Sabah erkenden, derme çatma evimin tahta penceresinden gözüme doğru süzülen ve adeta bana rahatsızlık vermeyi and içmiş gibi görünen güneş ışığı tarafından uyandırıldım.
Erkenden uyanmaya alışığım çünkü bu küçük denizci kasabasında erkeklere düşen görevler geç kalmaya müsaade etmez.Ben, yedi yaşındayken annem ve babamı bir hastalıktan kaybettik. O günden beri bu küçük kasabada anneannem Sagayla beraber yaşıyoruz bana çok iyi baktı. Tabi artık büyüdüm on dokuz yaşindayım ve roller değişti. Şimdi anneanneme bakma sırası bende ona çok şey borçluyum.
Küçükken onunla beraber hiç sıkılmazdım Bana hayatı boyunca yaşadığı deneyimleri anlatır, farklı farklı büyüler öğretirdi. Gösterdiği tüm büyüleri yaptığımda ise her zaman çok şaşırırdı. Beni bu yeteneğimle sürekli överdi. Ama bu yaptığı büyüleri komşularımıza bahsetmemem konusunda da sıkı sıkı tembihlerdi.
Saga:
Zaten çok komşumuz da yoktu olanların da anneannemin bir büyücü olduğundan haberleri olmadığını sanmıyorum. Sonuçta burası tüm dedikoduların hızlı yayıldığı küçük bir kasaba.
Anneannemin bana verdiği yeni görevim bahçemizdeki elma ağaçlarından elmaları toplayıp pazara götürmek. Satışları ise beraber halledeceğiz.
Evimizden çikarken kapının arkasında asılı olan gri kapüşonlumu aldım ve hızlıca üzerime geçirdim. Ağaçlarin dallarındaki her bir kırmızı elmayı toplarken aklıma o geliyordu. Kızıl saçarı. Bu elimdeki elma kadar kırmızı dudakları... Ve elmadan bir ısırık aldım. Tadı onun gülümsemesi kadar güzel, kokusu ise... Kokusu, sahi acaba onu kokusu nasıldı? Adı neydi acaba o güzel kızın. Onu ilk defa dört ay önce görmüştüm, pazarda elma satarken
Nakali:

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehirli Elma
Fantasy"Seni anlıyorum Nakali, hem de çok iyi anlıyorum." Diyebildim sadece. "İstersen sana sarılabililirim." dedim çekinmeden. "Daha iyi hissetmeni sağlayacaktır. Bir şey söylemeden sarıldı bana.