Azer - Azerbaycan

125 19 31
                                    

Önerilen Şarkı: Play With Fire-Sam Tinnesz, Yacht Money

§ Azer'in Gözünden §

Elimdeki kitabı sakince okuyordum. Birden kapının çatkapı açılmasıyla yüreğim ağzıma geldi. Ve annem "Yürü Azer gidiyoruz." diyip kolumdan sürükledi.

Azer: Ama anne bu yaptığınız dolandırıcılık ve ayrıca çok günah! Yapmasak olmaz mı?
Anne: Kes sesini!! Bu bizim geçim kaynağımız ve halk bundan memnum. Ayrıca sakın bir daha işlerimize karışmaya cüret etme!

Anne ve babamla birlikte zorla kişilere geleceği ve gelecekte olacak şeyler ile ilgili yalan şeyler söylüyorlardı. Bunun yanında gençlik, para getirecek sahte iksirler yaparlar. Falcılık gibi ama bunun yanında büyü ve büyücülükte vardı. Ben her ne kadar bu durumdan nefret etsem de annemin emirlerine karşı gelemem. Anneme sürekli neden beni yanlarında tuttuklarını sorduğumdaysa sürekli "Bir çocuk olursa daha inandırıcı olur." Dediği için daha fazla uzatmazdım.

Annem beni kolumdan sürüklediğinden kolum çok ağrımıştı. Ama ses etmeyip tezgahın başında zoraki ama gülüşümün arkasındaki zorlanmayı belirtmeden. "Merhabalar efendim, para, şöhret, sağlık, uzun ömür, sevgi, aşk ve aradığınız tüm iksirler burada. Geleceğinize bakılır. Ayrıca yılan ve birçok yağlarımızda mevcuttur."

Her ne kadar insanları kandırsam da içim rahat değildi.

§ Bir kaç Saat Sonra §

Bugünkü tüm satışları bitirmiştim. Odaya gidip huzurlu bir şekilde kitabıma devam etmek için standın arkasındaki odaya gittiğim anda annem koltuğa yayılmış gözlerini hafif kısıp sırıtıyordu. Tam neden olduğunu soracakken yerde parçalara ayrılmış kitabımı gördüm.

Ben korku içinde kitabımı elime almıştım. Sanki olabilecekmiş gibi elimle birleştirmeye, katlayarak iç içe getirmeye çalışıyordum ki annem;

Anne: Ahh Azer, Azer.. o kıza neden sırrımızı söyledin? Kız ne güzel nefret iksirini alacaktı, ama sen onu durdurdun, ve ona gerçeği açıklayarak almasına mani oldu. Bize daha fazla para kazandıracağı halde neden bize ihanet ettin Azer?

Diyip kitabımın başında otururken ayağa kalkıp yüzüme tekme atması bir oldu. Ben acı içinde yanağımı tutarken annem ise bana iğrenerek bakıyordu.

Anne: Aşağılık çocuk.

Diye fısıldadı ve odadan çıktı. Yanağımdaki acıya değil, kitabım için ağlıyordum. Benim tek arkadaşımdı kitap. Ayrıca ona sırrı söylememin nedeni vardı. Ama annem bilmiyordu ki onun sevdiğim kız olduğunu..

Benim elimden dolandırılmasını istemedim ve yalan söylemek istemediğim için gerçeği söyledim.

§ 3. Kişi Ağzından §

Azer okuldaydı, ailesiyse iksir ve yağları satmakla meşguldü. Ama onlara doğru ellerinde ateş, tırpan, çapa, sopa ve baltalarla gelen köylüleri gördüklerinde korktukları başlarına gelmişti.

Köylüler onların foyalarını anlamışlardı.

Kadın koşarak önemli eşyalarını aldı ve arka taraftan koşarak çıktı. Kocası ise kadını takip etti ve "Hayatım Azer ne olacak?" Dedi. Bunun üzerine kadın durdu ve korkunç bir şekilde adama bakarak, "Sence o çocuk benim umrumda mı sanıyorsun? O bizim için bir kukladan başka bir şey olmadı zaten. Tch aptal çocuk!" diyip tekrar adamla beraber koşmaya başladı.

O sırada köylüler ise çoktan standa gelmişlerdi. Aileyi arayan köylüler, aileyi bulamayınca umutsuzluğa düştüler. Derken okuldan eve gelen Azer'i gördüler ve hemen ona doğru koşmaya başladılar. Ne olduğunu anlamayan Azer, refleksle koşmaya başladı.

Uzun süredir koşan Azer, yorgunluktan dayanamayıp yere çöktü ve ne olduğunu o zaman anlamıştı.

Daha fazla kaçamayacağını anlayınca yüzünü onlara dönerek teslim oldu.

§ 2 Gün Sonra Azer'in Gözünden §

Heryerim ağrıyor, aç ve susuzluktan bayılma noktasına gelmiştim. Şuan ise köylüler tarafından zindanın en dip köşesinde ellerim duvarın iki yanında, asılı bir şekilde duruyordum. Ve artık halk tarafından 'Şeytanın Oğlu' olarak biliniyordum.

Her ne kadar benim bu işi sevmediğimi, ailem zoruyla yaptığımı söylesem de bana inanmadılar. Bana söylenen tek şey;

"ŞEYTANIN ÇOCUĞU! KÂFİRE BAK BİR DE UTANMADAN KENDİNİ BİZE İNANDIRMAYA ÇALIŞIYOR. ARTIK SİZİN YALANLARINIZA KARNIMIZ TOK!" diyorlardı. Aslında haklılarda. Ben olsam ben de inanmazdım.

§ 5 Saat Sonra §

Artık zamanı gelmişti ve köylüler tarafından infazımın birazdan yapılacağı söylendi. Her ne kadar ölmeye meraklı olmasamda anneme zorunluluktan bile olsa uyduğum için ben de suçluydum. Ve suçumu hakettiğim şekilde çekecektim.

Kasaba meydanında uzun ve kalınca dik bir şekilde konulmuş bir kütük vardı ve beni oraya çıkarıp bağladılar. Her ne kadar göstermesem de korkuyordum. Ama ben Şeytanın Çocuğu değil miyim? Bu yüzden korkusuz bir şekilde cezamı çekecektim.

Kütüğe bağlandım. Ve köylüler etrafımı aleve vermişti ben yavaş yavaş yanıyorken halkın en önünde duran ve bana sırıtarak bakan sevdiğim kızı gördüm. Muhtemelen benim askeriye okuduğumu ve bu sebeple ağız okumayı bildiğimi bildiği için ağzını oynatarak ve sırıtışını bozmadan 'Ben yaptım, gerçeği herkese ben söyledim' deyince ayaklarımdan yukarı doğru süzülen alev değil kalbimdeki alev canımı yaktı.

Ben acılar içinde bağırıyorken halk bana gülüyordu. Ama içlerinden en acıtan gülüş onunkiydi..

Ve o zaman anladım ki kimseye asla güvenmemek gerekiyordu...

Araftan Önceki Cehennem-CountryhumansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin