya
İyi okumalarrrrr🖤
Düzenlemedim yanlışlarım olabilir


Felix

"Hoşgeldinizzz!"

Lidya sevinçle şakıdığında gülümseyip kapıdan içeriye girdim. Ayakkabılarımı çıkarttığımda Jeongin'de beni taklit etmişti.
"Sen içeriye geç lütfen üstümü değiştirip geleceğim."

"Tamam güzelim."

"Ne?" Lidya şaşkınca konuştuğunda gülümsedim. "Jeongin hyungunla çıkıyoruz birtanem."
"Ciddi misin? Çok sevindim hyung."
Jeongin gülümseyip içeriye geçerken bende odama geçip hızlıca üstümdekilerden kurtuldum.

Şort ve askılı bir bluz giyinip, odamdan çıktım ve salona girdin. Lidya ve Jeongin gülüşerek konuştuğunda yanlarına ilerledim.
"Yemeğe geçelim mi?"

İkisi bana bakıp başlarını sallamış ve ayağa kalkmışlardı. Masaya birlikte geçip oturduğumuzda Lidya'nın hazırladığı yemekleri yemeye başladık.

"Jeongin hyung yaptığın her şey için gerçekten çok teşekkür ederim. Hem Felix babamın hayatını kurtardın, hemde benim velayetimi alabildin."

"Teşekküre gerek yok. Felix'i sevdiğim için severek yaptım Lidya."
Lidya gülümsemişti.
"Baba yarın Hyunjin dayım çağırdı. Gidecek miyiz?"
"Evet bebeğim hatta Jeongin hyungunda gelecek."

"Hyunjin dayım delirecek desene."
"Şşh deme öyle."
"Tamam tamam bir şey demedim."
Gülüşerek ve güzel muhabbet ile geçen akşam yemeğinden sonra Jeongin'e bir telefon gelmesi ile suratı atmıştı.

"Benim gitmem lazım çok üzgünüm ama mutlaka telafi edeceğim."
"Bir şey mi oldu? İyi misin? O kimdi?"
"Önemli bir davam vardı. Onun için arıyorlar."

Jeongin hızlıca ayağa kalkmıştı. Lidya'nın saçını öpmüş ve saçını okşamıştı.
"Kendine ve Felix babana dikkat et meleğim tamam mı?"
Lidya başını salladığında Jeongin gülümsemiş ardından kapıya ilerlemişti. Ben de peşinden gidip kapıyı açtım ve pervaza yaslanıp onu izledim.

Ayakkabılarını hızlıca giyinip ceketini üstüne geçirirken beni belimden yakalayıp hızlıca dudaklarımı öptü.
"Seni seviyorumm. Dikkatli ol yarın akşam ben sizi alırım evden."
"Konuşuruz. Sende dikkatli ol lütfen."
Alnımı öpüp giderken kapıyı kapatıp üstten kilitledim.

"Meleğim film izleyelim mi birlikte?"
Lidya'nın yanına mutfağa girdiğimde ağladığını görmüştüm. Hızlıca yanına ilerleyip ona kollarımı sardığımda bana sarılmış ve ağlamaya devam etmişti.

"Bebeğim ne oldu? Canın mı acıyor?"
"Hayır aksine çok mutluyum.."
Hıçkırıkları arasından konuştuğunda gözlerim dolmuştu.

"Ne oldu peki?"
"Jeongin hyung çok güzel hissettirdi bana. Baba gibi."
"Oy meleğim benim.. Jeongin hyungunu sevmen gerçekten çok hoşuma gitti. Çünkü ben onunla şuan sevgiliyim ve sen onay verdikten sonra bir şeyler olmasını istiyorum."

"Benim sonuna kadar onayım var anne istersen hemen gelsin bize yerleşsin."
"E yuh güzelim o kadarda değil!"

Kızımın güzel yüzüne öpücükler bırakıp onu içeriye gönderdim ve masayı toparlayıp mısır patlattım. Mısırı tabağa koyup tepsiye koydum.

Tepsiye bardakları içecekleri ve bir kaç çikolatayı koyup tepsiyi elime aldım ve salona geçtim. Lidya telefonu ile oynarken sehpanın üstüne tepsiyi bıraktım.

"Kiminle konuşuyorsun?"
"Minhae ile. Yarın ödev teslimi var onu konuşuyorduk."
"Sevgilin var mı?"

Dudaklarını büzüp başını iki yana salladı.
"Ben çirkin miyim baba? Niye sevgilim olmuyor benim?"
"Melek yüzlüm nasıl çirkin olabilirsin sen acaba? Çok güzelsin çook."

Baby lawyer -jeonglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin